Tarih: 25.01.2023 12:26

Devletin gücüyle cinayeti örtbas ediyorlar

Facebook Twitter Linked-in

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Sinan Ateş cinayetine ilişkin konuşan Akşener, "Cinayetin üzerinden geçen 26 günde bu olay aileyi aştı. Devletin gücünü kullanarak gerçek katilleri örtbas etmeye çalışıyorlar. Her zaman olduğu gibi yine savcılar değişiyor yine bir katil dışarıda geziyor. Sen bostan korkuluğu musun sayın Erdoğan? Bu nasıl yargı sürecidir, bu nasıl devlet yönetimidir?" diye seslendi.

Akşener'in konuşmasının satır başları şöyle:

Bu elim olaya Sinan Ateş ailesinin talebi üzerine siyaseti bulaştırmak istemedim. Güvenlik güçlerimizin olayına aydınlatılması için ellerinden geleni yapacağını inandım. Ancak cinayetin üzerinden geçen 26 günde bu olay aileyi aştı. Bu olay devlet ciddiyetinin kaybolduğunu gözler önüne sermiştir. Hukukun ne denli tahrip edildiği bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Devletin dört bir yanını saran mafyalar simsarlar tefeciler uyuşturucu kaçakçıları gün gibi ortalığa saçıldı.

Cinayet üzerinde birçok soru işareti varken, milletimiz devleti topyekün göreve çağırırken adım atan yok. Şimdi de devletin gücünü kullanarak gerçek katilleri örtbas etmeye çalışıyorlar. Her zaman olduğu gibi yine savcılar değişiyor yine bir katil dışarıda geziyor.

6245096.jpg

'MESULİYET SENİN ERDOĞAN'

Sayın Erdoğan, bu devletin içinde neler dönüyor. Bu nasıl ciddiyetsizliktir. Mesuliyet senin Erdoğan. Başkentin göbeğinde herkesin gözü önünde aşağılık bir suikast eylemi yaptılar. Her zaman olduğu gibi yine bir katil dışarıda geziyor. Sen bostan korkuluğu musun? Bu nasıl bir devlet yönetimidir. Biz haksızlık karşısında susanı şeytan bilen bir milletiz.

Sen devlet anlayışımızdan nasibini alamadın. Ama artık vicdanını da mı unuttun, maneviyatını da mı unuttun? Böyle bir cinayete kurban giden Allah muhafaza oğlunu, damadını düşün ve torunlarının o tabutların arkasında ağlayamadan gözleri kupkuru “Baba” diye bağrışını hisset. Hisset sayın Erdoğan.

Bengisu borcun var sayın Erdoğan ve Banu Çiçek’e borcun var Erdoğan Ayşe Ateş’e borcun var Musa Ateş’e borcun var sayın Erdoğan.

Sinan Ateş’in dayısı diyor ki 'yıllardır cumhur ittifakını destekleriz.' Seçmeninin yeğeninin katilini bulmak devlet başkanı olarak görevin sayın Erdoğan."

2017'de referanduma gittin. Bu millet sana evet dedi. Ayşe Ateş'e, Musa Ateş'e borcun var Erdoğan. şu andan itibaren susmayacağız, kabullenmeyeceğiz, unutturmayacağız. Gerçekler ortaya çıkana kadar bu olayın peşinde olacağız.

'İSVEÇ’TEKİ AHLAKSIZ HADİSE NEFRET SUÇUDUR'

Geçtiğimiz günlerde, İsveç’teki büyükelçiliğimizin önünde yaşanan, ahlaksız hadiseye ilişkin, birkaç noktaya, değinmek istiyorum. Öncelikle; Kutsal kitabımız, Kuran-ı Kerim’i yakmaya çalışarak, değerlerimize saldıran, bu vandallık, bu barbarlık, bu düşmanlık; dünyanın hiçbir yerinde, fikir hürriyeti olarak, pazarlanamaz. Bu; düpedüz bir nefret suçudur! İsveç hükûmetinin, “insan hakları” kisvesiyle, bu duruma, yol vermesi ise; asla ve asla, kabul edilemez bir acizliktir. Bu acizliği, bir kez daha, şiddetle kınıyorum. Tarihin, hiçbir döneminde; Dini, vicdani ve fikri özgürlüklere yapılan saygısızlık, “İnsan hakkı” olmamıştır, olamaz.

Biz, İYİ Parti olarak bu iki yüzlülüğü, reddediyoruz. Bu konuda, ülkemizdeki tüm toplumsal kesimler yekvücut olarak, tepki gösteriyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten, bir iktidar, böyle ciddi bir konuda; sadece eleştiriyle, göstermelik tepkilerle yetinemez. Siyaset üstü gördüğümüz, bu tip konularda; iktidarın, yapması gereken, “dostlar alışverişte görsün” anlayışının, ötesine geçmektir. Devleti yönetenler, bu sorumlulukla ve yetki sahibi olmanın, ciddiyetiyle hareket etmek, zorundadır.

'İSVEÇ HÜKÛMETİNİ, AİHM'E ŞİKAYET EDECEĞİZ'

Biz İYİ Parti olarak, bir adım atıyoruz. Üstelik bu adım İsveç Savunma Bakan’ının, ülkemize gelişini ertelemekten veya yandaş kanallarda, mizansenler yazmaktan, çok daha, sonuç odaklı bir adım. İsveç’te, İYİ Parti gönüllülerimizden bir grubu, hareket geçirdik. Cuma günü Stockholm’daki bir yerel mahkemede, failler hakkında, suç duyurusunda bulunacağız. Bu nefret suçunun gerçekleşmesine, yol verdiği için, İsveç hükûmetini, yargıya şikâyet edeceğiz.

Ve nihai olarak, bu davayı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, ilgili maddeleri kapsamında açacağız. Bu haklı hukuk mücadelemizin, nereye varacağını, önümüzdeki süreçte, hep birlikte göreceğiz. Tüm iç hukuk yolları, tüketildikten sonra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilecek. Ve inanıyoruz ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, bizi haklı bulacak. Eğer, bu hedefimize ulaşırsak, İsveç’in, kendi iç yasalarını, yeniden tanzim etmesine, ve bu yöndeki eylemlere, bir daha, müsaade etmemesine, vesile olacağız. İşte örnek yol budur! İşte diplomasi budur.

'ENFLASYONDA SERİ KATİLE DÖNDÜLER'

Hâlâ daha Nebati Bakan, çıkıp 'Kasım’da enflasyonun, boynunu kırdık. Aralık’ta, belini kırdık. Şimdi devamı gelecek. Bundan sonra, enflasyonla mücadelede, en rahat alandayız' diyor… Yolunu kırdık, bacağını kırdık, şimdi neyini kıracaklar neresi kaldı? Enflasyon konusunda seri katile döndüler. Palavranın bini bir para hem, enflasyonla mücadeleden, söz ediyor; hem de Türk Lirası'nı, değerli hale getirirseniz; sanayi yavaşlar, işsizlik olur. Türk Lirası'nı değersiz hâle getirirseniz ise bunun tam tersi olur' diyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi?

Böyle bir cahillik, böyle bir iş bilmezlik olabilir mi? Hem enflasyonla mücadeleyi hem de Türk Lirası’nı değersiz hâle getirmeyi, aynı anda hedefleyemezsiniz. Birinden birini, öncelemeniz gerekir. Eğer ki, Türk Lirası’nın, değersiz olmasını savunuyorsanız; 'Yaşasın enflasyon!' demeniz gerekir ki zaten siz, düpedüz bunu savunuyorsunuz. En azından dürüst olun. Hadi, açık açık söyleyin. Hadi gidin 'Yaşasın enflasyon!' yazan, enflasyon canavarlı tişörtler bastırın. 'Yaşasın yoksulluk!' yazan, billboardlar yaptırın. 'Kahrolsun zenginlik, yaşasın fakirlik!' yazan broşürler yaptırın.

Dürüstçe çıkın ve deyin ki; '20 yılın sonunda, bizim, Türkiye ekonomisi için, bulduğumuz çözüm budur: Biz, milletimize, zenginliği çok görüyoruz ve 'yaşasın enflasyon' diyoruz' deyin de, kurtulun. İtiraf edin de, rahatlayın. Milletimize de, daha fazla bizzat kendinizin azdırdığı, ‘enflasyonla mücadele ediyoruz’ yalanını söylemeyin. Ayıptır günahtır.

Sandık artık ufuktan göründü. Millete hesap verme gününe az kaldı. Bavulları artık hazırlarsanız iyi edersiniz. Erdoğan, başarısızlıkta gözlerinizdeki ışıltıya hiç aldanmaz tüm sorumluluğu size yıkar sayın Nebati.

6245095-001.jpg

'DOĞAMIZI KORUMAK YERİNE TALANI SEÇİYORLAR'

Keyfi kararlarla doğa hızla yağmalanıyor. Doğayı kirlet ki sermaye yaşasın, köyü yok et ki inşaatçılar yaşasın. Cennet doğamızı korumak yerine talanı seçiyorlar. Sayın Erdoğan ve rant şebekeleri iklim krizine davetiye çıkarıyorlar. Orman köylerine sadece oy deposu olarak bakıyorlar. Ormanlarımızın varlığını korumak bir insanlık görevi ve vefa borcudur. Nitekim tam da bu nedenle orman işçilerimizin sesini tüm Türkiye'ye duyuracağız. Onlar anlatacak saray dinleyecek.

'NEDEN SEÇİM TARİHİNİ ERKEN ALIYORLAR?'

Yine erken seçim yaşayacağız. Seçim tarihini güncelledik erkene almadık deseler de bu bariz şekilde erken seçimdir. Biz ne zaman seçim tarihini açıklayın desek seçim zamanında olacak diye nutuk attılar. Neden şimdi seçim tarihini erken alıyorlar? Çünkü gençlerin oy kullanmasından korkuyorlar. Gençlerin onları sandığa gömeceğini çok iyi biliyorlar. Okullar açıkken seçim yapılmasını istemiyorlar. Sevgili gençler kimse merak etmesin artık İYİ gençlik var.

Ormanla hısımdık şimdi hasıl olunmuş. Asıl mesele bu. Sizlerle gerçekten bir gönül birlikteliği kurmuşlar ve siz bütün gücünüzle ormanların var olmasına gayret göstermişsiniz. Ama 2002'den sonra bu süreç hasımlığa evrilmiş durumda. Ormanlarımıza dair sorunlara ilişkin çözüm önerilerimiz hazır. Kalkınma stratejimizde köy alanlarını orman kooperatifçiliğiyle belirleyeceğiz. İstanbul Havalimanını resmi belge orman olarak gösteriyor. Sonra da ahmak deyince kızıyorlar ancak bu iş ahmaklık. Bu kurumsallaşmış sahtecilikle sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Şeffaflık ilkemizi süratle hayata geçireceğiz. Doğal ormanlarımızın yok olmasına izin vermeyecek suni ormanların çoğalmasını sağlayacak çalışmalarda bulunacağız. Yangınlar büyük tahribata yol açıyor. Özel ağaçlandırma yetkisini orman köylüsüne vereceğiz. Ormanlarımızın arttırılması için ne gerekiyorsa yapacağız. Bir seferberlik başlatacağız. Önleyici tedbirler alacağız. Köylülere yangınla mücadele eğitimi vereceğiz. Hava ve kara ekipmanlara gerekli yatırımları yapacağız. Uzman ve tecrübe kazanmış personel istihdamını yaratacağız.

'BETON SEVDALILARININ HUZURUNU BOZACAĞIZ'

Ormanlarımızın üzerinde bile vesayet kuruyorlar. Biz gerekli kanuni düzenlemeyi yapıp vesayet düzenine son vereceğiz. Yaban hayatı ve doğal alanlarını turizm yatırımlarının dışında tutacağız. Yeşili betona çevirme sevdalılarının huzurunu bozacağız. Ağaçlarımıza, ormanlarımıza, denizlerimize, ırmaklarımıza sahip çıkacağız. Doğa konusunda tavizimiz yok, olmayacak. İktidarın son yılında ortada duran bir gerçek var. Artık malımıza, canımıza, doğamıza sahip çıkamadıkları gerçeğidir. Bu gerçek ülkemizin önünde engeldir. Türkiye çaresiz değil. Artık biz varız. Çözümlerimizle biz hazırız. Ülkemizi hak ettiği lige taşıyacak durumdayız.

'GENÇLERİN OLMADIĞI SEÇİMİ KABUL ETMİYORUZ'

Gençlerimizin bulundukları şehirde oy kullanmaları için onları tek tek bilgilendireceğiz. Gerekirse kapı kapı dolaşacak tüm gücümüzle çalışacağız. Başvuru gününü kaçıran olursa da ikametlerin bulunduğu şehirlere ücretsiz olarak götürülmelerini ve sonra da geri getirilmelerini biz sağlayacağız.

Biz gençlerin olmadığı bir seçimi kabul etmiyoruz. Biz arkamızda gençlerimizle gümbür gümbür iktidara yürüyoruz. Asla unutmayın, hiç merak etmeyim. O sene bu sene. İktidarın önceliği kendilerinin ve yandaşlarının rahatlığı oldu. Ama bizim önceliğimiz millettir. Vesayete karşı ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım hangi çılgın bana zincir vuracakmış diyenlerin partisidir. Biz bugünlere davamız, sözümüz doğru olduğu için milletimizin hayır dualarıyla geldi. Biz bu günlere yeter artık söz milletin diyen milletin izniyle geldik.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-DT9JLG88B3