'Çalışanımızın, işverenimizin yanında olacağız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin teşkilat toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed El-Haddad’ın da aralarında bulunduğu heyetin uçak kazasında hayatını kaybetmesini anarak başlayan Erdoğan, “Rabbimden rahmet, Libya halkına ve silahlı kuvvetlerine başsağlığı diliyorum” dedi. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldığını belirten Erdoğan, bilgilendirmenin ilgili bakanlıklarca yapılacağını ifade etti. Regaip Kandili vesilesiyle üç ayları kutlayan Erdoğan, teşkilatına “her haneye ulaşma” çağrısı yaparak, “Bu soğuk kış günlerinde bacası tütmeyen evleri mutlaka bulmanızı istiyorum” dedi.

Konuşmasında muhalefete sert eleştiriler yönelten Erdoğan, “Muhalefetin dişe dokunur hiçbir projesi yok. Ana muhalefetin belediyeleri yağmalayanları adaletten kaçırmaktan başka bir gündemi yok” ifadelerini kullandı. Terörle mücadelede gelinen noktaya değinen Cumhurbaşkanı, “Terörsüz Türkiye sürecimizde mesafe katettikçe Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Şii kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakmaya başladı. Komisyon sürecinde Cumhur İttifakı olarak yapıcı ve çözüm odaklı bir tutum benimsedik” dedi. CHP’nin komisyondaki tutumunu ise “kolaya kaçmak, çözüm üretmemek ve somut öneri sunamamak” olarak tanımladı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de yurt dışı temasları üzerinden eleştiren Erdoğan, “Gidiyor, utanmadan Türkiye’yi yabancılara şikâyet ediyor. 5 dakikalık randevu için adeta yalvarıyor” dedi. Bu durumun Türkiye’nin ana muhalefet partisine yakışmadığını belirten Erdoğan, “Sayın Özel, gaflarıyla 86 milyonu utandırıyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasının sonunda 2026 yılı için belirlenen net 28 bin 75 TL asgari ücreti değerlendirdi: “Böylece net asgari ücret geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artmış oldu. Ayrıca geçtiğimiz yıl bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki yıl 1270 lira olarak sürdüreceğiz” dedi. “Bundan sonra da 86 milyonun her bir ferdinin yanında olacağız” ifadesiyle konuşmasını tamamladı.

Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şu şekilde:

"Dün Ankara'dan Trablus'a giderken kaza kırıma uğrayan uçakta şehit olan Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed El-Haddad başkanlığını yaptığı Libya heyetine ve mürettebata rabbimden rahmet niyaz ediyorum.

Kardeş Libya halkına Libya silahlı kuvvetlerine başsağlığı diliyor ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum. Elim hadiseyle ilgili tahkikat başlatılmıştır, bilgilendirme ilgili bakanlarımız tarafından yapılacaktır. Libya heyetine rahmet niyaz ediyorum.

Önceki gün itibarıyla peygamber efendimizin Allah'ın ayıdır diyerek ehemmiyetine işaret ettiği Receb-i Şerif ile müşerref olduk, yarın akşam da Regaip Gecesini idrak ve ihya edeceğiz. Teşkilatımızın bütün mensuplarının ve aziz milletimizin mübarek üç aylarını tebrik ediyorum.

Bir çok insanımızın AK Parti dönemlerinde hayata gözlerini açan gençlerimizin eski Türkiye'yi hatırlamaması gayet doğaldır. Sabah erken kalkanın Türk siyasetine ayar verdiği, sorunlara çare bulunmayan istikrarsız dönemlerin 23 yıllık icraat fırtınası sebebiyle hafızalardan silinmesini yadırgamamalıyız. Bir taraftan insanımızla iletişim kurarken, aynı zamanda Türkiye'yi nereye taşıdığımızı halkımıza tek tek izah edeceğiz. Bizim derdimiz muhalefet gibi sadece kendi seçmenimize ulaşmak, sadece bize oy verenlerle gönül kurmak değildir. Bizim derdimiz Türkiye'nin tamamını kucaklamaktır. Çünkü biz belli ideolojik kabilelerin değil, 86 milyonun iktidarıyız. Din, dil, mezhep, görüş ayrımı gözetmeksizin 86 milyonun her bir ferdine ulaşmanın çabası içinde olacağız.

Teşkilat başkanlığımız kış mevsimi için detaylı bir program hazırladı. Muhalefetin ülkeye dair dişe dokunur hiçbir projesinin bulunmadığı ana muhalefetin belediyeleri yağmalayanları adaletten kaçırmak dışında bir gündemi olmadığı bu dönemi biz dolu dolu geçireceğiz. Onlar kendi dertleriyle uğraşa dursun, biz milletin derdiyle dertleneceğiz. Bu programa buradaki herkesin aktif katılımını bekliyorum. Bu soğuk kış günlerinde bacaları tütmeyen evleri mutlaka bulmanızı, imkanlar dahilinde hepsine tek tek el uzatmanızı sizlerden istirham ediyorum. Her mahalleye gitmek, her sokağa her haneye erişmek AK Parti'nin siyaset anlayışının özüdür.

“GAZZE’Yİ HİÇBİR ZAMAN YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”

Bu dayanışma mevsiminde Gazze'deki kardeşlerimiz başta olmak üzere mazlumları da ihmal etmeyeceğiz. 11 Ekim'den beri Gazze'de ateşkes tesis edilmiş olsa bile İsrail'in enkaza çevirdiği yerleşim yerlerinde sıkıntılar devam ediyor. Gazze'de şiddetli yağmurun etkisiyle su altında kalan çadırları, aşırı soğuk sebebiyle hipotermi geçiren bebek ve çocukları hepimiz içimiz yanarak takip ediyoruz. Mutabakata göre günlük 600 tırın Gazze'ye giriş yapması gerekiyordu. Ancak İsrail sözünü tutmuyor, insanı yardım girişlerine sürekli engel çıkartıyor. Geçen hafta bin 300 ton insani yardım malzemesi taşıyan 19. iyilik gemimiz Mısır'a ulaştı. Gazze halkının ilaca, yiyeceğe, ısınmak için yakıta ihtiyacı var. Gazze'nin umuda manevi desteğe ihtiyacı var. Türkiye olarak sinmeyeceğiz, susmayacağız, unutmayacağız. Gazze'yi hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız.

Terörsüz Türkiye sürecimizde mesafe katettikçe sınırlarımız dışında da karamsarlık havası dağılmaya Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Şii kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakmaya başladı. Biz de umutları güçlendirmek için üzerimize ne düşüyorsa yerine getiriyoruz. Hazırladığımız raporu geçen hafta komisyona teslim ettik. MHP de büyük emek verildiği anlaşılan raporunu komisyona takdim etti. Komisyon üyelerimizi tebrik ediyorum. Komisyonun son eşiği de başarıyla aşacağına inanıyorum. Cumhur İttifakı olarak ilk günden itibaren yapıcı, kuşatıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsedik. 86 milyonun emanetini taşıdığımızın bilinciyle kararlı bir politika takip ediyoruz. Siyasi ikbal peşinde değiliz. Türkiye'nin önünde aralanan fırsat penceresini ardına kadar açıp ülkemizi terör belasından ilanihaye kurtarmanın gayretindeyiz. Bunu da şehitlerimizin kemiklerini sızlatmadan, aziz hatıralarına gölge düşürmeden yerine getirmenin çabasındayız. Ne şehit yakınlarımızı ne de gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir girişime söze, eyleme fırsat vermedik ve vermeyeceğiz. Şimdiye kadar böyle bir adımımız hiç olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır. Ne bizim ne de Sayın Devlet Bahçeli'nin böyle bir girişim içinde bulunması zaten düşünüldü. Ne yapıyorsak Türkiye için, Türkiye'nin selameti için yapıyoruz.

Birileri anlamasa da 86 milyon bizim neyi başarmaya çalıştığımızı anlıyor. Türkiye sonunda huzurun, güvenliğin, kalkınmanın ve refahın olduğu bir yola girmiştir. İnşallah bu yolu sonuna kadar sabırla yürüyecektir. Ne coğrafyamızı kan gölüne çevirmek isteyen katliam şebekelerinin tuzakları ne de bu şebekelerin kayığına binmeye hevesli aparatların provokasyonları buna engel olamayacaktır.

“EZBERLERİ TEKRARLAMA DIŞINDA ÇÖZÜME DAİR HİÇBİR REÇETELERİ YOK”

Muhalefet ülkenin her meselesinde olduğu gibi komisyon raporunda da yine kolaya kaçmış, hasbi değil hesapçı davranmayı tercih etmiştir. Ana muhalefet partisi CHP, vesayete teslim olmuş, baskılara direnememiş, sürecin önünü açacak hiçbir somut teklif getirememiştir. Her fırsatta şu kadar raporumuz var diye övünen CHP iş çözüm üretmeye, risk almaya gelin yine su koyuvermiştir. İşte sizler de görüyorsunuz, ülkenin neredeyse yarım asırdır ayağına bağ olan bir meselenin çözümü için Meclis gerçekten önemli bir sorumluluk üstleniyor. Cumhur İttifakı sorun çözülsün diye eliyle birlikte tüm gövdesini taşın altına koyuyor. Fakat ana muhalefet cephesinde Ne bir ciddiyet var, ne bir irade var, ne de rapor diye komisyona sundukları evrak yığınında somut bir öneri var. Ezberleri tekrarlama dışında çözüme dair hiçbir reçeteleri yok. Rüzgâr nereye eserse oraya savrulan yaprak misali ne yaptıklarını bilmez halde sürekli yön ve fikir değiştiriyorlar.

Bu rotasızlığı sadece rapor konusunda değil, yurt dışı ziyaretlerinde de görüyoruz. CHP Genel Başkanı verdiği sözlerin ihtilafına yurt dışında Türkiye Partisi olma erdemini ne yazık ki gösteremiyor. Her seyahatinde başta CHP'li vatandaşlarımız olmak üzere milletimiz mahcup ediyor, gaflarıyla ve skandallarıyla 86 milyonu utandırıyor. Gidiyor, utanmadan Türkiye'yi yabancılara şikayet ediyor. Sosyalist Enternasyonal'deki yoldaşlarından 5 dakikalık bir randevu koparabilmek için adeta yalvarıyor, eziliyor, onurunu ayaklar altına alıyor. Siyasi rakibimiz dahi olsa CHP'nin yabancılar karşısında zafiyet içinde aciyet içinde olmasını biz istemeyiz. Türkiye'nin ana muhalefet partisi genel başkanının yalnızca 5 dakika için uluslararası bir toplantıda muhataplarına varmasını istemeyiz. Bırakın siyasetçisini, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen hiç kimsenin Türkiye'yi bu duruma düşürmeye hakkı olamaz.

Sayın Özel ülkesini yabancılara kötülemeyi belki kendisi yakıştırabilir. Sayın Özel muhatabından 5 dakika dilenmekten belki gocunmayabilir. Ama biz bunu Türkiye'nin ana muhalefet partisine ve genel başkanına asla yakıştırmıyoruz. Milletimizin desteğiyle 23 yıldır Türkiye'yi uluslararası arenada iftiharla temsil eden bir siyasetçi olarak Batı karşısındaki bu kompleksi tavrı ben içime sindiremiyorum. Hatta Sayın Özel'in tüm Türkiye'nin başını öne eğdiren içler acısı hallerini gördükçe inanın onun adına ben hicap duyuyorum. Cumhuriyet Halk Partili vatandaşlarımın da böyle bir ezikliği kendi gönül dünyalarında kabul etmediklerine inanıyorum. Hoş daha mezar başında nasıl davranacağından habersiz kabristanda kadeh tokuşturmayı, maharet zanneden birisinden yurt dışında diplomatik temas beklemek beyhude bir uğraştır. Kendi müteveffa milletvekilliğine saygı duymayan soruyorum millete saygı duyar mı? Kendi örfünü, adetini bilmeyen diplomasinin teamüllerini bilir mi? Çıkmışlar bir de bu edepsizliği savunmaya kalkıyorlar. Ne diyelim? Allah CHP'li vatandaşlarımıza sabır, bunlara akıl fikir versin.

Değerli kardeşlerim, bütün bunlar bize şunu gösteriyor. Türkiye'nin çok güçlü bir AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na ihtiyacı var. Bizim de saflarımızı genişletmeye muhabbetimizi güçlendirme, birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendirmeye ihtiyacımız var. Siyaseti bir hizmet aracı olarak değil, bir rant vasıtası olarak görenlerin, belediyelerin ne duruma düşürdüklerini sizler de takip ediyorsunuz. 86 milyonun kaderini, gözlerini para hırsı bürümüş kifayetsizlerin insafına terk etmeyeceğiz.

"86 MİLYONUN HER BİR FERDİNİN YANINDA OLACAĞIZ"

Sizlerden omuzlarınızdaki yükün bilinciyle daha fazla çalışmanızı, daha fazla eser ve hizmet üretmenizi bekliyorum. Milletin bir kör kuruşunu dahi boşa harcamadan tek bir lirasına dahi kirli ellerin uzanmasına müsaade etmeden çalışacağız, koşturacağız. Sözlerimi bitirmeden önce 2026 yılı için 28 bin 75 lira olarak açıklanan yeni asgari ücretin işçi ve işverenlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Böylece net asgari ücret geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artmış oldu. Ayrıca geçtiğimiz yıl bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki yıl 1270 lira olarak uygulamayı sürdüreceğiz. Bundan sonra da emekçimizin, çalışanımızın, işverenimizin velhasıl 86 milyonun her bir ferdinin yanında olacağız."