G-XKX1J2WR62
İşbirliği ve Proje Platformu’nun Eylül ayı konuğu olarak bir konuşma gerçekleştiren Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, "Gazze'nin gelecekte hukuki olarak korunması için bu fırsatı değerlendirin" dedi.
İşbirliği ve Proje Platformu’nun Eylül ayı konuğu olarak bir konuşma gerçekleştiren Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, AK Parti hükümetine, Filistin ile deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması imzalanması çağrısında bulundu. Yaycı, bu adımın hem Türkiye hem de Filistin için stratejik kazanımlar sağlayacağını belirterek, "Gazze'nin gelecekte hukuki olarak korunması için bu fırsatı değerlendirin" dedi.
İşbirliği ve Proje Platformu, yaz aylarının geride kalmasının ardından memleket meselesi olarak adlandırılabilecek pek çok konuda uzman isimleri bir araya getirdiği geleneksel kahvaltı programlarından birini daha gerçekleştirdi. Kahvaltı sonrasında bir panelin düzenlendiği program, İBB Florya Sosyal Tesisleri VIP salonunda yapıldı. İşbirliği ve Proje Platformu Başkanı Gürkan Özensoy’un moderatörlüğünde, Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı tarafından “Türk Dış Politikasında Batı Ülkeleri ve İsrail” konulu bir panel düzenlendi. Yaycı, Tümamiral Cem Gürdeniz ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de ilan ettiği deniz yetki alanlarında hâkimiyet iddiasını kapsayan doktrinin fikri teorisyeni olarak iş insanlarından oluşan konuklar tarafından dikkatle dinlendi.püe ooyollara 4 yıl boyunca ödenecek tutar dudk
Yaycı’dan önce, İşbirliği ve Proje Platformu Başkanı Gürkan Özensoy bir konuşma yaptı. Özensoy, aralarına yeni katılanlar için platformun kurulma amacından ve yapısından bahsetti:
“Çeşitli programların yanında iş insanlarımız kendi aralarındaki iş istihdamlarını paylaşsınlar. Bürokrasideki arkadaşlarımıza iyi yerlere gelmelerine referans olmak ve akademisyenlerimize de en iyi şekilde sahip çıkmak amacıyla kurulmuştur. Hiç kimsenin bir beklentisi yoktur. Bizim olmazsa olmazımız ise PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamayan partiler hariç, ‘her siyasi partiden insanlarımızın başımızın üstünde yeri vardır’ düsturuyla siyasi partilere taraf olmaksızın bu çalışmaları yürütüyoruz.
Zaten eski arkadaşlarımız bilirler, ‘Lütfen kendinizi siyasetsiz bir şekilde tanıtır mısınız?’ deriz.
Bunu garipseyenler de oluyor. Ama biz lafımızın arkasındayız. Az önce bir arkadaşımız, ‘Devlet memuruyuz, devlet memuru olmak sıkıntı olabilir’ diye düşündüğünü ifade etti. Hiçbir sıkıntı olmaz, çünkü siyaset yapmıyoruz. Biz ülkemizi, vatanımızı, milletimizi seven bir ekibiz. Gerçekten ona âşık, onu kalben tasdik eden bir ekibiz. Bu anlamda hiçbir sıkıntı olmaz. Sadece bizim olmazsa olmazımız, bilimsel çalışmalardan sıkılma ihtimali olan arkadaşlar bize üye olmasın. Onun haricinde hiçbir sıkıntı yok” dedi.
Özensoy, platformu tanıttıktan sonra “Türk Dış Politikasında Batı Ülkeleri ve İsrail” konulu sunumu için Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’yı takdim etti:
“Bugün komutanımız grubumuzu ikinci defa şereflendiriyor. Türkiye için çok önemli bir isim olan paşamıza bizlerle birlikte olduğu için teşekkür ederim. Kendisi bugün, İsrail ve Filistin arasında yaşanan olaylar ve bizim (Türkiye’nin) İsrail’e bakışımızla ilgili flu kalan alanların aydınlığa kavuşmasına vesile olacak bir konuşma yapacak” dedi.
Özensoy’un ardından kürsüye gelen Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, hükümete bir çağrıda bulundu. “Filistin için samimiyseniz, hodri meydan” diyen Yaycı, hükümete İsrail’i kızdıracak bir adım atması için teklif sundu. Yaycı, konuşmasında 17 Aralık 2010 tarihinde İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırılması Anlaşması'na değindi.
"İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile deniz alanı için bir anlaşma yapıyor. Bu anlaşmada GKRY, İsrail’i kandırıyor. Rum, Yahudi'den daha akıllı çıkıyor. Deniz alanını ortadan böldürüyor ve aslında İsrail, Rumlardan daha fazla alacakken yarı yarıya paylaşmış oluyor. Çünkü bu tür anlaşmaların kıyı uzunluklarına göre yapılması lazım. Neticede orada Gazze’den (Gazze, Filistin’in denize kıyısı olan yeri) kaynaklanan bir deniz alanı var. Fakat İsrail, Gazze’den dolayı Filistin’in payına düşmesi gerekeni vermiyor. Yüzde 80’ini alıyor, Filistin’e ise ancak yüzde 20’sini veriyor. Gazzelilerin tek geçim kaynağı balıkçılık; adamlara balıkçılık bile yaptırmıyorlar. Yani İsrail, Filistin kara bölgesinin yüzde 85’ini, deniz alanının da yüzde 80’ini işgal etmiş durumda" dedi.
"Benim pergelimin merkezi Ankara'dır" diyen Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, kendisini Amerika, Rusya, Çin, Avrasya, Atlantik, NATO gibi devletler ve kuruluşların ilgilendirmediğini söyledi. Her konuya Ankara'dan baktığını belirten Yaycı, bir olay olduğunda Türkiye'nin nasıl etkileneceğine odaklandığını ifade etti. Yaycı, "Bugüne kadar geliştirdiğim hiçbir millî tez, Türkiye'nin kazanmamasıyla sonuçlanmadı. Sadece başkalarının faydasına olacak bir tez geliştirmedim. Gazze'de soykırım var. Bunu en çok dile getiren benim. Soykırımcı İsraillilerin yargılanması için çalışan bir grubumuz da var. Ama ben önce Türk milletini düşünürüm. Önceliğim Türkiye Cumhuriyeti'dir."
Rumların İsrail'i kandırmasına yönelik bir makale yazdığını belirten Yaycı, "2012'de yazmıştım ama İngilizcesi dört yıl önce Tel Aviv Üniversitesi'nde bilimsel makale olarak yayınlandı. 'GKRY, İsrail'i Nasıl Kandırdı' diye. İsrail ayağa kalktı, bir ay gündem oldu. Tartışma konusu oldu. Ben dedim ki niyetim İsrail'in kazanması falan değil. Ben başka bir şeye oynuyorum; GKRY ile anlaşmanın iptaline oynuyorum. GKRY ile bunlar papaz oldular. Makalenin birinci kısmında, İsrail'in kaybettiği coğrafyada sadece GKRY olsaydı, bu anlaşmayı yaptığı takdirde deniz hukuku ilkelerine göre İsrail yüzde 60 deniz alanı kaybetmiş olurdu. Ama GKRY yerine Türkiye ile yapmış olsaydı bu anlaşmayı, o zaman kazandığından çok daha fazla deniz alanı kazanırdı. Türkiye de kazanırdı" dedi.
Gazze'deki soykırımın canlarını yaktığını, ancak başka zulümlerin de görülmesi gerektiğini söyleyen Yaycı, hükümetin Batı Trakya’da yaşananları görmediğine vurgu yaptıktan sonra çağrıda bulundu. Yaycı, AK Parti hükümetine, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırılması Anlaşması'nı hatırlatarak, "Madem samimisiniz, hodri meydan, aynı anlaşmayı biz Filistin ile yapalım," teklifinde bulundu.
Yaycı, "Böylece Gazze tamamen işgal edilirse elimizde geleceğe yönelik bir hukuki belge olsun, 'Gazze Filistinlilerindir' diye bir belge olsun. Libya ile yapılan anlaşmanın aynısı deniz hukukuna göre Filistin'de de yapılabilir. Hadi, götür Yunan, Rum ve İsrail’den çekinmiyorsan, sen bu teklifi uluslararası kamuoyuna duyurarak: 'Ey Filistin Devleti! Seninle bir deniz yetki alanı sınırlandırılması anlaşması imzalayalım. Böylece sen, kara ülkenin sekiz katı kadar deniz alanı kazan ve Gazze'den kaynaklanan deniz alanlarının ve bu deniz alanlarının içindeki petrol, doğal gaz ve balıkların hepsinin Filistin halkının malı olduğunu, şimdi ve gelecekte hukuken tescille. Buradan hem Türkiye hem de Filistin kârlı çıksın,' densin" ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetine çağrıda bulunan Yaycı, "Samimi iseniz bu teklifi yapın, yaptığınızı da dünyaya duyurun. Bu, Libya anlaşması gibidir. Ben bunun metinlerini üç dilde hazırladım. Dışişlerine yolladım ama ses çıkmadı. Hodri meydan! Bu işi yapın. Bu kadar basit. Olaya hep Türkiye açısından bakıyorum. Bir Kıbrıs Adası büyüklüğünde deniz alanı kazanırız ve Yunan-Rum oyunu da bozulmuş olur. Bu çok önemli," diye konuştu.
Cumartesi
12.4 °
Pazar
6.9 °
Pazartesi
12.6 °
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.