Tarih: 13.11.2025 11:50

Tayfun Kahraman'ın tahliyesine yine ret kararı!

Facebook Twitter Linked-in

Gezi Parkı davası kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla yargılanan Tayfun Kahraman 25 Nisan 2022'de 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Tayfun Kahraman, "esasa etkili iddia ve itirazlar hakkında mahkemelerce ilgili ve yeterli bir değerlendirme yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği'' gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

YEREL MAHKEME, AYM'Yİ TANIMADI

AYM, başvuruyu 31 Temmuz'da karara bağlamış, Kahraman'ın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılanması gerektiğine oy çokluğuyla karar vermişti. Kararın gerekçesi 17 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlandı.

Kahraman için Anayasa Mahkemesi (AYM), yetki gaspında bulunduğunu savunarak mahkeme infazın durdurulması yönünde yargılama talebine yanıt geldi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından AYM'nin Kahraman'ın tahliyesi ve yeniden yargılama talebini reddetti.

Kararda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'yi yetki gaspıyla suçlaması dikkat çekti. Kararda "AYM temyiz veya istinaf mercii değildir, süper temyiz mahkemesi de değildir" ifadelerine yer verildi.

MERİÇ KAHRAMAN: 32 SAYFALIK İTİRAZIMIZ 2 SATIRDA REDDEDİLDİ

Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Kahraman ise sosyal medya hesabı üzerinden 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşın yapılan 32 sayfalık itirazın 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gündem yoğunluğu içinde 2 satırda reddedildiğini açıkladı.

Meriç Kahraman'ın X hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Bugün 186. kez Vera ile birlikte Tayfun'u cam ardından 1 saat görmek için Silivri'ye gidiyorum. Bugün diğer günlerden, önceki ziyaretlerimizden farklı.

13. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı yaptığımız 32 sayfalık itirazımız 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gündem yoğunluğu içinde 2 satırda reddedildi.

Yıllardır tüm kamuoyuna Tayfun'un cebir ve şiddetle hiçbir alakasının olmadığını, masumiyetimizi anlattım, belgeledim. Anayasa Mahkemesi de bu gerçeği hukuken doğruladı, belgeledi. Ülkemizde, devletimizin varlığını, bekasını koruyan Anayasamız yürürlüktedir; Anayasa Mahkemesi'nin de esastan aldığı kararlar teknik ya da siyasi bir tartışmaya açık değildir.

Bugün gelinen aşamada ortaya çıkan vaziyet bizim ailemizin, Tayfun'un masumiyetinin çok ötesinde ülkemizdeki her bireyin anayasal güvenceleriyle ilgilidir. Tüm samimiyetimizle hem yaşadıklarımız hem de ortaya çıkan vaziyetin nesnesi olmanın çok derin üzüntüsü içindeyiz.

Dolayısıyla bugün itibariyle 44 aydır sürdürdüğüm haftalık iletişimimizi sonlandırıyorum. Sözün bittiği yerde değiliz, söz bitmez. Ancak bugünden sonra benim paylaşacaklarım olsa olsa sıradan bir ailenin fotoğraf albümü mahiyetinde olacaktır.

Bugünden sonraki ihtimallere dair söz hukukçuların, siyasilerindir. Ocağımıza düşen bu yangını söndürmek için bizimle beraber su taşıyan herkese minnetle… Allah kimseyi masumiyetini müdafaa etmek zorunda bırakmasın.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-DT9JLG88B3