Bahçeli’nin verdiği taahhütler yerine getirilmedi

Terör örgütü PKK’nin üst düzey isimlerinden, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, örgütün silah bırakma gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. Karasu, sürecin anlaşıldığı gibi ilerlemediğini MHP lideri Devlet Bahçeli’nin taahhüdünün gerçekleşmediğini ifade etti.

“SÜREÇ FAZLA İLERLEMİYOR, BU BÖYLE OLMAZ”

“Bu sürecin başlangıcı Devlet Bahçeli'nin çağrısıydı. ‘Gelsin DEM Parti grubunda konuşsun, örgütünü fesih etsin, silahlı mücadeleyi sonlandırsın’ dedi. Sonra da; ‘Umut hakkından yararlansın’ dedi. Bu Devlet Bahçeli'nin sözleridir. Devlet Bahçeli'nin çağrısı Önderlik tarafından yerine getirilmiştir. Ama Devlet Bahçeli'nin verdiği taahhüt, umut hakkı, tecridin ortadan kaldırılması ve Önderliğin bu sürece aktif katılması hala gerçekleşmemiştir. Böyle olunca da bu süreç fazla ilerlemiyor. Bu böyle olmaz. Eğer Kürt sorunu ciddi bir sorunsa, eğer Devlet Bahçeli bu sorunu çok ciddi görüp öyle bir çağrı yaptıysa bu kadar ciddi bir konuysa o zaman da ciddiyetle yaklaşıp, gerekli adımların atılması gerekiyor. Önder Apo’nun özgürlüğün sağlanması gerekiyor”

“ÖCALAN’IN ÖNÜNÜN AÇILMASI GEREKİR”

Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere değinen Karasu, Öcalan, 1 Ekim’de Bahçeli’nin çağrısıyla insiyatif aldığını ancak tecritin de hala devam ettiğini vurguladı.

“Bazı arkadaşlar İmralı'ya gittiler. Ama bunlar yetersizdir. Tecrit 26 yıldır devam ediyor. Son 10 yılda çok katı bir tecrit uygulandığı için şimdi biraz görüşme olunca tecrit kalkmış gibi algı yapılıyor. Öyle bir şey yok. Hala avukatlar, aileleri istedikleri zaman gidemiyor. Diğer zindandaki tutsakların aileleri 15 günde bir, avukatları her zaman gidiyor. İmralı’da böyle bir durum söz konusu değil. Öcalan 1 Ekim'de Devlet Bahçeli'nin çağrısına cevap vererek bir inisiyatif aldı. Kürt sorunu Türkiye'nin en temel sorunudur. Böyle çok temel bir sorun var. Sorunun muhatabını devlet de kabul etmiş durumda. Ama hala tecrit sürüyor. Öcalan siyasilerle görüşemiyor. Eğer bir çözüm olacaksa, Türkiye Türk-Kürt kardeşliğine ulaşacaksa o zaman Öcalan’ın önünün açılması, rolünün oynamasını sağlanması gerekir. Uluslararası alandan çok sayıda isim Öcalan’la görüşmek istiyor. Bu daha da artacak. Türkiye'de de zaten görüşmek isteyenler var. Gazeteciler ve siyasetçiler görüşmek istiyor. Aslında çok insan görüşmek istiyor. Böyle bir durum hala yok. Öcalan ile görüşmenin önü henüz açılmış değil.”

“ÖCALAN BU SÜRECİ YÜRÜTMEK İSTİYOR”

Karasu sürecin vardığı aşamaya değinerek Abdullah Öcalan’ın süreci yürütmek istediğini belirtti. Karasu şu ifadeleri kullandı:

“Sürecin geldiği aşama tıkandı mı, tıkanmadı mı? Biz tıkandı demeyiz. Biz istiyoruz ki önü açılsın, gelişsin. Ama tıkandığı değerlendirmelerine yol açan bir durum var. Bunu yaratan da iktidarın yaklaşımıdır. Kesinlikle bizim yaklaşımımızda bu süreci geriye çeken bir şey yoktur. Bu sürecin de bir karakteri, bir diyalektiği, gereklilikleri var. ‘Öyle hiçbir şey yapmayacağız. Ya da eskisi gibi olacak’ denilemez. Eğer böyle büyük bir sorunun çözümü isteniyorsa, kafalarının, politikalarının ve yaklaşımlarının değişmesi lazım. Yeni bir başlık, yaklaşım ve söylemin olması gerekiyor.”

Karasu, DEM Parti’nin süreç tıkanmadı açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

“İktidarda bunu göremiyoruz. DEM Parti ‘hala süreç tıkanmadı’ açıklamaları yapıyorsa, nedeni Önderliğin yaklaşımlarıdır. Önderlik bu süreci yürütmek istiyor. Ama Önderliğin de çabası, emeği, niyeti bir yere kadardır. Zaten kendileri demedi mi ‘Tek kanatlı uçmaz.’ Biz gereklerini yerine getirdik. Kongremizi topladık. Örgüt feshi yapıldı ve silahlı mücadelenin sonlandırılması yapıldı.”

“DEVLET İÇİNDE BİR KESİM SÜRECİ BOZMAK İSTİYOR”

“Devletin içinde bir kesimin mevcut sürece karşı olduğunu” iddia eden Karasu, devam eden çatışmaların toplumda kaygı yarattığını söyledi.

“Devlet içinde bir kesim bu süreci bozmak istiyor. Çatışmaların anlamı budur. Herhangi bir eylem, eylem girişimi, çabası, planlaması yok. Bu tür şeyler toplumda kaygı yaratıyor. Devletin içinde bir kesim sürece karşı sabote etmek istiyor. Ama o zaman devlet de bu süreci götüren hükümet de buna müdahale etmesi gerekiyor. Bunu seyretmemesi gerekiyor”

PKK SİLAH BIRAKIYOR

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı Süleymaniye kırsalında, temmuz ayının başında PKK’nın sembolik bir silah bırakma töreni düzenleyeceği duyurulmuştu. 3-10 Temmuz arasında gerçekleştirilmesi planlanan törene medya da davet edilecek. Törende 20-30 kişilik bir PKK’lı grubun silahlarını bırakacağı, ancak bu kişilerin şehir merkezlerine inmeyeceği ve tören sonrası silahsız şekilde kamplara dönecekleri belirtildi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, PKK’nın silah bırakma süreciyle ilgili yaptığı açıklamada, önümüzdeki hafta böyle bir gelişmenin olabileceğini belirtmişti. Ancak Temelli, sürecin sadece silah bırakma eylemiyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak hukuki ve siyasi altyapının oluşturulmasının ve toplumun beklentilerinin karşılanmasının önemli olduğunu söyledi. Temelli, PKK’nın kongrede aldığı silah bırakma kararının uygulanacağını, asıl önemli olanın Türkiye’nin bu sürece nasıl yanıt vereceği olduğunu belirterek, bu nedenle komisyonda çalışmaları önemsediğini ifade etti.

NE OLMUŞTU?

2024 Ekim ayında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan’ın Meclis’e gelerek PKK’nın feshedildiğini açıklaması çağrısı süreci yeniden gündeme getirdi. Ardından DEM Parti ve İmralı Heyeti, Öcalan ile görüşmeleri yeniden başlattı. 27 Şubat’ta yapılan son görüşmede Öcalan, PKK’nın tarihsel misyonunu tamamladığını belirterek örgütün kongre yapıp kendini feshetmesini önerdi. Bu doğrultuda PKK, 5-7 Mayıs tarihlerinde 12. Kongresini düzenleyerek silahlı mücadeleyi sonlandırma ve örgütü feshetme kararı aldı.