Tarih: 18.12.2025 13:30

Boşanmanın maliyeti 150 bin lirayı aştı

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye'de sosyal yapının en hassas konularından biri olan boşanmalar, son yıllarda sadece duygusal değil, ağır bir ekonomik yük olarak da gündeme geliyor. Adliye koridorlarında en yoğun mesai boşanma dosyalarına harcanırken, artan mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri süreci birçok kişi için "finansal bir krize" dönüştürmüş durumda.

MAHKEME MASRAFLARI 4 BİN LİRADAN BAŞLIYOR

Türkiye Gazetesi'nin verilerine göre, her yıl yaklaşık 200 bin çiftin yollarını ayırdığı Türkiye'de, bir boşanma davasının sadece dosya açılışı, tebligat ve harç gibi temel mahkeme giderleri ortalama 4 bin TL seviyesine ulaştı. Ancak bu rakam, sürecin sadece görünen ve en düşük maliyetli kısmını oluşturuyor.

ÇEKİŞMELİ DAVALARDA MALİYET UÇURUMU

Boşanma yöntemine göre maliyetler arasında adeta bir uçurum bulunuyor:

Anlaşmalı Boşanma: Tarafların her konuda uzlaştığı davalarda avukatlık ücretleri 50 bin TL'den başlıyor.

Çekişmeli Boşanma: Nafaka, velayet, mal paylaşımı ve tazminat gibi kalemlerin devreye girdiği, yıllarca sürebilen çekişmeli davalarda ise avukatlık ücretleri 150 bin TL'yi aşabiliyor.

Bilirkişi raporları, pedagog incelemeleri ve ek duruşma masrafları eklendiğinde toplam maliyetin üst sınırı belirsizleşiyor. Birçok vatandaş, bu süreci tamamlayabilmek için bankaların kapısını çalarak "boşanma kredisi" kullanmak zorunda kalıyor.

BÖLGESEL FARKLILIKLAR: İSTANBUL ZİRVEDE, HAKKÂRİ SON SIRADA

Divorce Ajansı verilerine göre Türkiye, 2,1'lik boşanma oranıyla dünya genelinde 30 ülke arasında 18'inci sırada yer alıyor. Coğrafi dağılımda ise batı ve doğu illeri arasında keskin bir fark dikkat çekiyor:

En Yüksek Oranlar: İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropoller başı çekiyor.

En Düşük Oranlar: Hakkâri, Şırnak ve Muş gibi iller, boşanma oranının en düşük seyrettiği bölgeler olarak kayıtlara geçiyor.

"NAFAKA VE MAL PAYLAŞIMI SÜRECİ ÇIKMAZA SOKUYOR"

Uzmanlar, boşanmanın sadece bir ayrılık değil, aynı zamanda karmaşık bir mülkiyet yönetimi haline geldiğini vurguluyor. Özellikle mal rejimi tasfiyesi ve tazminat taleplerinin dava süresini uzattığı, bunun da hem tarafların psikolojisini hem de bütçesini yıprattığı belirtiliyor.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-DT9JLG88B3