802-508-7352
“Varlığımı, dünyaya ispat etmek için çabalamak” diye başlıyor “9.5 Hafta”. Ve okumaya başladığınız andan itibaren kalbinize ve yazarın kalbine odaklanmanızı sağlıyor.
“Varlığımı, dünyaya ispat etmek için çabalamak” diye başlıyor “9.5 Hafta”. Ve okumaya başladığınız andan itibaren kalbinize ve yazarın kalbine odaklanmanızı sağlıyor. Bu kitap, kalbi fiziksel ve manevi olarak yaralılara merhem olabilecek özellikte. Çünkü yazar bu kitapta size tüm detaylarıyla kalbini açıyor.
“9.5 Hafta” İpek Kocaman’ın biyo-drama türünde kaleme aldığı ilk ve “Kahverengi Giyen Adam”, “Deri Maske” gibi romantik kurgu türlerinde yazdığı diğer iki kitaptan sonra kaleme aldığı üçüncü kitabı. Onu farklı kılan sadece biyografik türde bir drama olması değil aynı zamanda yazarın uzun süren bir kalp rahatsızlığından dolayı ölmek üzereyken ani bir ameliyatla kurtulup yeni bir kalp kapakçığına ve yeni bir hayata başlama sürecini ve bu süreçte yaşadığı içsel sorgulamaları, hayatta kalma tutkusunu ve sebebini keşfetmeyi, yaşamla ölüm arasındaki kaçınılmaz dansı ve onu bu noktaya getiren tüm yaşamının gözünün önünden geçişini konu alması. Bir diğer özelliği ise kalp yarasına ve kalp rahatsızlığına hem bilimsel hem de psikolojik ve duygusal açıdan odaklanıyor olması. Yazar, kalbini fiziksel olarak iyileştiren doktorların bilimsel sürecine odaklandıktan sonra kalbindeki manevi süreci, vefat etmiş annesiyle öte alemde yaptığı konuşmalarla ve rüyalarıyla harmanlayarak sunuyor. Okuyucunun da onun kalbini sağ beyin ve sol beyin tarafından incelemesine fırsat tanıyor.
Bu kitabın diğer özelliği ise yeni medyaya uyumlu halde ve interaktif olması ve okuyucuya, içindeki QR kodlarıyla kitaptaki şarkılara yönlendirmesi. Yazar, onu daha iyi hissedebilmeniz ve hatta duyabilmeniz için sadece görsel değil işitsel sanatı da kitabına dahil ediyor.
Yazar kalp rahatsızlığının tıbbi sebeplerini ve tedavi sürecini anlatırken bilimsel bir dil kullansa da, ruhunun iyileşme sürecini anlatırken oldukça duygusal ve derin psikolojik çözümlemeler içeren akıcı bir dil kullanıyor.
Kitapta “Hayatın, hayal edebildiklerinle sınırlı” diye başlayan bölüm
“Bulutların üstünde değilim ama tam yere de basmıyorum. Arafındayım dünyanın” diye devam ediyor. Ve bu arafta olma hissinin, iç sesini göz ardı etmeyi çok iyi başaran modern dünya insanında yarattığı kafa karıştırıcılığına iç rahatlatan cümlelerle devam ediyor. Hayat arafta olmak gibi, ama hayatınızın güzel veya kötü olduğuna karar veren de onu iyi veya kötü yapan da sizsiniz.
Bu kitap size, hayata fiziksel ve duygusal olarak yeniden tutunan bir insanın hangi bakış açısıyla bu dönüşümü başarabildiğini de gösteriyor ve her birimizin bunu hayatına nasıl uygulamak istediği ise kaderimizi ve sonumuzu belirliyor. Çünkü siz neyi hayal ediyorsanız, hayatınızın da ondan ibaret olacağının altını çiziyor.