G-XKX1J2WR62
Yenidoğan Çetesi davasında çete lideri Fırat Sarı hakim karşısında. Fırat Sarı, çete üyesi Doğukan'ın HTS kayıtlarını önceden bildiğini, kendisine operasyon yapılacağını önceden söylediğini söyledi.
İstanbul ve Tekirdağ'da SGK'dan günde 8 bin lira para kazanmak için 112 acil servisi manipüle ederek hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve en az 10 bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi davası devam ediyor.
Yenidoğan davasının 6'ncı gününde çete lideri Fırat Sarı hakim karşısında. halktv.com.tr muhabiri Ceyda Bıyıklıoğlu Bakırköy Adliyesi'nden bildiriyor.
Mahkeme başkanı: Başka ekleyeceğin husus var mı?
Fırat Sarı: Başka bir şey yok.
Mahkeme başkanı: Sabıkana baktığımda eski sabıkalar görünüyor. En yenisi 2010. Diğerleri de var, doğru mu?
Fırat Sarı: Eski şeyler onlar. Söylediğim gibi yani...
Mahkeme başkanı: Yok, sadece kanunen soruyorum, doğru mu?
Fırat Sarı: Ben o zaman 19 yaşındaydım. (Yürüyüşe katıldığı zaman) 30 yıl geçti aradan. İnsan değişmez mi, değişir. 6 aydır tutukluyum, yine değiştim.
(Hakan Doğukan Taşçı, bu duruşmada ifadesi aşınan ilk isim/ 27 yaşında lise mezunu Hemşire) Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor:
Mahkeme başkanı: Kaya Bebek ile ilgili ve ardından gelen denetim... Bilginiz var mı?
Fırat Sarı: Doğukan beni aradı, WhatsApp’tan bir şey attım, baktın mı dedi. Ben de bakmadım, yoldaydım. İşim bittiğinde baktım ama görüntüler silinmişti. Bu olayı bana Doğukan anlattı. Doğukan’ın bu olaydan haberdar olması ve onun aranması tuhaf. Doğukan ilginç bir çocuk. Bizim özel bilgilerimizi, aile bilgilerimizi bulurdu. Benim daha önce yargılandığım konuyu bilen, yukarılardan birileriyle bağlantısı olan bir arkadaşımız.
Bazen HTS kayıtlarımı bile söylerdi. Bizi takip ettiğini söyleyen bir çocuk. Hatta 'Fırat Sarı’ya örgüt operasyonu yapacaklar' diye konuşması bile var."
Mahkeme başkanı tapedeki "fişi çek" konuşmasını sordu.
Fırat Sarı: Kimsenin fiş çektiği falan yok. Siz buradan duyunca irrite oluyorsunuz. Haklısınız ama bunlar muhabbet. Üstelik ben hastaları uzun uzun yatırmakla suçlanıyorum, neden öldüreyim?
Siz hiç mi kendi aranızda bunaldığınızda dertleşmek yakınmak için konuşmuyor musunuz?
Savcı Fırat Sarı'ya sert çıkıştı:
"Bizim, en azından benim üzerimden örnek vermeyin"
Duruşmaya CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik katıldı.
BU KEZ DE POLİSİ SUÇLADI
Fırat Sarı medya ve savcıyı suçladıktan sonra bu kez de polisi tapeleri eksik hazırlamakla suçladı.
"Tapelere, hastalar ile ilgili yaptığımız iyiliklerin hiçbiri eklenmemiş."
"O konuşmalar için haddimi de aştım, herkesten özür diliyorum. (çalışanlarına yönelik bir özür.) Ben Müzeyyen Abla’yı çok seviyordum, kendisi burada. Hakan ve Hasan onunla aramı bozdular. Müzeyyen Abla’ya beni kötülediler. Bu yüzden kırgın ve kızgındım."
HAKİM YANIT ALAMAYINCA AZARLADI
Tekrar eden ifadelerin ardından sorularına yanıt alamayan hakim bu kez Fırat Sarı'yı azarladı.
Mahkeme Başkanı sordu: Tapelerde ağız birliği yapılsın yazılmış ne bu?
Fırat Sarı: Ne demek istediğinizden emin değilim
Mahkeme Başkanı: Sen bilmeyeceksin de ben mi bileceğim
Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan ile bir konuşmanız var. "Önceki partiden (ilaç) satış yazıldığından haberiniz yok muydu?" diyor. Siz de "Yok" diyorsunuz. Hatırlıyor musunuz?
Fırat Sarı: Gerçekten haberim yoktu. Ben onlara baskı kurmadım, bu olaylar açığa çıksın diye esnek davrandım. Gerçekten ilaç sattıklarını tapelerde gördüm.
Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan, Hasan Basri ile konuşuyor. Yine epikriz hakkında?
Fırat Sarı: İkisinin arasındaki konuşmaya diyecek bir şeyim yok.
Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor:
Mahkeme başkanı: Yine ile İlker Gönen ve Mehmet Gürül arasında bir görüşme var. "Dosyaları uyumlu hale getireceğiz" diyorlar.
Fırat Sarı: Çarşaftaki eksiklikleri düzeltmek için yazılan bir şey bu.
Mahkeme başkanı: Yine Hasan Basri Gök ile bir konuşmanız var. "Bugün ilaç düştük" diyor. Siz de "İlaçları kontrol edin, bütün yerlere gidiyorsun" diyorsunuz.
Fırat Sarı: İlaçlar çalınıyordu. İlk başta Hüseyin Günerhan çalıyor dediler. Sümeyye Nur Arslan gitti, kontrol etti, eksik yoktu. Meğer kendileri (Hasan Basri Gök ve Hakan Doğukan Taşçı), ilaçları çalmak için böyle söylentiler çıkarıp zemin hazırlamışlar.
Mahkeme başkanı: Ceren Hatice Kırım diyor ki, "Her türlü usulsüzlüğü ortaya çıkardılar, çomak soktular." Ne diyorsun?
Fırat Sarı: Bilmiyorum.
Mahkeme başkanı: Nasıl?
Fırat Sarı: Bilmiyorum.
Fırat Sarı ifadesinde "Hasan Basri'nin lafları ciddiye alınmaz" diye tekrar edince hakim ilk defa sinirlendi.
Hakim, "Hadi o konuşuyor, diğerleri niye dinliyor" dedi.
Mahkeme başkanı: Hasan Basri konuşur, her konuda konuşur, kafa karıştırır.
Mahkeme başkanı: Hasan Basri boş konuşuyorsa, diğer hemşireler neden onu dinliyor?
Fırat Sarı: Emin olun, diğer hemşireler de nasıl biri olduğunu biliyor.
Mahkeme başkanı: Damla Atak isimli kişiyi arayıp denetim konusunda uyarmışsınız.
Fırat Sarı: Damla, orada güzellik hizmeti veriyor, alt yüklenici olarak çalışıyor. Biraz tedirgin biridir. Denetim gelirse eli ayağı dolaşır diye uyardım.
Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı, Doktor İlker Gönen ile aramı bozdu beni sistematik olarak zehirlediler. Hasan'ın lafları ciddiye alınmaz. Dediği lafların bir önemi yok.
“Benim mizacım sakin, kimseyi kırabilen biri değilim arkadaşlar da bilir”
Mahkeme başkanı, Hasan Basri Gök’ün tape konuşmalarını sordu. Fırat Sarı: Hasan Basri Gök, çok ciddiye alınan bir insan değil. Herkesle çok konuşur, kimse de konuşmalarını ciddiye almaz.
Mahkeme başkanı: "Basamakları çek" dediği geçiyor tapelerde.
Fırat Sarı: Renginar hemşire, onun dediğini yapacak biri değil. Kendisi çok iyi bir hemşiredir.
Mahkeme Başkanı Gıyasettin ile Serdarov Bebek hakkındaki tape konuşmasını soruyor:
Mahkeme başkanı: Gıyasettin ile konuşmanda Serdarov Bebek ile ilgili para mevzusu var.
Fırat Sarı: O aile yabancı bir aileydi, bebekte solunum sıkıntısı vardı. Önceden fiyat konuşulmuş. Medeni Hoca, yatış parası için 5 bin lira demiş ama ailenin üzerinde hiç para yoktu, dolayısıyla bebek yatırılmaz. Bu hastane kuralıdır. Sonra Birinci Hastane 12 bin 500 lira yatış için kabul etti. 2 bin 500 lira verdim ki hasta yatışı olsun diye. Sonradan ne yaptılar, bilmiyorum.
Mahkeme başkanı: Aileden 5 bin al demişsin.
Fırat Sarı: Hasan Basri Gök alsın diye söyledim, kendim için değil. Hasan genç çocuk ona harçlık olsun dedim.
Mahkeme Başkanı: Kadan bebekle ilgili İlker Gönen ile aranda konuşman var. Çocuğa tüp takılsa belki yaşardı diyorsun.
Fırat Sarı: Radyolojik yorumu öyleydi. Ben öyle deyince o da şüpheye düştü ama herhangi bir ihmal yok. Bebek ihmal sonucu ölmedi.
"Hastane yönetimlerinin beni sıkıştırdığı nokta, hasta sayısının artırılması yönündeydi. Onlar, tıbbi konuları düşünmeyen yöneticiler. Bana sürekli 'Hasta bul' derlerdi."
"SGK, 37 haftanın altında doğan bebeklerde 'Curosurf' ödemesi yapıyor ama büyüklerde yapmıyor. Ama büyük bebeklerin de bu ilaca ihtiyaçları olabiliyor. Bu ilaçlar flakonda olduğu için, kalanı soğuk zincirde tutarak diğer hastalarda kullandık. En fazla 3 gün tuttuk o ilaçları. Artırma dedikleri şey bu. Ama sonradan öğrendim ki bu ilaçları satmışlar”
Mahkeme başkanı, diploma kullanma ve mesaiye gitmeme üzerine yapılan konuşmaları okudu ve soru yöneltti.
Fırat Sarı: Bu şaka, vallahi şaka. (Gülerek) Kimsenin diplomasını kullanmadık. Nasıl böyle bir şey olabilir?
"İddianameye değindiler. Ben savcı bey ile görüştüm. Bana, 'Seni ölümlerden suçlamıyorum' dedi. Zaten sonrasında tehdit ve savcıya suikast olayları olunca dosyamızın rengi değişti. Savcının da tavrı değişmiştir diye düşünüyorum”
Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya soruyor
Mahkeme başkanı: Medinsense şirketinin hesabını kim yapıyordu?
Fırat Sarı: Hesap diye bir şey yoktu, başkanım. Bir hastanemizden en fazla 300 bin TL gelir elde ediliyordu. Bunun 100 bin TL’si doktora, geri kalanı hemşirelere ve maaşlara gidiyordu. Bazen zarar ettik, bazen de cüzi miktarlarda para kazandık.
Mahkeme başkanı: GNZ şirketini nasıl açtın?
Fırat Sarı: (CİMER şikayetini yapan) Deniz Korkmaz ile konuştum. Zaten Deniz’i seviyorum.
Mahkeme başkanı: Deniz mi ilgileniyordu yoksa başka biri mi?
Fırat Sarı: Ben talimat verdim. Sümeyye’ye söylemiştim.
Mahkeme başkanı: İşletmeler için kimlerle görüştün? Fırat Sarı: Sadece patronlarla görüştüm diyemem... Ama başhekimlerle de görüşmelerim oluyordu. Mahkeme başkanı: Bu salondan kim var? Fırat Sarı: Mesela Birinci Hastanesi için Ali Aksu ile görüştük. Mahkeme başkanı: TRG Hastanesi’nden? Fırat Sarı: Murat Mantuş ile. Mahkeme başkanı: Bağcılar Medilife’ta? Fırat Sarı: Oranın sahipleri karışıktı, hastane çok alınıp satıldı... Ha, Semiha Hanım vardı. Mahkeme başkanı: Semiha Yavuz mu? Şafak Hastanesi’nde değil miydi? Fırat Sarı: Şafak’tan oraya geçti.
Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya soruyor:
Mahkeme başkanı: Gıyasettin Mert Özdemir’in eşi?
Fırat Sarı: Sigortasını yaptık.
Mahkeme başkanı: O farklı anlatmıştı.
Fırat Sarı: Bağışlasın ama gerçeği söylemek zorundayım, sigortasını yaptım.
"Hayatta tek kurduğum ilişki sevgi ilişkisidir"
Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök ve Hüseyin Güner' para verdiğini itiraf eden Fırat Sarı, İlker Gönen'e ayrıca para vermediğini "O zaten maaşlı çalışanımdı" diyerek itiraf etti.
Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya soruyor:
Mahkeme başkanı: Anlaştığın hastaneler hangileriydi?
Fırat Sarı: Doğa Hastanesi, tam işletme değildi ama bir dönem onlarla çalıştım. Önce Baypark Hastanesi, sonra Florya Hastanesi, sonra Avcılar Hospital, ardından Bağcılardaki Şafak Hastanesi, Güney Hastanesi ve Duygu Hastanesi ile çalıştım.
Mahkeme başkanı: Bu isimleri tanıyor musun?
Mahkeme başkanı: Cansu Akyıldırım? Fırat Sarı: Evet tanıyorum, sorumlu hemşireydi. Sonra başhemşire oldu ve TRG’ye gitti. Reyap Hastanesi’nde benimle çalıştı, ardından Birinci Hastane’de çalıştı. Mahkeme başkanı: Ceren Hatice Kırım? Fırat Sarı: Bizimle çalıştı. Medilife’tan önce A Hastanesi’nde çalıştı. O zaman A Hastanesi de işletme hastanesiydi. Ceren oradaydı, sonra Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne geçti. Mahkeme başkanı: İfadende Esenyurt Reyap Hastanesi geçiyor. Fırat Sarı: Evet, orada da çalıştım.
"Bugün oğlumun mektubunu aldım, 15 yaşında. Mektubunda, 'Telefon geldi, korktum' diyor. Telefonda, 'Baban iyi bir doktor' demişler. Okula gitmekten korktuğunu anlatmış. 'Biz kimseye bir şey diyemiyoruz, babam hep hastalarına giderdi, bizimle ilgilenmedi' diyemezdi."
"Hemşire (erkek) Deniz Korkmaz’ın bunu siyasi bir eylem olarak yaptığını düşünüyorum. Başka türlü açıklayamıyorum. Biz bu çocuğu örgütten ayrı tutalım diye nasihat ederdik, ya dağa gidecek falan diye korkardık. Deniz’i de Dr. Mehmet Gürül tanıştırmıştı."
"CİMER şikayeti yapanı da evladım gibi yanımda taşırdım. Şikayeti yaptıktan sonra da Duygu Hastanesi'nde çalışmaya devam etti. Deniz Korkmaz, Deniz Gezmiş parkası giyerdi, hastane molalarında Mao okurdu. Deniz Korkmaz, 'Aziz milletim' diyerek şikayetini yapmış. Ama Deniz böyle bir şey bilmez, o aşırı solcudur. Vatan emniyet ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum, Deniz vatan millet kaygısı taşımaz”
"Araştırmalar neticesinde, ihbarı yapan kişinin hemşire (erkek) Deniz Korkmaz olduğunu öğrendik."
Fırat Sarı "Ben 200 300 lira arası bir para için yasa dışı şeyleri neden yapayım" dedi.
"Bingöl’de istihbarat görevlisi bir arkadaşım vardı. Bana Vatan Emniyeti'nden iki polis arkadaş yönlendirdi. Onlarla dört saat görüştüm, telefon kayıtları da bende var. Ben bunları Mali Şube’de söylediğimde herkes cin görmüş gibi oldu. Orada o polislere anlattığım şey şuydu: Bu operasyonda bir bebek ölümü yok ama başka bir şey var. Bu hemşire arkadaşlar asgari ücretle çalışıyorlar ve 300 liraya ilaç satmaya çalışmışlar."
Hemşirelerin gençliği nedeniyle özgüvenli olduklarını ifade eden Sarı "Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök benim hayatımı kararttı." dedi.
Ben yargılandığım bir davada hala şüpheliyim suçlu değilim. Ben basit bir insanım.
Bana organ kaçakçısı muamelesi yapıyorlar. Anne babaları yadırgamıyorum onlar endişelerinde çok haklı. Onlar, haberler yüzünden sürekli bir uyaran içindeler.
Fırat Sarı: "Bu haberlerle, bir annenin hastaneye yatırılıp bebeğini yoğun bakıma bırakmış annelerin travmaları yeniden canlanıyor. Anneler haklı, onlara bir şey demiyorum. Onlar da bu durumdan mağdurlar."
Fırat Sarı, anlatıyor:
"Hakimlik nasıl kutsal ise hekimlik de öyledir. Aynı kökten gelir; hekim, hakem…
Ben bir hekime nasıl diyebilirim ki 'Hastayı taburcu et ya da etme'?
Hemşire arkadaşlar gençler ve çok özgüvenliler. Konuşurken hep 'Ben yaptım, ben ettim' dediler ama gençler... Gençken hepimiz öyleydik."
Fırat Sarı, mahkeme başkanına anlatmaya devam ediyor:
“Opera Bebeğin ölümünde, raporda hastane ismi bile karıştırılmış. Benim geçmişe dönük hastalarımı ve tüm CİMER şikayetlerini incelediler. Onlarda bir şey bulamayınca buraya yöneldiler.
Gece 2 saat uyurum, gece boyu hastanelere uğrarım. Takip eden polisler de bilir. Hatta bana 'Hiç durmuyorsun, hep hareket halindesin' demişlerdi."
"İstanbul’da çocuk yoğun bakım ünitelerinin sayısı çok az. Allah korusun, birimizin çocuğuna bir şey olsa yer bulmak çok zor."
"Opara Kadan bebekler benim hekim olarak görmediğim bakmadığım hastalar. Kadan bebek ölüyor. Ölümünden bir gün sonra mesleki olarak tartışıyoruz. Sonra öğreniyoruz ki bebeğin zaten diyaframı patlamış. Ama deniyor ki bu bebeği Fırat Sarı öldürdü.
Bebek zaten hasta ya hu ben nasıl yapayım. Gerçek yaratıcının mührüdür. Mührün şekli ise mantıktır"
"Biz kötüysek yanlış bir şey yaptıysak bizden önceki dönemle (bahsi geçen hastanelerin) geçmiş ölüm dökümlerine bakılsın. Karşılaştırma yapılsın. Bakalım hangi dönemde daha çok bebek ölmüş
Sağlık Bakanlığı ekipleri bizden önce Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar’daki ölüm oranlarını karşılaştırsınlar. Ben ölüm oranlarının artacağını düşünüyorum"
"Bir raporla ateşe atıldık. O hastanelerde çalışan binlerce insan işsiz kaldı. Sağlık sistemi sekteye uğradı."
112 de bazen hastanelerde yer olmuyor. O yüzden bu arkadaşlar da bize ulaşıyor bizim yerimiz varsa biz alıyoruz. Ben burada konuşurken cümlelerimi filtreleyip öyle konuşuyorum. Ama özel hayatımdaki konuşmalarda daha rahat filtresiz konuşuyorum ve bunlar kamuoyuna yansıyor. Tapelerle yargılandığımız için söylüyorum bunu. İtiraz ediyorum yanlış anlaşıldık.
Ülkeye yabancı çok fazla kişi geliyor ve bu kişiler bu ülkede doğuruyor. Bunun yükünü özel sağlık sistemi çekiyor. Hastaneler çok dolu oluyor. Beni bir milletvekili aradı yoğun bakımı için yer aranıyor. Tapelerden çıkan algıya göre biz işimizi yapmıyoruz gibi algılanıyor. Halbuki hastane bir sürü bilimin olduğu bir yer. Tapelerde biz yanlış anlaşıldık kamuoyuna yanlış yansıtıldı.
Fırat Sarı, konuşuyor:
"Tapelerde çok itirazım var. Birincisi, iki insan konuşuyor... Burada ben kamuya konuşuyorum ama her şeyi söylemem, kafamın içinde bin tane şey geçiyor olabilir, ona göre konuşuyorum. Siz güvendiğiniz bir insana daha rahat konuşursunuz. Özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıtıldı. Bunlar kamu ile alakalı konuşmalar değildi. Ayrıca belli yerler kesilmiş."
Fırat Sarı konuşuyor:
"İstanbul Avrupa Yakası'nda 20'den fazla özel hastane var. Ancak 112’de yalnızca 4 tane küvözlü ambulans bulunuyor. Bu durumda ne yapabilirsiniz?"
Fırat Sarı, anlatıyor:
"Biraz sevklere değinmek istiyorum. 112 dışında sevkleri tıp merkezlerinden aldık. Diğer türlü, 112’de kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Bugün siz 112’yi ararsanız, bir tuşla sistem yanıt veriyor. 2023 Temmuz’da operasyon başlamıştı. Bu tarihten sonra kaç hasta sevk edildiği bilgisine 112’den ulaşabilirsiniz. Üstelik hastanın gideceği yere hasta yakını karar veremez."
"Hastaneler neden işletme istiyor? Onu da anlatayım. Çalışan hemşire ve hekim bulmak zor. Diğer konu ise bunların ücretiyle ilgili. Özellikle hemşirelerin maaşlarında bir sorun var. Maaşlar genelde asgari ücretin biraz üzerinde. Aldıkları büyük sorumluluklara rağmen yargılanan hemşireler asgari ücretten biraz fazlaya çalışıyor. Birine fazla maaş verdiğinde bu sefer iş ortamındaki denge bozuluyor. Diğer yandan hasta sorunu var. Ben özel hastanelerden yanayım. Bu yerler insan sağlığını önemsiyor ama aynı zamanda para kazanmak istiyorlar. Doğru yönetilmeleri de çok önemli çünkü küçük bir olay bile korkunç boyutlara ulaşabiliyor."
"İşi iyi yaptığımıza inanıyorlardı bu nedenle çok sayıda merkezden iş teklifi aldım.
112 dışı sevk edeceğimiz olay ekibi bana güvendiği için, hastaların ailesi bana yakın buldukları için bana yönlendirdiler. Hastanelerde hemşireler, asgarinin bir tık üstünde çalıştırılıyor. Bu nedenle özel hastanelerde para kazama isteği daha fazla oluyor.
112 ye rüşvet verip sevk almadık asla. 112 den uygunsuz hasta alma gibi bir durum yok. Tıp merkezinden aldık orada da aileden onam formu aldık. 112 ye verilirse eğer (bebek) aile sevk edileceği yeri seçemez. O yüzden aileler bizi tercih ediyordu."
Fırat sarı savunmasını sürdürdü:
Önce işletme nedir diye baktığımda, sadece yenidoğan değil, kulak burun boğaz, göz, fizik tedavi... Hatta fizik tedavi, en çok işletmenin olduğu bölüm. Bu yola baktığımda yapabilir miyim diye düşündüm ve böyle başladım. Sözleşmelerle ilgili ne varsa bana her şeyi sorabilirsiniz, her şeyi size detaylı anlatacağım. İlker Gönen ile tanıştık. Kendisi de nasıl tanıştığımızı anlattı. O da benim gibi çalışmayı seven bir insandı. Bu operasyon süresince A Hastanesi dahil birçok hastaneden teklif aldım ama 'yoğunuz' diyerek kabul etmedim. Özel sağlıkta her yerde olan bir durum bu."
Zorunlu hizmetimi Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Orası, bir hekimin günde 100’ün üzerinde hasta baktığı bir yer. Zorunlu hizmetten sonra 2018 yılında Reyap Hastanesi'nde işe başladım. Reyap Hastanesi'nde çalışınca Esenyurt Hastanesi'nde bir geçmişim vardı. Esenyurt, İstanbul’un en büyük ilçesi. Orada çok fazla tıp merkezi var. Halkın sosyoekonomik seviyesi düşüktür. Mesela bir gebe, sadece doğum yapacağı zaman, suyu geldiğinde en yakın tıp merkezine gider. Doğum yapan bir annenin bebeğinin ne durumda olacağını kestiremezsiniz. Bebek kötü olunca da bir an önce sevk etmek isterler.
Fırat Sarı: İnsanı varlık yapan ne kadar değer varsa hepsi üzerimden alındı. Ben bir hiç kaldım.
Bu iddianame kapsamında olan bir şey değil, özellikle davacı tehdidinden dolayı toplumun etkilendiği bir durum oldu. Buraya gelmek çok istedim ama hayata dair pek umudum kalmadı. Öyle şeyler çıktı ki, akış hayal gücüne sığmayacak durumlara vardı. Bütün hesaplarıma bakılsın. Sümeyye ve Mehtap dün söylediler, benim onlara borcum var. Çok fazla para harcıyorlar diye para kontrolleri olsun diye para alırdım. 1975 Bingöl doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi orada tamamladım. 17 yaşımda tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. 16-17 yaşlarında çocukların ölüm orucu yaptığı dönemde bulundum. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Daha sonra ayrıştım ve güvenlik güçleriyle görüşmeye başladım. FETÖ dönemine kadar devletle bağlantım vardı.
Fırat Sarı, terör suçundan ceza evinde yattıktan sonra örgütlerin hedefi haline geldiğini söyleyerek "Toplumu çok seviyorum ve hizmet etmek istedim. Ancak terör örgütleri için hedef haline geldiğim için bunların duyulmasını istemedim" dedi.
1975 Bingöl doğumluyum. 17-18 yaşlarındayken tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir gösteriye katıldım ve örgüt üyeliğinden dolayı cezaevinde kaldım. Örgütten ayrıldım, dört yıl sonra cezaevinden çıktım. FETÖ dönemine kadar çalıştım. Toplumu çok seviyorum ve hizmet etmek istedim. Ancak terör örgütleri için hedef haline geldiğim için bunların duyulmasını istemedim.
2018 yılında Reyap Hastanesi'nde işe başladı Reyap Hastanesi'nde yeni doğanlara baktığını söyledi. Gece olan nöbetçi doktorlar ya fırat bi de sen baksana bu hastaya diyorlardı.
Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre;
Mahkeme başkanı Fırat Sarı’ya soruyor:
Mahkeme başkanı: Hakkında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "Nitelikli dolandırıcılık", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "Resmi belgede sahtecilik" suçlamaları var. Bunlara ne diyeceksin?
“Sayın başkan yaklaşık 2 ay önce savcı tehdit olayından sonra kamuoyunda yoğun tepkiler artınca avukatlarım ayrıldılar. Bir süre önce memleketimden 2 avukat geldi onlar katılmak istedi ama hazır olmadıklarını söylediler.
Fırat Sarı kürsüye geldi. Hakim hakkındaki suçlamaları saydı. Hakim savunmasını sordu:
"Sayın başkanım, yaklaşık 2 ay önce savcıyı tehdit olayı sonrası kamuoyunda tepki topladım. Bu olaylar yaşandığından beri tek amacım gerçeği ortaya çıkarmak. O yüzden savunmamı yapmak istiyorum. Hayattan bir beklentim, umudum kalmadı. Öyle şeyler dediler ki aklım hayalim durdu. Tüm gerçekleri açıklamak istiyorum. Üniversitede terör örgütüne üyelikten suçlandım. 5 sene yattım "
Rahat tavırlarla duruşma salonuna giren Fırat Sarı ön sıradaki yerine oturdu. Salonda olanları etrafıyla iletişim kurmadan takip ediyor.
Sanık isimlerinin okuması bitti. Duruşma birazdan başlayacak.
Gazeteci İhsan Yalçın'ın aktardığına göre:
"Yenidoğan Çetesi sanıkları salona getirildi. Kelepçeler çıkarıldı. Mahkeme heyeti de yerini aldı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı birazdan sanık kürsüsünde olacak. Tüm Türkiye’nin merakla beklediği sorgu da başlamış olacak. Bugün sadece çetenin bir numarası sorgulanacak."
Hakim sanıkların isimlerini okumaya başladı.
Hakim sorgusuna çıkacak Fırat Sarı'nın takım elbise giymediği üzerinde yeşil ekoseli bir gömlek olduğu görüldü. Sarı, rahat tavırlarıyla dikkat çekti.
Tutuklu sanıklar ve çete lideri Fırat Sarı, kelepçeli halde duruşma salonuna getirildi.
"Duruşma salonunun kapıları açıldı. Gazeteciler ve avukatlar yerini aldı. Tutuklu sanıklar birazdan getirilecek. Dakikalar sonra Fırat Sarı, mahkeme salonunda sorulara cevap verecek."
Sanık avukatları duruşma salonuna çağrılmaya başlandı.
Bakırköy Adliyesi'nde görülen davanın ilk gününde yoğunluk beklendiğinden konferans salonu duruşma salonu olarak düzenlenmişti.
Adliyeden gelen görüntü, Fırat Sarı'nın hakim sorgusunun yapılacağı bugün, çok kalabalık olmadığını ortaya koydu.
Fırat Sarı, saat 10'da hakim karşısında olacak. Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; Türkiye'nin merakla beklediği duruşma İstanbul'da yaşanan fırtına nedeniyle geç başlayabilir.
"Yenidoğan Çetesi davasında 6. gün. Bugün, çetenin lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı savunma yapacak. Duruşma 10:00’da başlayacaktı, havadan dolayı belki biraz sarkabilir."
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.