Demokratik çözümün adresi Meclis, muhatabı 86 milyon insandır

Tuncer Bakırhan, "çözüm sürecine" dair açıklamalarda bulundu. “Bu süreç bir madalyonun iki yüzü gibidir” diyen Bakırhan, bir yüzünde demokratikleşme adımları, diğer yüzünde silahsızlanma süreci olduğunu söyledi.

Demokratik çözümün adresi Meclis, muhatabı 86 milyon insandır
  • A-
  • A
  • A+

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda "çözüm sürecine" dair açıklamalarda bulundu. “Bu süreç bir madalyonun iki yüzü gibidir” diyen Bakırhan, bir yüzünde demokratikleşme adımları, diğer yüzünde silahsızlanma süreci olduğunu söyledi. “Demokratik çözümün adresi Ankara, mekânı Meclis, muhatabı 86 milyon insandır” sözleriyle Meclis’i göreve çağırdı.

"Sayın Öcalan barışın pusulasını çiziyor, demokratik çözüm çağrısı yapıyor"

Bakırhan, grup konuşmasında Abdullah Öcalan’ın barış sürecindeki rolüne değinerek, “Sayın Öcalan Ortadoğu’nun karmaşık siyasi tablosunda, barışın pusulasını cesaretle çiziyor. Kürt sorununun çözümünden bölgesel dengeye uzanan geniş perspektifle hareket ediyor” dedi. Öcalan’ın bir çağrısıyla 52 yıllık çatışmayı bitirme iradesi gösterdiğini ve toplumsal barışın önünü açtığını söyleyen Bakırhan, “İmralı’da yaklaşık 27 yıldır barışın bu topraklarda mümkün olduğu çağrısı yankılanıyor” ifadesini kullandı.

“Türk-Kürt ilişkilerinin demokratik zemine çekilmesi gerekiyor”

Türkiye’nin stratejik bir kavşağa girdiğini belirten Bakırhan, bu sürecin yönünün demokratik çözüme bağlanması gerektiğini söyledi. “Bölge baştan yazılıyorsa Türkiye’nin stratejisi de yeniden doğmalı. Bu stratejiye ruh verecek olan Türk-Kürt ilişkilerinin demokratik zemine çekilmesidir. Demokrasi bu toprakların kalbi, barış ise yaşam nefesidir. Allah’ın izniyle beraber nefes alacağız, beraber güçlü olacağız” dedi.

“Ortadoğu kritik bir eşiğe dayanmış durumda”

Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendiren Bakırhan, “Gazze’den Tahran’a, Kiev’den Şam’a kadar yayılan savaş ve yıkım zinciri tesadüf değildir” diyerek küresel gerilimlerin merkezinin Ortadoğu olduğuna işaret etti. Kapitalist modernitenin krizini savaşla dışa vurduğunu vurgulayan Bakırhan, “Ortadoğu bugün, bitmeyen savaşlar ve etnik-dini gerilimlerle Demokratik Ortadoğu Birliği ve özgür yaşam vizyonu arasında kritik bir eşiğe dayanmış durumda” dedi.

“Kobane Davası demokratik siyasete müdahalenin adıdır”

Konuşmasında Kobani Davası’na da değinen Bakırhan, “Bakın, 9 yıldır Kobane Kumpas Davası demokratik siyasete yapılan saldırının simgesi oldu. Gerekçeli karar açıklandı. 33 bin sayfa da olsa, 100 bin sayfa da olsa bu kâğıt siyasi kumpas ve demokratik siyasete müdahalenin adıdır!” ifadelerini kullandı.

“CHP’ye açılan kurultay davası da demokrasi sorununu gözler önüne seriyor”

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin açılan davaya değinen Bakırhan, bunun sadece CHP’yi değil, tüm demokratik yapıları ilgilendirdiğini söyledi. “Yine CHP’ye yapılan müdahaleler, topyekûn demokratikleşme sorununu gözler önüne seriyor. CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na dair görülen dava 8 Eylül’e ertelendi. Kobane Davası, Kurultay Davası ve devam eden onlarca siyasi davanın artık bu ülkenin gündeminden çıkarılması çağrısı yapıyoruz” dedi.

“Tunç Soyer derhal serbest bırakılmalıdır”

Tunç Soyer’in gözaltına alınmasına tepki gösteren Bakırhan, “Bu sabahın erken saatlerinde önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, belediye çalışanlarının ve siyasetçilerin gözaltına alındığını öğrendik. Yargı eliyle yapılan bu siyasi operasyonu reddediyoruz” dedi. Soyer’in barış için çalışan bir siyasetçi olduğunu vurgulayan Bakırhan, “Tunç Soyer’in gözaltına alınması değil, derhal serbest bırakılması gerekir” diye konuştu.

“DEM Parti Ortadoğu’da 3. Yol’un en güçlü öznesidir”

DEM Parti’nin stratejik konumuna değinen Bakırhan, “Ortadoğu siyasetini ve dinamiklerini en iyi bilen Türkiyeli güç olduğumuza şüphe yok” dedi. Üçüncü Yol yaklaşımının demokratik alternatif sunduğunu belirterek, “Farklılıkların zenginlik olduğu demokratik birlikteliği savunuyoruz. Üçüncü Yol bir pusuladır; demokratik bir ülkenin, özgür bir siyasetin, toplumsal birliğin pusulasıdır” ifadelerini kullandı. Bakırhan, bu yaklaşımın işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadelede adaletli bir toplumun inşasını hedeflediğini söyledi.

Bakırhan, grup toplantısında şunları söyledi:

"Madımak Katliamı

Değerli arkadaşlar, yarın Madımak Katliamı'nın yıl dönümü. Sazın, sözün, türkünün yandığı, acının en derinini yaşadığımız bir katliamı geride bırakalı yıllar oldu. Türkünün yakıldığına, şiirin, kalemin, sazın ateşe verildiğine tanıklık ettik. Bu topraklarda hiçbir kitapta yazmayan, hiçbir öğretide yer almayan bir katliam yaşandı. Madımak, bizlere ayrımcılığın, inkârın ve nefretin nasıl korkunç sonuçlara yol açtığını bir kez daha gösterdi. O oteldeki alevler sadece bir binayı değil, bu ülkenin birlikte yaşam umudunu da yakmaya kalktı. DEM Parti heyeti olarak yarın yapılacak anmaya katılacağız. Canlarımızı bir kez daha hatırlayacak, adalet talebimizi haykıracağız. Çünkü bu dava, insanlık onurunun davasıdır. 2 Temmuz’un yıl dönümünde yitirdiğimiz şairlerimizi, ozanlarımızı ve canlarımızı en kalbi duygularımla anıyorum.

Orman Yangınları

Değerli arkadaşlar, günlerdir ülkemizin dört bir yanında ormanlarımız yanıyor. Aydın, Muğla, Bursa gibi birçok kentte büyük yangınlar yaşandı; İzmir ve Hatay’da ise ciğerlerimiz hâlâ yanmaya devam ediyor. Yıllardır orman yangınlarına karşı önlem alınması gerektiğini söylüyor, bu konuda Meclis’te çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Ancak bugün yaşananlar, bu uyarıların dikkate alınmadığını ve ortaya çıkan felaketlerin ihmallerin sonucu olduğunu açıkça gösteriyor. Sorumlular derhal tespit edilmeli ve gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Bizler, nerede olursa olsun, tek bir ağaç için bile ses çıkarmaya, önlem alınması için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Güvenlik Harcamaları

Dünya çok büyük bir dönüşüm yaşıyor. Yıllardır dile getiriyoruz: Üçüncü Dünya Savaşı geliyor. Artık dünya da bu gerçeği konuşmaya başladı. Kapitalist modernite dediğimiz sistem; ulus-devlet, endüstriyalizm ve kapitalizm sacayağı üzerinde yükseliyor ancak artık bu yapı büyük bir çıkmaza girmiş durumda. Bu sistem, çözümü savaşta arıyor. Silah satışlarıyla sermaye biriktirmek, enerji yolları üzerinden sisteme nefes aldırmak istiyor. NATO’nun 2025 Zirvesi’nden çıkan sonuçlara baktığımızda, yaklaşan dünya savaşının ayak sesleri net biçimde duyuluyor. Milyonlarca insan açlıkla boğuşurken, işsizlikle kavrulurken, temel hak ve özgürlükler her yerde askıya alınmışken, NATO ülkeleri askeri harcamalarını milli gelirin yüzde beşine çıkarmayı planladıklarını ilan ettiler. Oysa dünya güvenliği daha fazla silahla değil, daha fazla adaletle; daha fazla bombayla değil, daha fazla demokrasiyle sağlanabilir.

Bugün Ortadoğu, dünya savaşının ayak izlerinin en çok hissedildiği yer haline gelmiş durumda. Soğuk Savaş’ın bitiminden Körfez Savaşı’na ve oradan bugüne uzanan çizgi, bu bölgeye yeni bir nizam dayatıyor. Gazze’den Tahran’a, Kiev’den Şam’a kadar yayılan savaş ve yıkım zinciri, tesadüf değildir. Kapitalist modernite kendi krizini bombalar, füzeler ve savaş uçaklarıyla dışa vuruyor. Dünya sistemindeki değişim arayışlarının en sert ayak sesleri Ortadoğu’da yankılanıyor. İran ve İsrail arasında yaşanan gerilim, bölgesel güç dengelerini yeniden şekillendiriyor. Suriye’deki çalkantılar, Irak’taki istikrarsızlık ve enerji koridorları üzerindeki rekabet birbiriyle bağlantılı dinamiklerdir. Hint-Avrupa Enerji Koridoru Projesi’ni anlamadan dünya siyasetini ve Ortadoğu’daki gelişmeleri doğru kavrayamayız. Bu proje, Batı’nın enerji ihtiyacını karşılamayı amaçlayan tam anlamıyla emperyal bir enerji koridorudur. Bunun için jeopolitik dengeleri altüst ediyorlar. Ancak her jeopolitik altüst oluş, milyonlarca insanı acı, yoksulluk ve ölümle karşı karşıya bırakıyor.

İsrail

7 Ekim sonrası İsrail’in attığı adımlar da bu küresel hegemonya mücadelesinin enerji hatları boyutunu açık biçimde ortaya koyuyor. “Sorunlu” görülen bölgelere yapılan müdahaleler peş peşe geliyor. Ancak bu müdahaleler bugüne kadar halklara huzur getirmedi. Ortadoğu bugün, bitmek bilmeyen savaşlar ve etnik-dini gerilimlerle Demokratik Ortadoğu Birliği ve özgür yaşam vizyonu arasında kritik bir eşiğe dayanmış durumda. Biz bu bölgede demokratik ve özgür bir yaşamı inşa etmek istiyoruz. Yüz yıllık katı ulus-devletçi anlayış yerine, üçüncü yolun gerekliliğini savunuyoruz. Halkların özgürlüğü ve güvenliği, ulus-devlet egemenliğinde değil, birlikte yaşamı esas alan bir hayatta mümkündür.

"Demokratik Ulus" fikri

Bu nedenle, bölgede atılan her adımı çok önemsiyoruz. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde hükümet kurma çalışmalarının bir an önce tamamlanmasını temenni ediyoruz. Çünkü Ortadoğu’daki tüm senaryoların merkezinde Kürt halkı yer alırken, Bölgesel Hükümet’in kurulması hayati önemdedir. Kürtler başta olmak üzere tüm bölge halklarının iç istikrar ve demokrasi yönünde adımlar atması, kalıcı barış ve çözüm için güçlü bir zemin yaratabilir. Bütün halkların farklılıklarını yaşayabileceği “demokratik ulus” fikri, Ortadoğu’daki etnik ve mezhepsel gerilimleri sona erdirebilir. Biz buna inanıyoruz, bu doğrultuda hareket ediyoruz ve mücadelemizi bu çizgide kararlılıkla sürdüreceğiz.

7 Ekim, 22 Ekim, 27 Şubat, 12 Mayıs… Bu tarihler, Türkiye’nin stratejik dönüşümünün kilometre taşlarıdır. 7 Ekim’de patlak veren İsrail-Hamas savaşı, jeopolitik fay hatlarını harekete geçirmiştir. Ortadoğu’da bir taş devrilince tüm oyun değişebilir. İşte o taş, 7 Ekim’de atılmıştır. Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri, bu yeni gerçekliğe göre saflarını belirlemektedir.

Ortadoğu gibi, Türkiye de bir sırat köprüsünden geçmektedir. Türkiye, geçmişin paranoyalarından ve korkularından kurtularak bu sırat köprüsünü güçlenmiş bir şekilde geçebilir. Bahçeli’nin 22 Ekim çıkışı, bölgesel fırtınanın Ankara’daki ilk yansımasıdır. 27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın çağrısı, stratejik dönüşümün mihenk taşı olmuştur. 12 Mayıs’ta kongre kararlarının açıklanmasıyla birlikte Türkiye ve PKK pozisyon almaktadır.

Bu kronolojiyle Türkiye, hem Ortadoğu’daki risklerden korunabilir hem de iç barışını canlandırabilir. İbn Haldun’un tarih anlayışına göre: “Toplumlar aklı ve iradesiyle tarihini yazar; kader ise kendi seçimlerinin sonucudur.”

22 Ekim, 27 Şubat, 12 Mayıs… Bu tarihler, yılların birikimiyle kaderimizi omuzladığımız günlerdir. Artık söz de karar da bu topraklardadır. 22 Ekim, 27 Şubat ve 12 Mayıs; kendi kaderini yazmanın tarihleridir.

Değişen bölgesel dengeler, eski paradigmaları çöpe atmakta ve yeni çözüm arayışlarını dayatmaktadır. Devlet ve devlet dışı aktörler dönüşmek zorundadır. Bölgedeki ideolojiler, örgütler, siyasi yapılar—hepsi dönüşmek zorundadır. Dönüşmeyen yolda kalır, yolda kalan ise yönünü kaybeder.

Artık kimse sadece taktik oyunlarla, oyalamalarla süreci götüremez. Yüz yıllık geçmişin yükü sırtımızda; yüz yıllık geleceği inşa etmenin sorumluluğu omuzlarımızdadır.

Türk - Kürt ilişkileri

Bölge baştan yazılıyorsa, Türkiye’nin stratejisi de yeniden doğmalıdır. Bu stratejiye ruh verecek olan, Türk-Kürt ilişkilerinin demokratik zemine çekilmesidir. Demokrasi bu toprakların kalbi, barış ise yaşam nefesidir! Allah’ın izniyle beraber nefes alacağız, beraber güçlü olacağız

Sayın Öcalan, Ortadoğu’nun karmaşık siyasi tablosunda barışın pusulasını cesaretle çiziyor! Kürt sorununun çözümünden bölgesel dengeye uzanan geniş bir perspektifle hareket ediyor. Sayın Öcalan’ın barışın maestrosu olduğu artık inkâr edilemez!

Bakın, herkesi ciddiyete ve tefekküre davet ediyoruz. Sayın Öcalan, tek bir çağrısıyla 52 yıllık çatışmayı bitirme iradesini gösterdi; milyonlarca insanın desteğini alarak toplumsal barışın önünü açtı. Sadece Türkiye’nin iç barışına değil, Suriye’den Irak’a uzanan coğrafyanın demokratik dönüşümüne de fener tutuyor.

Nelson Mandela’nın hapiste geçirdiği 27 yılda “Barış bizim elimizde” dediği gibi, İmralı’da da yaklaşık 27 yıldır barışın bu topraklarda mümkün olduğu çağrısı yankılanıyor. İmralı’daki düşünsel zenginlik, etnik ve mezhepsel çatışmaların yerini demokratik çoğulculuğun alacağı “Demokratik Ulus” modelini ortaya seriyor.

Bu model, bölgedeki tüm halklara kimliklerini yaşayabilecekleri devrimci bir siyasi ufuk açıyor! Kadın özgürlüğü, ekolojik yaşam ve demokrasi üçgeninde yeni bir toplumsal sözleşme sunuyor. Bütün engellere rağmen bunu gerçekleştirmenin mücadelesini veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.

Tam da burada Antik Yunan mitolojisindeki Sisifos’u hatırlatmak gerekiyor. Sisifos, tanrılar tarafından lanetlenir. Cezası, büyük bir kayayı dağın zirvesine çıkarmaktır. Ama zirveye her yaklaştığında kaya aşağı yuvarlanır ve Sisifos yeniden başlamak zorunda kalır. Sisifos, kaya her düştüğünde yeni bir şey öğrenirdi: Hangi yoldan gitmeli, nerede duraklamalı, neresi daha kolay.

Biz de geçmiş barış girişimlerinden dersler aldık. Daha deneyimliyiz, daha hazırlıklıyız! En önemlisi, taşı her seferinde yukarı çıkarma kararlılığı gibi, soluksuz bir mücadeledeyiz. Sisifos, kayayı iterken kendine bir ritim bulmuştu. Barış sürecinin de kendine has bir ritmi var; bu ritmi bozmaya çalışanlar başarısız olur! Biz de barışın inşasını ona yakışır bir ritimle sürdüreceğiz. Olgun, kararlı ve sabırlı bir şekilde barışı sarsılmaz bir temel üzerine inşa edeceğiz.

DEM Parti olarak sürecin ciddiyetine layık davranıyoruz. Siz de görüyorsunuz; Amerika’dan Almanya’ya, oradan da İngiltere’ye dünya çapında barış diplomasisini örüyoruz. Türkiye’de ise bütün siyasi partilerle, emek örgütleriyle, meslek kuruluşlarıyla, işveren çevreleriyle ve inanç örgütleriyle masaya oturuyoruz. Barışta herkesin tuzu olması gerektiğini anlatıyoruz.

Parti heyetimiz, önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanı ile buluşacak. Bu görüşmeye büyük önem veriyoruz. Bölgesel kaos tırmanırken, iç barışımızı güçlendirmek için daha çok konuşmalıyız.

Erdoğan ile görüşme

Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşmeyle, herkesi kapsayan bir demokrasi, hukuk ve iç barışı sağlayacak yol haritasının ortaya çıkmasını umut ediyoruz. Heyetlerimizin yapacağı görüşmelerin ardından, Türkiye’ye nefes aldıracak, çözümün rotasını sağlamlaştıracak ve barış iklimini somut yaşama yayacak gelişmelerin en kısa sürede hayata geçmesini bekliyoruz. Temennimiz bu yöndedir.

İç barışı kurmanın yolu, demokratik siyaset kanallarını güçlendirmekten geçiyor. Bakın, 9 yıldır Kobane Kumpas Davası, demokratik siyasete yönelik saldırının bir simgesi hâline geldi. Gerekçeli karar açıklandı. 33 bin sayfa da olsa, 100 bin sayfa da olsa bu dosya bir siyasi kumpasın ve demokratik siyasete müdahalenin belgesidir! Artık siyasi davalar aracılığıyla siyaseti dizayn etme zihniyetinden vazgeçilmelidir.

CHP Kurultayı davası

Yine CHP’ye yönelik müdahaleler, Türkiye’deki topyekûn demokratikleşme sorununun ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor. CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na dair açılan dava, 8 Eylül’e ertelendi. Kobane Davası, Kurultay Davası ve sürmekte olan onlarca siyasi davanın artık bu ülkenin gündeminden çıkarılması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye’de sorunların çözümsüzlüğünü derinleştiren bu anlayış, herkese büyük zarar vermektedir.

Bu sabahın erken saatlerinde, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, belediye çalışanlarının ve siyasetçilerin gözaltına alındığını öğrendik. Yargı eliyle yapılan bu siyasi operasyonu reddediyoruz. Tunç Soyer, Türkiye’de barışı ve demokratik bir düzeni inşa etmek için var gücüyle çalışan bir siyasetçidir. Soyer başta olmak üzere, kalbi barışla atan siyasetçilerin üzerine yargı yoluyla gitmek, sorunları çözmez; bilakis daha da derinleştirir. Bu akıl tutulmasına derhal son verilmelidir.

Bu yöntemler defalarca denendi, ancak hiçbir sonuç alınamadı. Kumpas davalarından bir fayda sağlanmadı. Tunç Soyer’in gözaltına alınması değil, derhâl serbest bırakılması gerekir.

Bakın, haksızlıkların ve hukuksuzlukların son bulmasında, Türkiye’nin demokratikleşmesinde Meclis’e kritik görev düşüyor! Meclis’te Kürt meselesinin çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleşmesini önceleyen bir komisyonun kurulması hızla hayata geçirilmelidir.

Bu süreç, bir madalyonun iki yüzü gibidir. Birinci yüzde demokratikleşme adımlarının atılması, ikinci yüzde ise silahsızlanma sürecinin yönetilmesi vardır. Silahsızlanma kapsamında, PKK’ye ilişkin bir yasanın çıkarılması sürecin yasal temelini oluşturacaktır. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi, kardeşlik hukuku çerçevesinde bir kucaklaşmayı beraberinde getirecektir.

TBMM'ye çağrı

Bu ülkenin bütün yurttaşları kardeşlik hukuku içerisinde kucaklaşsın, selamlaşsın ve birlikte bu ülkenin geleceğini inşa etsin diye Meclis’i göreve çağırıyoruz. Komisyon sonuç alıcı şekilde çalışırsa Türkiye’nin önü açılır. Çünkü demokratik çözümün ve barışın ikameti Ankara’dır; mekânı Meclis’tir, muhatabı ise 86 milyon insandır. İçte huzurlu bir Türkiye’yi Ortadoğu’da istikrarın sigortası haline getirmek için herkesi siyaset yapmaya ve barışı büyütmeye davet ediyoruz.

DEM Parti olarak Ortadoğu siyasetini ve dinamiklerini sanırım en iyi bilen Türkiyeli yapılardan birisi biziz.  Bu kapsamda Ortadoğu’ya dair hem aktif güç hem de fikri ve siyasi olarak yeni dönem için en güçlü öznelerden biriyiz, Kürtlerdir.

Üçüncü Yol

Üçüncü Yol yaklaşımımız, geleneksel ulus-devlet modelini aşan demokratik bir alternatif sunmaktadır. Farklılıkların zenginlik olduğu bir demokratik birlikteliği savunuyoruz! Kürdün farklılığının tanındığı Alevi'nin inanç hakkının tanındığı bir birlikteliği öneriyoruz. Üçüncü Yol bir pusuladır; demokratik bir ülkenin, özgür bir siyasetin ve toplumsal birliğin pusulasıdır.

Üçüncü Yol, NATO kaynak artışı istediğinde alkışlayıp; milyonlarca emekçi ve emekli zam zam istediğinde “ülke ekonomisi” bahanesiyle susturmak değildir. Üçüncü Yol, herkesin yastığa başını tok koymasını sağlamaktır. İşsizliğin haksızlığın hukuksuzluğun olmadığı emeklinin insanca yaşadığı bir zemini sunuyor. Demokratik bir toplumun, eşit ve adil bir hayat kurmanın rotasıdır Üçüncü Yol."

Yorum Yazın

İBB'ye bir operasyon daha

Adalet bir şekilde tecelli eder, kimse dertlenmesin

Pozitif Boru iflasın pençesinde

DEM Parti'den, Özel'e açılan "beyaz Toros" soruşturmasına tepki

Fatih Belediye Başkanı Turan'dan tutuklu Murat Çalık’a destek

İtfaiye eri tutuklandı, ETS Turizm’e soruşturma yok

Murat Yalçıntaş OYAK’ın yeni Genel Müdürü oldu

Açlık sınırı 25 bin 811 liraya yükseldi

MAHİS-DER: Kamu Maliyesi Güçlenmeli

'Milletin inanç dünyasından kopuk durumdalar'

MEB’de dikkat çeken görev değişikliği

Brüksel mahkemesinden İsrail'e askeri sevkiyat yasağı

Sigorta Bilincindeki Artış, Sektörü Harekete Geçirdi

Konut piyasasında satışlar patladı, fiyatlar uçtu

Güngören yeşil alana erişimde son sırada

Erdoğan ve Al Nahyan bir araya geldi

Bankalar emekli maaşına bloke koyabilecek

Hepimizin cebinden 10 çeyrek altın çaldılar

AK Parti’ye güven oranı yüzde 30’lara kadar indi

Şarköy yangınında yerleşim yerlerinde tehdit azaldı

Enerji içecekleri tehlike saçıyor

Çok olumlu ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik

İsrail, Suriye de Cumhurbaşkanlığı sarayı ve genelkurmay binasını vurdu

Akın Gürlek davasında İmamoğlu’na hapis cezası

Trafikte cezalar artıyor

İstihdam rakamlarında inşaat ve hizmet uçtu, sanayi çakıldı

Türkiye Schengen’e 775 milyon euro ödedi

Tekstil devi de iflas etti! 'Sıra diğerlerine gelecek'

İktidar, İsrail’le barışık, köylüyle, işçiyle, emekliyle savaşıyor

Bütçe de 6 aylık açık 980,5 milyar TL oldu

Yükleniyor

Brüksel mahkemesinden İsrail'e askeri sevkiyat yasağı

İsrail, Suriye de Cumhurbaşkanlığı sarayı ve genelkurmay binasını vurdu

AB’den İsrail’e yaptırım uyarısı

Trump dünyayı değiştirmek için 'Deli Adam Teorisi'ni kullanıyor

Güney Kore'de vatandaşlara karşılıksız para dağıtılacak

Dolar son 50 yılın en büyük değer kaybını yaşadı

Sırbistan'da öğrenciler Vuvic iktidarını protesto etti

Yoon Suk Yeol, sıkıyönetim soruşturması kapsamında sorgulandı

Hamaney'i aşağılık bir ölümden kurtardım

İran nükleer projesini yeniden inşa etmeyi düşünürse tekrar saldıracağız!

Bestemsu Özdemir aşkını ilan etti!

Aslı Bekiroğlu plajda dudak dudağa

Simge Ünal'ı kaçırmaya çalışmışlar!

Yüzmeyi öğrendiğim bir denizdeyim

'Çaresizce yanmayı bekliyoruz'

Ayşe Akın, kalbini Squid Game yıldızına kaptırdı

Sıla Türkoğlu güzelliğiyle büyüledi

Güzel oyuncu eleştiri yağmuruna karşı olan sessizliğini bozdu

Melisa Döngel soluğu tatilde aldı!

Güngör, Sofia Vergara’nın üstsüz pozunu beğenince...

BYD'nin Manisa'daki fabrikasında hâlâ faaliyet yok

TOFAŞ, Bursa fabrikasında üretime ara verecek

Elektrikli araç satışları dizeli geçti

Erdoğan, TOGG T10F’i test etti

Volvo EX30 Türkiye Yollarında

İkinci el araca Avrupa’dan 2.5 kat daha fazla ödüyoruz

Ali Özçete OSS'de güven tazeledi

Ekonomik kriz ulaşımı da vurdu

Ticaret Bakanlığı'ndan ikinci el araç ticaretine sıkı denetim

BYD’den 22 modelde beklenmedik indirim

Enerji içecekleri tehlike saçıyor

Temmuz sıcağında devlet hastanesinde klima skandalı

Uzayan yangın sezonu solunum sağlığımızı da tehdit ediyor

İstanbul'da görünürlüğü artan keneler zararsız

Uzmanlar Diş Sağlığına Karşı Uyarıyor

Yanlış Beslenme Kalp Durmasına Yol Açabilir!

Türkiye'deki nanelerde klorpirifos alarmı

Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde Çete Çökertildi

Tarım Bakanlığı baharatlardaki hileyi açıkladı

İstanbul’da kene vaka sayısı 7 bini aştı

Adalet bir şekilde tecelli eder, kimse dertlenmesin

Erdoğan, TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı’yı aynı göreve atadı

Albayrak Grubu'nun Âdil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi Van'da Açıldı

Fahrettin Altun’un düğmesine 19 Mart sabahı mı basıldı?

YGD'de Ödül Hazırlığı Heyecanı Başladı

YGD, Haber Siteleri İçin SEO Stratejilerini Masaya Yatırdı

CHP'li 4 ilçe belediyesine daha operasyon için hazırlık yapılıyor

Halk TV ve Sözcü TV ekranları salıdan itibaren kararıyor

Gazetecilikte Sosyoloji, Psikoloji ve Ses-Nefes Eğitiminin Gücü

ROK, Fatih Altaylı'nın tahliye edileceği tarihi açıkladı!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2