Tarih: 02.12.2025 17:41

Dilovası faciasında kamu kurumları yine ‘kusursuz’

Facebook Twitter Linked-in

Kocaeli Dilovası'nda 8 Kasım'da meydana gelen ve 3'ü çocuk 7 işçinin yaşamını yitirdiği kozmetik fabrikası yangınına ilişkin bilirkişi raporu, dosyaya sunulduğu anda yeni bir tartışmayı da alevlendirdi. Raporda işveren ve işletme yöneticileri için "asli ağır kusur" tespiti yapılırken, SGK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İlçe Sağlık ve büyük ölçüde belediye için 'doğrudan etkisi yok' denilerek kusur verilmemesi, Türkiye'de büyük faciaların ardından neredeyse alışıldık hale gelen bir tabloyu yeniden gündeme taşıdı.

Çünkü bu yalnızca bir iş cinayeti değil; Soma'da 301 madencinin öldüğü felaketten, Çorlu tren kazasında 25 kişinin yaşamını yitirmesine; Aladağ yurt yangınında çocukların yanarak can vermesinden, Ankara Gar saldırısında 101 yurttaşın ölmesine; Kartalkaya otel yangınında onlarca insanın alevler arasında kalmasına kadar neredeyse her faciadan sonra aynı sorular soruldu: Denetim neredeydi? Bu kurumlar ne yaptı? Neden hiçbir kamu görevlisi sorumlu tutulmuyor?

kozmetik.jpg

Bilirkişi raporunda yer alan, üzerinde Kiva Kozmetik yazan paketler.

Dilovası dosyasında da zincir bozulmadı. Raporda işyeri tamamen kayıt dışı çalıştırdığı, ATEX standartlarına uymadığı, kaçak binada üretim yaptığı için işveren ağır kusurlu sayıldı; ancak işyerinin İŞKUR'un hemen yanı başında bulunmasına, işçilerin sigortasız çalışmasına, yapının yıllardır kaçak olmasına rağmen, kamu kurumlarının tümü "kusur yok" değerlendirmesiyle dosyanın dışına itildi. Rapora göre Ravive, kimyasal buharın yoğunlaştığı kapalı bir hacimde, projesiz elektrik tesisatıyla, ex-proof olmayan motorlarla, yangın merdiveni ve alarmı dahi olmayan bir kaçak katta üretim yapıyordu. Bu koşullar, bilirkişilere göre "mevzuata aykırı işletme düzeninin doğal sonucu" olarak patlamayı kaçınılmaz hale getirdi.

'ÜNLÜ MARKALARA KAÇAK ÜRETİM'

Raporda yer alan görsellerde yangın sonrası enkazdan çıkarılan ürünler arasında Koton markası adı altında satılan Exotic Paradise ve üzerinde Barbie logosu taşıyan pembe sprey şişeleri dikkat çekti. Bilirkişiler, bu şişeleri "Koton markası adı altında Exotic Paradise ve Barbie isimli dolumu yapılan şişe örneği" notuyla rapora geçirmiş durumda. Aynı alanda, Kiva Kozmetik'e ait sarılı kolilerin tespit edilmesi, tedarik zincirini daha da görünür kılıyor. Kiva'nın kamuya açık bilgilerinde; Boyner, Koton, LC Waikiki, BİM, ŞOK gibi zincirlerle fason üretim anlaşmaları bulunduğu, Barbie, Hello Kitty ve TRT Çocuk gibi lisanslı karakterlere yönelik kozmetik–kişisel bakım ürünleri ürettiği yer alıyor. Ravive'nin yanan tesisinde Kiva kolilerinin bulunması ve enkazda Koton–Barbie ürünlerinin görünmesi, Ravive'nin de bu marka ağının içinde, alt basamakta konumlanmış bir üretici olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla günlük 700 lira civarında yevmiye ile, sigortasız ve tamamen güvencesiz çalışan, önemli kısmı kadın olan işçiler aslında Türkiye'nin en büyük hazır giyim ve perakende markalarına üretim yapıyordu. Ancak bu markaların adı bilirkişi raporunda yalnızca fotoğraflardaki ürün etiketleri üzerinden, dolaylı biçimde geçiyor; tedarik zincirindeki sorumlulukları ayrı bir başlık altında tartışılmıyor.

AĞIR ASLİ KUSUR FİRMA SAHİBİ AİLEDE

Raporun kusur değerlendirmesinde en büyük pay Ravive Kozmetik ve fiili yöneticilerine veriliyor. İşletmenin ruhsatsız, kaçak üst katta, ATEX ve BYKHY yükümlülüklerini tamamen yok sayarak üretim yürüttüğü; parlayıcı kimyasalları uygunsuz biçimde depoladığı; çalışanların neredeyse tamamını sigortasız çalıştırdığı; eğitim, tatbikat, acil durum planı, alarm–sprinkler sistemi gibi hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediği anlatılıyor. Bu nedenle Ravive Kozmetik tüzel kişiliği ile Kurtuluş Oransal, İsmail Oransal ve Ali Altay Oransal'ın "asli nitelikte ağır kusurlu" olduğu açıkça belirtiliyor. Yangının meydana geldiği yapının eski maliki Güven Demirbaş için, tehlikeli üretim faaliyetine elverişli olmayan kaçak yapıyı buna rağmen kiraya vermesi ve riskleri bilerek göz ardı etmesi gerekçesiyle "belirgin ağırlıkta tali kusur" tespiti yapılıyor. Taşınmazı sonradan devralan Özzade Yapı İnşaat Limited Şirketi açısından ise kaçak üst katın varlığını bilmesine rağmen üretimin devamına izin verdiği, teknik inceleme yapmadığı ve tehlikeli faaliyeti durdurmadığı gerekçesiyle "tali–orta düzeyde kusur" bulunduğu ifade ediliyor.

'GEÇİCİ HİZMET VEREN ELEKTRİK ŞİRKETİ DENETİM YAPMADI'

İş sağlığı ve güvenliği tarafında, işyeri ile sözleşmeli Küresel OSGB'nin sahada fiilen hiçbir İSG hizmeti yürütmediği tespiti dikkat çekiyor. Rapor, OSGB tüzel kişiliği için "idari nitelikte tali ağır kusur"; işleten Ümit Çelik ve mesul müdür Ünal Aslan için yine "tali ağır kusur"; iş güvenliği uzmanı Seyfullah Çelik ve işyeri hekimi Muhammet Dayıoğlu için ise "tali kusur" bulunduğu sonucuna varıyor. Elektrik tarafında, iskânı olmayan kaçak yapıya "geçici kullanım" statüsüyle elektrik bağlayan dağıtım şirketi SEDAŞ'ın, işin inşaattan fiili üretime döndüğü halde bağlantıyı kesmediği, belediye ile koordinasyon kurmadığı ve üst kattaki uygunsuz tesisatı hiç denetlemediği belirtiliyor. Bu nedenle SEDAŞ için "tali ve sınırlı düzeyde teknik kusur" tespiti yapılıyor. Tüm bu tabloya rağmen kamunun merkezi denetim kurumları raporda neredeyse hiç sorumluluk taşımıyor.

parfum.jpg

Koton markası altında satışa sunulan Barbie kolonya ve Exotic Paradise adlı parfümler yangın enkazında bulundu.

DENETİM YAPMAYAN SGK VE BAKANLIĞIN 'KUSURU YOK'

Bilirkişi, SGK, İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı için ayrı bir başlık açıyor ve bu kurumların dosyaya gönderdiği yazıları "bilgi niteliğinde" sayıyor. Rapora göre olay tarihinde bu kurumların yürüttüğü herhangi bir denetim, yaptırım veya aktif gözetim işlemi tespit edilememiş. Devamında şu değerlendirme yapılıyor: SGK'nın olay tarihinde kayıtdışı çalışanları sistem üzerinden tespit etmesinin mümkün olmadığı; İlçe Sağlık Müdürlüğü'nün yetkisinin işyeri hekimi atamasıyla sınırlı bulunduğu; denetim yetkisinin Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu'nda olduğu; bu nedenle söz konusu kurumların "olayın meydana gelmesinde doğrudan etkisinin bulunmadığı" ifade ediliyor. Bu yorum, İŞKUR binasının hemen bitişiğinde, tamamı kayıtdışı çalışanlarla, kimyasal patlama riski taşıyan bir fabrikanın yıllarca faaliyette kalabildiği bir durumda bile denetim kurumlarının sorumluluğunun hukuken tanınmadığı anlamına geliyor. SGK'nın sistem üzerinden tespit edemediği her kayıtdışı çalışmanın, fiilen hiç kimsenin kusuru sayılmadığı bir çerçeve çiziliyor. Rapor, bir yandan "yapısal, idari, denetimsel ve işletmeye ilişkin çoklu ihmal unsurlarının bir araya gelmesiyle" bu facianın yaşandığını vurgularken; diğer yandan bu ihmal zincirinin kamu tarafındaki halkalarını büyük ölçüde tali, sınırlı ya da "doğrudan etkisi yok" kategorisine yerleştiriyor.

BELEDİYE 'KUSURLU AMA İYİ NİYETLİ'

Raporda, yangının meydana geldiği yapının resmi geçmişi de ayrıntılı biçimde anlatılıyor. 2021'de belediye yapı kontrol ekiplerinin kaçak üst katı tespit ettiği, yapı durdurma tutanağı düzenlediği; aynı yıl Encümen'in para cezası verip savcılığa suç duyurusunda bulunduğu; daha sonra yıkım kararı alındığı, bunun da tebliğ edildiği belirtiliyor. Savcılık, "imar kirliliğine neden olmak" suçlamasıyla iddianame düzenliyor; Gebze 11. Asliye Ceza Mahkemesi 2023'te Güven Demirbaş hakkında TCK 184/1 uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmediyor; ceza 2024'te infaz ediliyor. Buna rağmen kaçak üst kat, 2025'e gelindiğinde hâlâ faal bir üretim alanı olarak kullanılıyor. Bilirkişiler, bu uzun sürecin sonunda belediye bakımından yalnızca "denetim ve uygulama süreçlerindeki gecikmeye bağlı sınırlı düzeyde idari nitelikte tali kusur" bulunduğu kanaatine varmış durumda. Ancak raporda belediyenin binayı yıkmamasının "Ülke genelinde yaşanan ekonomik dalgalanmalar, bütçe kısıtları, pandemi döneminde sahadaki yıkım ve uygulama faaliyetlerinin yavaşlaması" gibi unsurlarla birlikte değerlendirilmesi gerektiği de yer alıyor.

dsdds.jpg

isbirlik.jpg

Ravive Kozmetik yangınına ilişkin bilirkişi raporu, teknik ayrıntılarıyla birlikte okunduğunda bir yandan Ravive ve Oransal ailesinin ağır sorumluluğunu, OSGB'nin kâğıt üzerindeki denetimini, SEDAŞ'ın kaçak yapıya "geçici" elektrik bağlayıp bırakmasını ortaya koyuyor; diğer yandan ise SGK, Çalışma Bakanlığı, İlçe Sağlık ve büyük ölçüde belediye gibi kurumları, bu tabloya rağmen neredeyse "seyirci" konumunda tutuyor. Enkazda Barbie logolu şişeler, Koton'un Exotic Paradise parfümü, Kiva Kozmetik'e ait koliler ve bu ürünlerin arkasındaki dev markalar duruyor; öte tarafta günlük 700 liraya, sigortasız, kaçış kapısı bile olmayan bir katta çalıştırılan kadın ve çocuk işçiler…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-DT9JLG88B3