 
    CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin borç yükü ve 2026 yılı bütçesindeki tarımsal destekleri değerlendirdi. Gürer, “Yılbaşında çiftçilerin bankalara borcu 899 milyar 745 milyon iken takipteki kredi borcu 4 milyar 480 milyon 112 bin liraydı. On ayda 1 trilyon 100 milyar lira borç çıkmış bulunuyor” dedi.
Gürer, Tarım Kanunu’nda milli gelirin yüzde 1’inin çiftçilere destek olarak verilmesinin öngörüldüğünü hatırlatarak, 2026 yılı bütçesindeki rakamların bu oranın çok altında kaldığını belirtti.
“2026 yılı millî gelirinin yüzde 1'i 722 milyar lira yapıyor. Çiftçiye bütçeden ayrılan ise yalnızca 168 milyar lira. Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçesi 540 milyar 840 milyon lira. Yani kanuna göre destek olarak vermek gereken tutardan daha az Bakanlığın bütçesi var” diyen Gürer, desteklerin geç verilmesinin çiftçiyi zora soktuğunu söyledi.
Gürer, çiftçilerin borç sarmalı içinde olduğunu vurguladı:
“Traktöre, tarlaya haciz geliyor; yetmedi hayvanlara hatta depodaki buğdaya haciz gelen bir süreç yaşanıyor.”
Gürer, borçların artmasının üretimden kopuşu hızlandırdığını, kırsalda geçim kaynaklarının daraldığını belirtti.
Türkiye’nin bazı tarım ürünlerinde ihracatçı, bazılarında ise ithalatçı konuma geldiğini söyleyen Gürer, “Fındık, kayısı, üzüm, incir, limon gibi ürünlerde ihracatçıyız doğru ama hububatta ve bakliyatta ise arz açığımız var ve ithalatçıyız” dedi.
Gürer, üretim kayıplarını şöyle açıkladı:
“İki yılda nohutta üretim kaybımız 247 bin tonu buldu. Mercimekte iki yıldaki kaybımız 194 bin ton, ürettiğimizin neredeyse bir kat fazlası da ithalat yapıyoruz. 2025 yılı Ekim ayı TÜİK verilerine göre meyvedeki kaybımız bir yılda 8 milyon tonu aştı. Kayıt dışıyla 10 milyona yakın ürün kaybı var.”
Gürer ayrıca, elmada yüzde 48,3, kirazda yüzde 70,6, zeytinde yüzde 34,7, limonda yüzde 34,8 oranında ürün kaybı yaşandığını kaydetti:
“2023 yılında 22 milyon ton buğday üreten ülkemizde üretim 17 milyon 900 bin tona geriledi. Biri zirai donla açıklanır, biri kuraklıkla. Peki bu buğdaydaki kayıpta çiftçiye sağlanan bir destek var mı? Yok, sıfır destek.”
Hayvancılıktaki sorunlara da değinen Gürer, şunları söyledi:
“2010 yılında başlayan hayvan ithalatında bugüne kadar 10 milyon baş hayvan ithal edildi, ne hayvancılıkta sorun bitti ne ette sorun bitti. Cumhurbaşkanlığının program kitabında büyükbaş hayvan varlığı 16 milyon 800 bin baş yazıyor. TÜİK’te ise 17 milyon 188 bin baş yazıyor.”
Şap hastalığına dair verilerin açıklanmadığını belirten Gürer, “Şu şaptan Türkiye'nin 81 ilinde yasaklama geldiğine göre kaç hayvan öldü?” diye sordu.
“2023 yılında 818 bin, 2024 yılında 559 bin hayvan ithal ettik. Programdan baktım, 895 bin de bu yıl sonuna kadar hayvan ithalatı görülüyor. Yerli ırkımız 1 milyonun altına gerilemiş, neredeyse kendi bölgelerimize ait ırkın sonu geliyor.”
Gürer, 2026 yılı bütçesinin dar gelirli kesimlerin sorunlarına çözüm getirmediğini belirterek, “2026 bütçesi işçi, çiftçi, esnaf, memur, emekli, işsiz, kadın, genç, engelli, hatta sanayici için bir umut bütçesi değil” dedi. “Staj ve çırak mağdurları, emeklilikte adalet arayanlar, taşeronda kalıp kadro alamayanlar bu bütçede yer bulmuyor. 2026’da rahat yüzü görmeyenler için yine bir umut yok” ifadelerini kullandı.
