Tarih: 08.12.2025 11:43

Asgari ücret GSYH’nin en az yüzde 60’ı olmalı

Facebook Twitter Linked-in

DİSK Araştırma Merkezi'nin (DİSK-AR) 2026 yılı asgari ücret raporu, ücretli çalışanların karşı karşıya olduğu yoksullaşmayı ve mevcut sistemin yapısal sorunlarını verilerle ortaya koydu. Raporda, "Komisyon yapısından önce bağlayıcı kurallar koymak ve bunları mevzuata eklemek lazım" denildi. Asgari ücretin neredeyse toplumun yarısının ortalama geliri haline geldiği belirtilen çalışmada, "Türkiye'de asgari ücret bir kurala göre saptanmıyor. Hükümet istediği asgari ücreti dayatıyor" ifadeleri kullanıldı.

İKİ TEMEL KURAL ÖNERİSİ

DİSK-AR'ın önerdiği düzenleme modelinde iki ilkeye dikkat çekildi:

"Asgari ücret sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü oldukları da (hanehalkı veya ailesi) göz önüne alınarak, asgari ihtiyaçları dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Bu hüküm mevzuata yazılmalıdır."

"Asgari ücret; genel ücret düzeyi ve ülke ekonomisindeki büyümeye bağlı olarak toplu pazarlıkla saptanmalıdır".

"EN AZ YÜZDE 60 ORANI MAKUL OLUR"

Rapor, asgari ücretin kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının yıllar içinde düşüşüne dikkat çekiyor. "1999, 2004 ve 2016 yıllarında asgari ücret kişi başına GSYH'nin yüzde 60'ı oranında gerçekleşmişti. Şu anda yüzde 43,6'ya geriledi." denilen çalışmada, 2026 yılı için "Orta Vadeli Program'a göre tahmini aylık Kişi Başına GSYH 75 bin TL olacak. Bunu esas alan bir oran ve hesaplama yapılabilir" tespiti yer aldı. DİSK-AR, "En az yüzde 60 oranını hedeflemek oldukça makul olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"KOMİSYON TEKNİK BİR ORGAN OLMALI"

Araştırmada, "Komisyon bu hesaplamaları yapan teknik bir organ olmalı. Asgari ücretin kuralları mevzuatta yer almalıdır" denilerek mevcut sistemin keyfiliğine işaret edildi. TÜİK'in bile artık Komisyona veri sunmadığı, belirleme sürecinin "tamamen keyfi biçimde yürütüldüğü" ifade edildi.

"TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ"

DİSK-AR, çözümün asgari ücrette değil toplu pazarlıkta olduğunu savunarak, "Asıl mesele asgari ücretle çalışanlarının kapsamını daraltmak ve ücret düzeylerini toplu pazarlıkla belirlemektir" dedi. Raporda, "TİS kapsamındaki işçilerin brüt aylık ortalama ücretleri yüzde 39,5 daha fazladır" bilgisi verildi. Sosyal haklarla birlikte bu fark yüzde 54'e kadar çıkıyor. "Toplu pazarlığın kapsamının genişlemesi, yalnızca sendikalı işçilerin değil, tüm ücretlilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirme potansiyeli taşımaktadır" ifadeleri yer aldı.

ASGARİ ÜCRETİN MİLLİ GELİRDEKİ PAYI ERİDİ

"Asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı 1974'te yüzde 80,6 iken, 2025'te yüzde 43,6'ya geriledi" diyen rapor, bu düşüşün AK Parti döneminde de sürdüğünü aktardı. "Bu gerilemenin anlamı asgari ücretle çalışanların göreli olarak yoksullaşmasıdır" denildi. Özellikle 2025'te asgari ücrete yıl içinde ikinci zam yapılmaması nedeniyle yıllık 50 bin TL'ye ulaşan bir alım gücü kaybının yaşandığı vurgulandı: "2025 yılı resmi enflasyonu tahmin edildiği gibi yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşirse, asgari ücretteki kayıp 7.471 TL'ye yükselecek".

AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALAN ÜCRET

Ekim 2025'te net 22.104 TL olan asgari ücretin, aynı dönemde Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi'ne göre belirlenen 26.925 TL'lik açlık sınırının gerisine düştüğü bilgisi de raporda yer aldı. "Aralık 2025'te asgari ücret açlık sınırının yüzde 18, yoksulluk sınırının yüzde 76,2 altında kalmış olacak" ifadeleri kullanıldı.

KADINLAR VE KAYITDIŞI ÇALIŞANLAR DAHA DEZAVANTAJLI

"Kadınların yarısından fazlası en fazla asgari ücrete erişebiliyor. Kadınlarda bu oran yüzde 60,1" denilen çalışmada, kayıtdışı çalışanların yüzde 40'ının asgari ücretin yarısından azına çalıştığı belirtildi. "Kayıtdışı çalışan kadınların yüzde 90'dan fazlası asgari ücret ve altındaki ücretle çalışmak zorunda bırakılıyor" denildi.

"ASGARİ ÜCRET ARTIŞI ENFLASYONU TETİKLEMİYOR"

Raporda, "Ücret-fiyat sarmalı iddiası gerçek dışıdır. Tersine fiyat-ücret sarmalı söz konusudur" denildi. 2016 ve 2023 yıllarında yüksek artış yapılmasına rağmen enflasyonun düştüğü örneklerle gösterildi. "Asgari ücret enflasyonu tetiklemiyor. Türkiye'nin son yıllardaki verileri bunu söylüyor" ifadeleriyle bu görüş temellendirildi.

AVRUPA İLE FARK AÇILDI, ASGARİ ÜCRET DÜŞÜK KALDI

"2015'te Avrupa'da Türkiye'den avro cinsinden düşük asgari ücreti olan 14 ülke varken, 2025 yılında sadece 2 ülke vardır" denilen araştırmada, Türkiye'nin Polonya, Romanya ve Macaristan gibi ülkelerin gerisinde kaldığı belirtildi. Avro bazında Türkiye'nin son 10 yılda yıllık ortalama asgari ücret artışı yalnızca yüzde 2,8 olarak gerçekleşti.

VERGİ SİSTEMİ ÇALIŞANIN ALEYHİNE

"Asgari ücret vergi istisnasının matrahtan indirim şeklinde değil de vergiden indirim yoluyla uygulanması çalışanları mağdur etmekte" diyen DİSK-AR, 2000 yılında ilk vergi diliminin asgari ücretin 22 katı olduğunu, 2025'te bu oranın 6,1 kata gerilediğini aktardı. Ayrıca, işverenlere 2010-2025 arasında verilen SGK prim desteğinin 777 milyar TL'yi aştığı belirtildi ve benzer desteğin işçilere de sağlanması istendi.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-DT9JLG88B3