Ankara Tabip Odası, yayımladığı "Yoksulluk Halk Sağlığı Sorunudur" başlıklı açıklamayla, gelir eşitsizliği ve yoksulluğun Türkiye'de milyonlarca vatandaşın en temel haklarına erişimini engellediği uyarısında bulundu. Açıklamada, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'dan (GSYH) emeğin payının azalmasının, gelir ve servet adaletsizliğini derinleştirdiği belirtildi.
DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi'nin (EMAR) raporuna atıfta bulunan ATO, Türkiye'de en az 17 milyon 821 bin yurttaşın en temel ihtiyaçlarını karşılayacak herhangi bir gelire sahip olmadığını ortaya koydu.
TÜİK verilerine göre yapılan hesaplamalarda ise tablo daha da kritikleşiyor:
Genel Yoksulluk: Yoksulluk oranı %21.2'ye yükseldi, bu da her 10 yurttaştan 2'sinin yoksul hale geldiği anlamına geliyor.
Çocuk Riski: 2024 yılında 18 yaşından küçük çocukların %38.9'u yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında.
Sosyal Dışlanma: Toplam yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanların oranı ise %29.3 seviyesinde.
Raporda, kadınların yoksulluk veya sosyal dışlanma riskinin erkeklere göre daha yüksek olduğu belirlendi. Kadınlarda bu oran %31.5 iken, erkeklerde %27.1 olarak kaydedildi.
Yoksulluğun derinleşmesi, sosyal yardımlara olan bağımlılığı da artırdı. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı verilerine göre, 2022'de 4.49 milyon olan sosyal yardım alan hane sayısı, 2024 sonunda 4.57 milyona yükseldi. Bu durum, TÜİK verilerine göre her 7 kişiden 1'inin düzenli sosyal yardıma muhtaç hale geldiğini gösteriyor.