G-XKX1J2WR62
GSM operatörleri, bu yıl 5G ihalesiyle ilgili hazırlıkların başlamasını beklerken, Orta Vadeli Program’da (OVP), Türkiye’nin 5G’ye geçişine ilişkin hazırlıklarda takvim 2025 yılının son çeyreği olarak belirlendi.
Türkiye’nin “5. nesil mobil telekomünikasyon hizmeti”ne (5G) geçişi, yılan hikayesine döndü. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, geçen ay 2026’da 5G’ye geçileceğini duyurdu. GSM operatörleri ise bu yıl 5G ihalesi ile ilgili hazırlık sürecinin başlamasını bekliyordu. Ancak 2025-2027 yıllarını kapsayan orta vadeli program’da (OVP) gördük ki, Türkiye’nin 5G’ye geçişine ilişkin hazırlıklarda takvim 2025 yılının son çeyreği olarak belirlendi. Oysa 2022’de, dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 5G ihalesinin 2023’te yapılacağını açıklamıştı.
Yüzde 12 kayıp
4G teknolojisi bugün, mobil abonelikler arasında küresel çapta yüzde 58’lik pay ile en yüksek seviyesine ulaştı ve yerini 5G’ye bırakmaya hazırlanıyor. Kuzey Amerika, Avrupa ve Kuzey Doğu Asya ülkeleri başta olmak üzere, 83 ülkede 209 operatör 5G’yi kullanıyor. 2027’ye gelindiğinde 5G’nin küresel çapta mobil abonelikler arasında birinci olacağı öngörülüyor. Türkiye’de ise yüzde 93’ünü 4.5G abonelerinin oluşturduğu toplam 87 milyon mobil abonelik mevcut. Vodafone ve Deloitte’nin “5G teknolojisinin Türkiye için ekonomik ve sosyal faydaları, 2022” raporundaki tahminlere göre bu alanda gecikme, yıllık 120 milyar TL (9 milyar dolar) değerinde ekonomik aktiviteden mahrum kalmaya neden yoksun. Buna göre 5G’nin teknolojik döngüsünde elde edilecek 1 trilyon liralık aktivitenin yüzde 12’si kaybedilebilir.
Raporda şöyle saptamalar da yer alıyor:
"Teknolojik gelişmelerden geri kalmanın rekabetçilik üzerinde de kalıcı etkileri oluyor. 5G’nin gecikmesi, 5G ile gerçekleştirilebilecek hız ve düşük gecikme süresine ihtiyaç duyan her sektörün gelişimini rakip ülkelere kıyasla baltalama, girişim ekosisteminde oyun sektörü gibi gelişmekte olan alanlarda girişimcilerin dünya ile rekabetini düşürme gibi riskleri beraberinde getiriyor.
Bu Türkiye’nin ilgili sektörlerdeki yabancı yatırımcılar için geri planda kalmasına ve yabancı yatırımların sağladığı finansman, teknolojik aktarım ve işbirliği gibi fırsatlardan yoksun kalmasına neden olacak.
Yatırım ve hizmet harcamaları ile üretkenlik artışı sonucu oluşacak satış etkilerinin 15 yıllık süreçte toplam 1 trilyon 47 milyar TL ekonomik aktivite artışı ve 479 milyar TL GSYH artışı sağlayacağı öngörülüyor."
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.