Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, gazeteci Merdan Yanardağ ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na uzanan casusluk soruşturmasının merkezindeki isim Hüseyin Gün'ün ifadesine ilişkin dikkat çeken ayrıntıları kaleme aldı. Terkoğlu'nun aktardığı bilgilere göre, Gün'ün geçmişi, bağlantıları ve verdiği ifadeler dosyada birçok ismi gündeme taşıdı.
Gazeteci Merdan Yanardağ ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na uzanan casusluk soruşturmasında dikkat çeken yeni bir detay ortaya çıktı. Tutuklu sanık Hüseyin Gün'ün ifadesinde, TGRT'nin sahibi Ahmet Mücahid Ören'in adının geçtiği öğrenildi. Gün, ifadesinde "Amis olarak belirtilen kişi AMÖ yani Ahmet Mücahit Ören'dir" diyerek, Ören'in ricası üzerine sahte bir Twitter hesabıyla ilgili araştırma yaptığını ve sonuçları kendisine ilettiğini söyledi.
Barış Terkoğlu'nun yazısının detayları şöyle:
"O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.
Dün bu yazı yazılırken, herkes, gazeteci Merdan Yanardağ ve İmamoğlu'na casusluk operasyonu yapılmasına basamak olan Hüseyin Gün'ü soruyordu. Cevabı, 3 aydır tutuklu olduğu dosyada var.
1974 yılında Almanya'da doğmuş. İlkokulu ve ortaokulu Mersin'de okumuş. Ailesi orta 3'te İngiltere'ye eğitime göndermiş. Liseyi bitirdikten sonra Londra'da genetik mühendisliğine girmiş. 1996'da okulu bitirmesinin ardından Cenevre'de petrol şirketinde işe başlamış. Bir yıl sonra Merrill Lynch Bankası'nda yoluna devam etmiş. 2004 yılına kadar çeşitli şirketlerde çalıştıktan sonra, 2004 yılında bir konferansta tanıştığı Seher Alaçam ile ortak Avicenna Kapital isimli yatırım firmasını kurmuş."
"MANEVİ ANNEM" DEDİĞİ ORTAĞIYLA YAKIN İLİŞKİ
"Alaçam ile nasıl bir ilişkisi var derseniz…
İş ortaklığından fazlası, Gün ona "manevi annem" diyor. Alaçam'ın parasına, hatta hayatına Gün yön veriyordu. Hüseyin Gün'den yaşça oldukça büyük olan Alaçam'ın, Ümit isminde bir de oğlu var. Gün'ün anlattığına göre Seher Alaçam, "haylaz bir hayat süren" oğlundan çok Hüseyin Gün'e güveniyordu. Şirket 2012'ye kadar ayakta kaldı. Buradan sonra kendi ifadesiyle teknoloji yatırımlarına yöneldi: "Bu yatırımlarımın bazılarında Seher Alaçam ve Latif Aral Aliş isimli şahıs vardı. Kendisi aile dostum olur. Bu kişiyle de Sargun Savunma Sanayi isimli bir şirket kurmuştum."
ATAK, HÜRKUŞ, HÜRJET, KAAN GİBİ PROJELERDE DEVLETLE BİRLİKTE ÇALIŞIYOR
Merdan Yanardağ'ı günlerdir manşet yapanlar farkında mı bilmem…
Gün'ün "aile dostum", "birlikte şirket kurduk" dediği Aliş, savunma sanayinde herkesin bildiği Sarsılmaz Savunma'nın sahibi. ATAK, HÜRKUŞ, HÜRJET, KAAN gibi projelerde devletle birlikte çalışıyor.
Barış Terkoğlu, sürecin 2 Mart 2025 günü 112'ye Seher Alaçam'ın öz oğlunun yaptığı ihbarla başladığını söylerek yazısının devamında şu ifadeleri kullandı.
GERÇEK OĞLU İHBAR ETTİ
Hüseyin Gün, çoğunlukla İngiltere'de yaşarken Türkiye'ye geldiğinde Seher Alaçam'ın evinde kalıyordu. Alaçam, 2022'de evinin havuzunda ölü bulundu. Gün bir süre daha aynı evde yaşamaya devam etti, ardından Şişli'de bir daireye taşındı.
2 Mart 2025'te Seher Alaçam'ın oğlu Ümit Alaçam, 112'yi arayarak Gün'ü ihbar etti. İhbarda, Gün'ün "İsrail ve ABD istihbaratıyla çalıştığı, Türk projelerini yabancılara aktardığı" iddia edildi.
HEM SAVUNMA SANAYİDE HEM DE AJAN
Ümit Alaçam, tanık sıfatıyla verdiği ifadede, Hüseyin Gün'ün Türkiye'de savunma sanayiyle ilgili faaliyet yürütürken ajanlık yaptığını öne sürdü.
Alaçam'a göre, Gün'ün devlete satmaya çalıştığı "telefon kriptolama programı" aslında İngiliz istihbaratının dinleme yazılımıydı. Gün'ün yabancı diplomatlarla gizlice görüştüğü, çeşitli ülkelerde istihbarat faaliyetlerinde bulunduğu iddia edildi.
Alaçam, bu iddiaları Gün'ün evde bıraktığı belgeler, ajandalar ve bilgisayarlardan öğrendiğini belirterek bunları polise teslim etti.
MERDAN YANARDAĞ VE ÜMİT ÖZDAĞ DETAYI
3 ay önce gözaltına alınan Hüseyin Gün, iddiaları reddetti. Şoförü B.Y.'nin ifadesi ise dosyaya yeni bir boyut kazandırdı.
B.Y., Gün'ün sık sık hükümet karşıtı konuşmalar yaptığını, bazı konularla ilgili "Ben dün bu kişilerle görüştüm, bugün bunlar oldu" dediğini öne sürdü. Ayrıca Gün'ün "Üst düzey devlet yöneticilerinin İngiltere'nin maaşlı elemanı olduğunu biliyorum, bende belgeleri mevcut" ifadelerini kullandığını açıkladı. Şoför, Gün'ün seçim döneminde Ümit Özdağ'a maddi destek sağlama niyetinden de bahsettiğini, ancak daha sonra "paramız boşa gitmesin" dediğini anlattı.
GÜN: BEN TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM
Hüseyin Gün, ifadesinde bu iddiaları reddetti. Merdan Yanardağ'ı, Seher Alaçam'ın tavsiyesiyle 2019'dan beri tanıdığını, yalnızca birkaç kez görüştüğünü söyledi. Kendisini "Türk milliyetçisi" olarak tanımlayan Gün, Yanardağ'a para gönderdiği iddiasını da yalanladı.
MÜCAHİD ÖREN DETAYI
Sorguda Gün'e ait olduğu öne sürülen dijital materyallerde, sosyal medya paylaşımları, pasaport görselleri, FETÖ ve Redhack içerikleri yer aldı.
Polis, belgelerdeki "Amis" ifadesinin kim olduğunu sordu. Gün, "Amis olarak belirtilen kişi TGRT sahibi Ahmet Mücahid Ören'dir. Sahte bir Twitter hesabıyla ilgili araştırma yaptırmıştım, sonucu kendisine gönderdim" dedi. Gün, belgelerin çoğunun yanlış çevrildiğini savundu.
"LORDLAR KAMARASI'NI AÇTIRAN TEK TÜRK BENİM"
Gün, ifadesinde dikkat çeken bir başka ayrıntıya da yer verdi. 2010'da Londra'da düzenlenen "Yükselen Türkiye" toplantısını organize ettiğini, "Lordlar Kamarası'nı açtıran tek Türk" olduğunu öne sürdü.
YENİ İFADEDE ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANDI
4 Temmuz'da tutuklanan Hüseyin Gün, Silivri Cezaevi'ne nakledildi. 3 ay sonra yeniden ifade veren Gün, bu kez etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirtti. İfadesinde, 2019 yerel seçimlerinin iptali sonrası İstanbul verileri üzerine çalışma yaptığını ve İmamoğlu'nun ikinci seçimde kazanması için çalıştığını söyledi.
DOSYADA CASUSLUK İÇERİĞİ YOK
Barış Terkoğlu'nun aktardığına göre, Hüseyin Gün ve Merdan Yanardağ arasındaki yazışmalarda casusluk faaliyetlerine dair bir içerik bulunmadı.
Yazışmalarda Gün'ün CHP'yi eleştiren, muhalefetin yetersiz olduğunu savunan mesajları yer aldı. Yanardağ'ın ise çoğunlukla kısa ve teşekkür içerikli cevaplar verdiği belirtildi.
"YENİ BİR TUNCAY GÜNEY VAKASI MI?"
Terkoğlu, yazısının sonunda, geçmişteki Ergenekon süreci ile benzerlik kurarak, Hüseyin Gün'ün ifadelerinin "yeni bir Tuncay Güney vakası"na dönüşebileceğini ifade etti.