Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün PKK'nın törenle silah bırakmasının ardından yaptığı açıklamada "Ne yapıyorsak Türkiye için, milletimiz için, istiklalimiz ve istikbalimiz için yapıyoruz" dedi.
Kızılcahamam Eliz Otel'de partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Dava ve yol arkadaşım, aynı zamanda danışmanım, Yiğit Bulut kardeşimizi Hakk'a uğurladık. Bugün malûm inşallah Karacaahmet'e defnedilecek. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ndeki ikindi namazıyla Hakk'a uğurlayacağız. Biz, bu toplantımız nedeniyle merasime katılamıyoruz. Ama teşkilatımız orada. Onlar bu merasime katılacaklar. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır bir durumdaydı. Ama biz hep şunu söylüyoruz; kaderin üstünde bir kader var. Ve temkinli olduğunu, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tedbil eylesin, mekânı cennet olsun inşallah. Beraberce birer Fatiha okuyalım, görevimizi yerine getirmiş olalım.
Malûmunuz, 6 gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Konuşmanın hemen başında bir kez daha Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri sırasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabır diliyorum. Onlar şehitlik makamı ile şereflendiler. Ebedi dirilik müjdesine inşallah nail oldular. Hepsinden Allah razı olsun. Mekânları cennet olsun.
Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölcüü terör örgütü ilk eylemini yaptı. Bu saldırıda 2 askerimizi şehit verdik, 9 sivil vatandaşımız yaralandı. Bölücü örgüt daha sonra saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi, 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanuyla sulayan, al yıldızlı bayrağımızı boyayan şehitlerimiz başımızın tacı olacak.
1984'teki ilk eyleminden sonra terör Türkiye'de her geçen gün tırmandı. Nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Terör bitirilemedi. Bunda devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı yöntemler terörü körükledi, büyüttü. Sadece şehit vermedik, Türkiye terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. 2 trilyon doları bulan faturayla karşılaştık.
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde terör meselesini çok boyutlu ele aldık. Bir yandan mücadele ederken diğer yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutma çabası verdik. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrimler yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Savunma sanayimizi geliştirerek silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı kontrol altına aldık. 15 Temmuz'un ardından FETÖ'yü tüm kurumlarımızdan temizledik. Terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık.
Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini kırdı. Irak sahasındaki harekatlarımız ve Suriye'de gerçekleşen 8 Aralık devrimi terörle mücadelede elimizi güçlendirdi. Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Terörsüz Türkiye projemizi gerçekleştirmek için bir dizi adım attık Güvenlik birimlerimiz koordinasyon içinde çalıştı. Bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok temkinli süreç yüürütüldü. İmralı'nın da çağrısıyla terör örgütü kongresini topladı ve kendisini fesh ettiğini açıkladı. Dün de örgüt bir merasim yaparak silahlarını bıraktı.
Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, Türkiye aşkını sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olan ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin hakkı da haddi de değildir.
Biz Sayın Bahçeli ve kadrosuyla beraber Terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, tecrübemizi, hayatımızı ortaya koyduk. Biz Türkiye'nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmayız. Tüm çabamız Türkiye'nin hayrınadır. Türkiye'nin hayrına olmayan girişimlerin tam karşısında görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, kimse endişe etmesin, kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz, milletimiz için yapıyoruz, istiklalimiz için, istikbalimiz için yapıyoruz.
Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz. Terör en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtları da nemalandı. Milleti tehdit ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor, çünkü rant kapıları kapanıyor. Tezgahları bozuluyor, ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak, zihinleri karartmak için yoğun gayret içindeler. Milliyetçiyiz, vatanseveriz diyorlar ama sevinemiyorlar. Bugün terör biterken terör istismarı da bitmektedir. Milletimin sahte kahramanları görmesi en büyük arzumuzdur.
Hükümet, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır. Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kast eden ve kast edecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla müsaade etmeyiz.
Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Türklerin İskitler ve Sakalar isimleri ile M.Ö. 8 yüzyıldan beri tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. Talas'tan sonra Türk deyince Müslüman Müslüman deyince Türk akla gelir.
Selçuklu orduları Bağdat'a Malazgirt'e ulaştıklarında Kürt kardeşleri ile kucaklaştılar. İstiklal Savaşı Müslüman halkın ortak savaşı ve zaferidir. Bağdat'ı Kudüs'ü Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam ve Diyarbakır ortak şehrimizdir. Bizler Türkler, Kürtler, Araplar ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgarı Çin'den Adriyatik'e serin esintiler yaydı.
Birinci Dünya Savaşı'nı kaybettik aramıza sınırlar çizildi. Kudüs'ü kaybettik. Ne zaman ayrıldık yenildik. Şu an Gazze'de bir soykırım icra ediliyor. Neden çünkü Türk, Kürt ve Arap ittifak kuramıyor. Terörün amacı Türkiye'yi bölmek değildi. Bizi oyaladılar, zaman kaybettirdiler. Kim kazandı? 41 yılda kim kazandı? kandan beslenenler kazandı. Bu kirli oyunu bozuyoruz.
Tarih tekerrür ediyor. Bugün Kürt ile Türk engel olmaksızın muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu yeniden şekilleniyor. Şimdi oturup konuşacağız, silahlarla değil şiddetle değil. Yüz yüze gönül gönüle konuşacağız her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Sağcı solcu, Alevi, Kürt zengin fakir her vatandaş birinci sınıf vatandaştır. Bu cumhuriyet hepimizin ortak yuvasıdır.
Kürt kardeşim sorunun mu var oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var gönül gönüle konuşacağız. Gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar.
İlk adım olarak TBMM'de komisyon kurup sürecin yasal ihtiyaçlarını konuşacağız. Cumhur İttifakı olarak DEM Heyeti ile birlikte bu süreci pişirerek geleceğe taşıyacağız. DEM Heyeti dün Meclis Başkanı ile görüştü.
Bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimiz Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile yan yana geldik. Oturduk konuştuk demek oluyormuş. Daha güzel şeyler olacak. Suriye'deki Kürt kardeşim de huzur içinde yaşaması bizim için olmazsa olmazımızdır. Büyükelçiliğimiz Suriye'de görüşmeleri yaptılar. Oradan gelen mesajlar da olumluydu. Orada da kardeşliğin kazanacağına yürekten inanıyorum.
Şimdi AKP, MHP ve DEM biz üçlü olarak beraber yürüme kararı verdik. Derdimiz var dertliyiz. El ele verdiğimize göre bu engelleri aşarız. Artık yumruk sıkmayacağız.
Çok farklı bir Türkiye'ye uyanacağız. Unutmayın bize bir adım atana her türlü kolaylığını sağlarız. Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar aralarız. Acıları aşmak kolay olmayacak evet. Kayıplarımız geri gelmeyecek ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan ayrılmayacak.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye DEM Parti heyetine ve Sırrı Süreyya Önder'e farklı kulvarlarda olsak da milli meselelerde milli tavır gösteren siyasi aktörlere, gazetecilere teşekkür ediyorum."