Koç Üniversitesi tarafından her ay düzenli olarak gerçekleştirilen Hane halkı Enflasyon Beklenti Anketi'nin Ağustos 2025 sonuçları, kamuoyunun enflasyona ilişkin öngörülerinde düşüş eğiliminin sürdüğünü ancak bu beklentiler arasında belirgin bir görüş ayrılığı oluştuğunu ortaya koydu.
1–10 Ağustos tarihleri arasında 2 bin 512 kişiyle gerçekleştirilen çalışmada, katılımcıların önümüzdeki 12 aya ilişkin ortalama enflasyon beklentisi yüzde 59 olarak ölçüldü. Bu oran bir önceki aya göre 2 puanlık düşüşe işaret ediyor. Geçmiş 12 aylık enflasyon hissiyatı ise yüzde 69 seviyesinde kaydedildi; bu da katılımcıların enflasyonun gelecekte daha düşük seyredeceğine inandığını gösteriyor.
Ortalama ve medyan değerler arasındaki farkın yüksek olması, bazı katılımcıların çok yüksek enflasyon beklentilerinin genel ortalamayı yukarı çektiğini gösterdi. Ayrıca, standart sapma ve çeyrekler arası açıklık değerlerindeki artış, katılımcılar arasında enflasyon tahminlerinin giderek daha farklılaştığına işaret ediyor.
Tasarruf tercihlerine ilişkin verilerde dikkat çeken bir değişim gözlenmedi. Altın ve döviz, hâlâ en çok tercih edilen tasarruf araçları olmaya devam ediyor. Bu tablo, hane halkı nezdinde dolarizasyon eğiliminin güçlü şekilde sürdüğünü gösteriyor. Katılımcıların üçte biri önümüzdeki 12 ayda birikimlerini altına, yaklaşık üçte biri ise vadeli TL mevduata yönlendirmeyi planlıyor.
Ankette, ekonomi politikalarına duyulan güven düzeyi ile enflasyon beklentileri arasındaki ilişki de analiz edildi. Buna göre, hükümete güven duymayan katılımcıların enflasyon beklentileri daha yüksek seyrederken, güven duyan kesimlerde bu beklentiler anlamlı biçimde daha düşük oldu.
Gelir Seviyesine Göre Enflasyon Beklentileri
Gelir düzeyi arttıkça enflasyon beklentisinin de yükselmesi dikkat çekti. Düşük gelir grubundaki katılımcılar, enflasyonun gelecek 12 ayda görece daha düşük olacağı görüşündeyken, orta ve üst gelir gruplarında bu oran belirgin biçimde daha yüksekti. Ayrıca eğitim düzeyi ile beklentiler arasındaki ilişki de dikkat çekiciydi. Lise altı eğitim düzeyindeki bireylerin beklentileri daha yüksek seyrederken, üniversite mezunlarının beklentileri görece düşük kaldı. Ancak üniversite grubundaki yükselişin, bilgiye erişim kaynakları, medya tercihleri ve politik kutuplaşma gibi başka faktörlerden etkilenmiş olabileceği ifade edildi.