Görevden alınarak yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, "Kürtleri sildirmeye yönelik bir anlayış söz konusudur. Gerekçe davalar değil, tahammülsüzlüktür. Halkın iradesi gaspedildi" dedi.
Görevden alınarak yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, "Kürtleri sildirmeye yönelik bir anlayış söz konusudur. Gerekçe davalar değil, tahammülsüzlüktür. Halkın iradesi gaspedildi" dedi. Ahmet Türk, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Partililerle el sıkışması ve PKK lideri Abdullah Öcalan için Meclis'te DEM Parti kürsüsünde konuşma çağrısı yapmasının ardından kayyım atamalarının yapılması konusunda da, "Bazı yerlerde yaptığı görüşmelerde istediği sonucu alamadılar diye düşünüyorum" görüşünü ifade etti.
Geçen hafta CHP'li Esenyurt Belediyesi'nin başkanı Ahmet Özer tutuklanmış, yerine bir gün önce İçişleri Bakan Yardımcılığı'na getirilen Beyoğlu kaymakamı Can Aksoy kayyım olarak atanmıştı. Tepkiler sürerken, bugün İçişleri Bakanlığı tarafından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne, Batman ve Şanlıurfa'nın Halfeti belediyelerine kayyım atadı.
Ahmet Türk ilk tepkisini sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla verdi. Türk, "Asla pes etmek yok. Demokrasi, Barış ve Özgürlük mücadelesinden geri adım atmayacağız. Halk iradesinin gaspına geçit vermeyeceğiz. Bu böyle bilinsin!” ifadelerini kullandı.
Ardından Halk TV'de İsmail Küçükkaya'ya konuşan Ahmet Türk şunları kaydetti:
"Sabah 5.30’da polisler aradı bir tebligat var iletmek istiyoruz dediler. Kapıya geldiler tebligatı yapıp gittiler. Bir arama yapmadılar. Bu tahammülsüzlüktü halk iradesinin gaspıdır. Demokrasiden gün geçtikçe ne kadar uzaklaştığımızı gösteriyor bu. Toplumu, özellikle Kürtleri sildirmeye yönelik bir anlayış söz konusudur. Normalleşme dedikleri yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Herkesi susturarak sindirerek böyle bir siyasetin izlendiğini görüyoruz. Açıkçası bir tahammülsüzlüğün ifadesidir. Bizler halkımızla birlikte burada gerçekten iyi diyaloglar kurarak, olabildikçe halka hizmeti esas alan bir mantıkla yaklaşmamıza tahammül edemediler, olay bu. Bazı gerekçeler gösteriliyor, Kobani davası, daha önce hakkımda açılmış olan bir dava vardı Siirt’te 2011’de yaptığım bir konuşma onu göstermişler gerekçe olarak. Oysaki onunla ilgili daha önce takipsizlik kararı verilmiştir. Ama bu kararı kaldırıp yeniden yargılamayı getirdiler, 2011 yılındaki bir konuşmaya. Başka bir davam yok. Bunları gerekçe gösterdiler mesele burada davalar değil, tahammülsüzlüktür, halk iradesinin gaspıdır. Bunu siyaset hâline getirmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Tahminen başka yerlere de kayyım atanır demiştim, doğru çıktı, bunu daha da yaygınlaştırabilirler. 2014 yılında yüzde 52 ile seçimi aldım. 2019’da yüzde 53,5’la seçimleri kazandım, son seçimde yüzde 57,5’la seçimi aldım. Onlar kayyum atadıkça halk bize daha fazla sahip çıktı. Bu bir tahammülsüzlük."
"(Bahçeli’nin DEM Partililere el uzatması ve Abdullah Öcalan’a çağrı sonrasında bu gelişmelerin yaşanması) Bence bunlar hesaplanan şeylerdi. Böyle bir mesajın arkasından bir de şunu tahmin ediyorum bazı yerlerde yaptığı görüşmelerde istediği sonucu alamadılar diye düşünüyorum."