Tarih: 12.11.2025 19:12

'Allah Akın Gürlek’ten gani gani razı olsun'

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nu ziyaretinin ardından Silivri Cezaevi önünde açıklama yaptı.

Özel'in açıklamalarında öne çıkan başlıklar şu şekilde:

"Uzun süredir beklediğimiz, bir tülü yazılamayan, yazılamadığı için parçalara ayrılmaya çalışılan, ahtapotu ispat etmeliyiz baskının yapıldığı ve yazıldığı andan itibaren de tel tel dökülen bir iddianamenin ertesi gününde buradayız. Dün Ahmet Özer serbest kaldı, bu çok uzun süredir aldığımız tek iyi haberdi. Onun dışında 4 yılla yargılanan Zeydan Karalar, 12 yıl iddia edilen suç Adana'da kendisi örgüte dahil ama onu bırakmadılar. Dedikleri cezayı alsa içeride yattığı yetecek ama onu dahi bırakmadılar. Beşiktaş iddianamesinde herkes yeterince yatmıştır, deliller toplanmıştır, Aziz İhsan Aktaş dışarıda gezerken arkadaşlarımızın tutuklu olmaları kabul edilemez. İçeride yatan belediye başkanlarımızın derhal tutuksuz yargılanmaları gerekmektedir.

silivri-2.jpg

Çok sayıda arkadaşımızla görüştük. Başta Ekrem Başkan ve tüm arkadaşlarla sohbetimizin ilk başı geçen haftadan bu haftaya yaşadığımız büyük üzüntülerdi. Bilhassa askeri uçaktaki şehitlerimiz hepsini derinden yaralamış durumda, Kocaeli'deki Diyarbakır'daki katliam şeklindeki iş kazaları bütün arkadaşlarımızı üzmüş durumdalar. Biz de bugün akşam yapacağımız mitingimizi bu yasa, bu acıya uygun bir atmosferde gerçekleştirmek üzere arkadaşlarımıza talimatlarımızı vermiştik.

"İDDİANAME 9 DEFA ÖYLE HİSSETTİM İFADELERİ YER ALIYOR"

19 Mart sivil darbesinin iddianamesi nihayet 237 gün sonra yazıldı ve 3 bin 900 sayfa hatalarla, çelişkilerle hepinizin gördüğü iki ayrı kişinin apayrı suçlardan aynı ifadeyi kes kopyala yapıştırla verdiği ya da verdiği iddia edilen hatalarla dolu bir iddianameyle karşı karşıyayız. 969 kez hatırladığım kadarıyla 691 kez öyleymiş -mışlar -muşlar, 546 kez duydum, 499 kez olabilir, 235 kez düşünüyorum, 9 defa da öyle hissettim ifadelerinin yer aldığı bir iddianameyle karşı karşıyayız.

Ekrem Başkan'ımız seçim kazanmakla suçlanıyor, cumhurbaşkanı adayı olamaya niyet etmekten suçlanıyor. CHP Kurultay'ından alıntılar yapıyorlar. Örneğin Manisalı arkadaşların astığı 'özgür gelecek' pankartının kazancaklarından emindiler diye yazılmış ya da hep bir ağızdan "güzel günler göreceğiz arkadaşları" bu seçimi kazanacaklarını sonrada Türkiye'de iktidarı değiştireceklerini ve bunun kendileri için güzel günler olacağını örgütün birbirini motive etmek için kullandığı şarkı diye ifade etmeye çalışan kara mizah durumuyla karşı karşıyayız.

Ekrem Başkan'ın bu örgütü ilk adımlarının 2014 yılında Beylikdüzü'nde atıldığı söylüyor. Beylikdüzü yaşanan bir olaydan suçluyor, oysa geçen hafta o olaydan görülen mahkemede İmamoğlu beraat etti. Savcı 5 kere ertelettirdi, belli ki bizi bekle demişler. Orada savcı yine mütalaa vermeyince, hakim bey dedi ki mütalaa vermeme gerekçeni söyle o zaman dedi. Onu da vermeyince karar verdi beraat ettirdi. Örgütün kuruluşuna temel suç olarak yazmış ama şimdi burada beraat ettiği için boşalmış.

Bu iddianama aynen şunu ortaya koymuştur; Bir cinayet iddiası var, bir iftiracı diyor ki Ekrem Başkan cinayet işledi. Ortada silah yok, öldürülen kişinin cenazesi yok. Ben duydum, öyle biliyorum, rüşvet almışlardır. Kim vermiş, nerede, ne kadar vermiş bu yok. Akın Gürlek denen kişiye şunu söylemek durumundayım. Akın Gürlek denen kişi dedi ki sadece tanık beyanıyla tutuklu kimse yok, varsa söyleyin yarın bırakalım dedi. Örneğin Kadriye Kasapoğlu, Mehmet Pehlivan, Kadir Öztürk ve daha niceleri sadece tanık beyanıyla. Somut bir delil ortaya konulmuş değil. Konulan bir yer var, iftiracıların iftiracı olmaya zorlandıkları noktada bir iki delilimsi şey var. Bir suç varsa o iftiracı o suçu işlemiş yakalandım diye de başkasına atıyor.

Akın Gürlek isimli şahsa soruyorum; İlk gün basın bildirisi çıktın 560 milyar lira yolsuzluk diye, bir kuruşunun kanıtı var mı. Dün de arkadan haber yaptırıyor 140 milyar lira. Bugün baktık bunun 100 milyar lirası dışarıdan bulunan krediler metro için. Metrolar bitmediğine göre parayı yedi bunlar yazmış. Hangi yapılan ihalenin karşılığında iş teslim alınmamış. Geçmişte Erdoğan'ın suçlandığı naylon faturalayla suçlanmıyoruz biz.

Erdoğan'a soruyorum, 560 milyar lira yolsuzluk yayınlarından sonra şimdi 560 liralık yolsuzluk göstersin bize. İBB'den Medya AŞ bin 200 cep telefonu satın almış CHP delegelerine dağıtmış. Bütün mahkemelerin böyle bir iddianın bile bir kişinin söylemi olduğunu söylemişti. İmamoğlu'nun lüks araçları nerede, 5 gün konuştunuz MHP'li milletvekilinin çıktı. Pandemide bin 388 tane konsere fahiş fiyat ödendi, hani iddianamede yok.

"BIRAK KAÇSIN KURTULURSUN YOKSA İNDİRECEK SENİ O KOLTUKTAN"

Delilleri topladın, iddianameyi yazdın. Bu vakitten sonra Ekrem Başkan'ın kaçma şüphesi mi var. Bırak kaçsın kurtulursun yoksa indirecek seni o koltuktan. Düne kadar ben diyordum arkadaşları Akın Gürlek iddianameye yazmış. Üç kuşaktan yaptıkları işle kazandıkları parayı yemeye zamanı olmayan birisi. Bunu bütün Beylikdüzü, Trabzon, İstanbul biliyor. Ekrem Başkan'ın babasıyla birlikte belediye başkanlığına başlamadan önce yapıp teslim ettikleri daire sayısı 2 bin 500. İstanbul gibi yerde 2 bin 500 daireyi teslim etmiş kişiye 90 daire nerede diyorlar. Aile şirketi inşaat yapıyor, bunlar diyor ki nereden daire buluyorsunuz. Buradan Ekrem Başkan'ın talebi sayın Bahçeli de destek vermişti, derhal duruşmaların canlı yayınlanması için bir yasal düzenleme yapılmasını bekliyoruz.

Algı yapıyorlar. 2200 yıl. Bakın Sayın Erdoğan'a Söylüyorum. "28 Şubat 1.000 yıl sürecek." dendiğinde bu seni nasıl motive ettiyse bu 2200 yıl da beni öyle motive ediyor. Ona göre mücadele edeceğim seninle. Nasıl hani bir gün çıktın dedin ya, "Hani 1000 yıl sürecekti 28 Şubat ne oldu?" Senin karşına geçip de hani 2200 yıl yatacaktı Ekrem İmamoğlu. Ne oldu diyeceğim? Gün için bugünden geriye sayıyorum. Gün sayıyorum o an için. Bu kadar açık söylüyorum, bu kadar net söylüyorum.

"BİZİM BİR PARTİ KAPATMA DAVAMIZ EKSİKTİ O DA OLDU"

Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne biraz önce Akın Gürlek dün önce bir yaptı, eline vurdular çekti. Düzenleme yazdı. Olmadı, bir daha yazdı. Nihayet dün yazdığı yazı bugün ulaştı. Suç üstü yakalandı. Anayasanın parti kapatma maddelerini hatırlatarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına Cumhuriyet Halk Partisi'ne şikayet ediyor. Dün yollamış yazıyı, hazırlamış, yollamış. Sonra millet ayağa kalktı ya. Parti kapatmada nedir ya falan diye. Cumhuriyetin Atatürk'ün kurduğu partiyi Akın Gürlek'e mi kapattırırlar diye. Millet canını okudu ya. Önce bir tane yazı yazıyor yazıyor yazıyor. Biz parti kapat demedik de şunu söyledik. Sonra tepkiler devam edince bir tane daha parti kapatılmasını istemedik falan. Ben dün söyledim. Tarihe kaydoldu artık o. Erdoğan kendisinin geçmişte yaşadığı ve kendisine yaşatılan ve yaşatılmayan her şeyi arkadaşlarımıza yaşatıyor. Bizim bir parti kapatma davamız eksikti. Allah razı olsun o da oldu.

Zaten kendisinin bu işe memur kılındığını bilmiyor muyduk biz. Sen İstanbul'dan geçmişsin Ankara'ya. Hakimlikten geçmişisn siyasete. Niyetinde Anayasa Mahkemesi var, o var, bu var ama Niye geldin geriye buraya? Geldi buraya geri, kendi de açıklamış. Ekrem İmamoğlu zenginleşmek istiyor, onun nasıl bir yalan olduğunu hepimiz biliyoruz. İki, Cumhuriyet Halk Partisi'nde iktidar değiştirmek istiyor. Biz yol arkadaşıyız. Meşru yollardan, siyasi yollardan 28 Mayıs günü sabahleyin değişim diyerek yola çıkmışız arkadaş biz. Partinin Cumhurbaşkanı adayı olacakmış, olacak, oldu. Millete sorduk 15.5 milyon kişi Mart'ın 21'inde, 23'ünde bunu münasip gördü. Yarın da adayımız da olacak, seçimi de kazanacak.

"AKIN GÜRLEK ALLAH SENDEN GANİ GANİ RAZI OLSUN"

Burada bu kişinin bunlara mani olmak için geldiği nasıl belli? 18 Mart günü diploma iptali akşam vakti ertesi sabah operasyon. Biri İstanbul Üniversitesi'nden, biri İstanbul Cumhuriyet Savcılığından. Tek elden koordine. Amaç ne? Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Bu yargılamadan kurtulursa diplomasız olsun, diplomadan kurtulursa yargılamadan yakalansın. Biz bu konuda meselenin sonuna kadar farkındayız. Milletimiz de farkında. Allah ben vallahi hiç Akın Gürle'yi eleştirdim, ağır eleştirdim, o dava açtı, o oldu bu oldu. Sözümü esirgemedim. Ama benim huyumdur. Hiç kimseye beddua etmedim. Şimdi Akın Gürle'ye ağız dolusu "Allah senden gani gani razı olsun." diyorum. Allah senden gani gani razı olsun. Ben bu kadar iyi anlatamazdım bu işin siyasi olduğunu. Ben bu davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğunu dünkü iddianame kadar iyi anlatamazdım. Hem açıkça anlatmış hem suçlama diye yaptığı yerlerde çuvallamış."

"ERDOĞAN'IN SEVİYESİNE İNERSEM, ÇIKARKEN VURGUN YERİM"

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Siyasette nezaket dersini almayı unutanlar var. Bunların en başında da CHP'nin Genel Başkanı geliyor" sözlerine ise şu yanıtı verdi:

"Türk siyasetinin görüp göreceği en küfürbaz figür kendisi çünkü. Benim geçen hafta kendisine yönelik değil ama bu trollerin saldırılarından sonra aileye, Dilek Hanım'a, çocuklara… 'İtine, köpeğine sahip çık' demiştim. Bunu söylüyor. Bu lafı 2022 yılında 'Ey Kılıçdaroğlu itine, köpeğine sahip çık. Havlamasınlar. Susturmazsan susturmasını biliriz. Kudurmuşlar' lafı kendine ait. Burada Sayın Bahçeli ile Erdoğan'ın birbirine söylediği lafları söylesem yüzünüz kızarır, sizin okuduklarınızdan iki kat daha fazladır. Bundan sonraki süreçte de Erdoğan bizim güç elde ettiğimizde hangi nezakette olduğumuzu bilir.

Kendisi seçimi kazandığı akşam Üsküdar'da ilk bulduğu yarım yamalak bir otobüsün tepesinden 'Bay Kemal, Bay Kemal' diye dalga geçiyordu. Ben seçim kazandığımda 'Kimse bunu başkasının mağlubiyeti olarak görmesin, kimsenin hezimeti olarak görmesin. AK Partili, MHP'li komşularınızı üzmeyin. Korna çalmayın, davul vurmayın. Biz zafer kazanmadık, görev aldık' demiştim. O kazandığı seçimden sonra 'Atı alan Üsküdar'ı geçti' diye hem de seçimdeki hilelere itirazlar söylenirken mavra yaparken, biz 'Belediye başkanlarının cebindeki anahtar belediyenin kasasının, kapısının anahtarı değil, Türkiye'nin güzel yarınlarının anahtarıdır' diyecek ahlaktayız. Biz kazandığımız seçimden sonra kendisine 23 yıl boyunca hiç partimize bayram telefonu açmamış, bayram telefonu açan, partisinde kendisini ziyaret eden, nezaketle 'Millet aç, yoksul. Yerelde biz, genelde siz bu millete hizmet edelim, doğrusunu yapalım. Anayasaya uyalım ve zulmü bitirelim' diyen kişiyim. Biz o süreçlerde 'Normali bu' demiştik, o 'Yumuşama' diyordu. Sertlik gerekince nasıl sertleşeceğimizi, yumuşaklık gerektiğinde kendisinin nasıl yumuşak davrandığını gördük. O zoru görünce Kenan Evren karşısında yumuşayan, garibanı bulunca atanamayan öğretmene 'Yalan atıyorsun' diye üstüne laf söyleyen, söz söyleyen biridir. Ondan alınacak siyasette nezaket dersi, insanı olsa olsa Erdoğan'ın seviyesine indirir. Erdoğan'ın seviyesine inersem siyasette, çıkarken vurgun yerim."

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-DT9JLG88B3