Enerji piyasasında tüketici alışkanlıklarını ve fatura kalemlerini kökten değiştirecek yeni düzenlemeler, 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe giriyor. EPDK'nın Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla, elektrik tedarikçisini seçme hakkı veren "serbest tüketici" limiti 750 kWh'tan 500 kWh'a indirildi. Ancak bu hamle piyasada "serbestleşme" olarak sunulsa da, mesken abonelerini bekleyen düşük tüketim sınırları "maliyet odaklı yeni bir dönemin" habercisi olarak yorumlanıyor.
Dünya Gazetesi'nin haberine göre, EPDK'nın 18 Aralık tarihli toplantısında alınan karar doğrultusunda, yıllık elektrik tüketimi 500 kWh ve üzerinde olan tüm aboneler artık kendi tedarikçilerini seçebilecek. Bu düzenleme, daha düşük tüketim yapan abonelerin de piyasadaki farklı tarifelerden yararlanmasının önünü açmayı hedefliyor.
Meslek odaları ve enerji uzmanları, asıl kritik eşiğin 2026 yılı için belirlenen 4 bin kWh sınırı olduğuna dikkat çekiyor. Düzenlemeye göre:
Sübvansiyon Sonu: Yıllık 4 bin kWh sınırını aşan konut aboneleri, devletin sübvansiyonlu tarifesinden çıkarılarak "Son Kaynak Tedarik Tarifesi"ne dahil edilecek.
Maliyet Odaklı Fatura: Bu kapsama giren haneler, elektriği doğrudan piyasa maliyetleri üzerinden ödeyecek.
%80 Artış Riski: Uzmanlar, bu sınırın aşılması durumunda faturaların mevcut seviyelere kıyasla %50 ile %80 arasında artabileceğini belirterek, uygulamayı "görünmez zam" olarak nitelendiriyor.
Elektrik fiyatlarındaki bu yapısal değişim tartışılırken, TÜİK'in son yayınladığı yoksulluk istatistikleri tablonun sosyal boyutunu gözler önüne serdi. Veriler, enerjiye erişimin bir refah göstergesi haline geldiğini kanıtlıyor:
| Gelir Grubu | Evini Yeterince Isıtamayanların Oranı (%) |
|---|---|
| Dar Gelirli (%60 medyan altı) | %43,2 |
| Orta Gelir Grubu | %20,7 |
| Üst Gelir Grubu | %5,6 |
Özellikle asgari ücretle geçinen, kirada oturan ve mevcut borç yükü altında olan hanelerde "ısınma ve aydınlatma" masraflarının karşılanamaması, sosyal yoksunluğun en temel göstergesi haline gelmiş durumda. Yeni yıldaki maliyet artışlarının bu uçurumu daha da derinleştirmesinden endişe ediliyor.