Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran ile birlikte uyuşturucu kullandığı iddialarıyla gündeme gelen spiker Ela Rümeysa Cebeci hakkında ailesi sessizliğini bozdu. Cebeci’nin ablası, yaptığı açıklamada İsmail Saymaz ve Özlem Gürses gibi gazetecilere tepki göstererek, "Kardeşim kadın olduğu için linç ediliyor" dedi.
Sadettin Saran’ın gözaltına alınmasıyla derinleşen uyuşturucu soruşturmasının diğer önemli ismi spiker Ela Rümeysa Cebeci cephesinden ilk detaylı açıklama geldi. Gazeteci Nevşin Mengü’ye konuşan Cebeci’nin ablası, kardeşinin bir "kadın" olarak medyanın hedefi haline geldiğini, buna karşın Saran’ın "özel hayatı" denilerek korunduğunu savundu.
Cebeci’nin ablası, gazeteci İsmail Saymaz’ın soruşturma sürecindeki tavrını sert bir dille eleştirdi. Kardeşine yönelik alaycı bir dil kullanıldığını belirten abla, şu ifadeleri kullandı:
"İsmail Saymaz kardeşim için 'Bir kolonya içmediği kalmış' diyerek dalga geçti. Ama konu Sadettin Saran’a gelince 'Ailesinin bileceği iş, özelidir' yorumunu yapıyor. Ela kadın olduğu için açık bir çifte standarta maruz bırakılıyor."
Ailenin tepki gösterdiği bir diğer isim ise Özlem Gürses oldu. Gürses’in olayla ilgili yaptığı yorumlarda kullandığı casusluk terimi aileyi derinden sarstı. Cebeci’nin ablası, "Özlem Gürses'in olayı 'Sekspiyonaj' (cinsel tuzakla casusluk) olarak yorumlamasına çok üzüldük" diyerek iddiaların boyutunun aileyi yıprattığını vurguladı.
Şamil Tayyar’ın, Ela Rümeysa Cebeci’nin "itirafçı olduğu ve savcının yanında ifade verdiği" yönündeki iddiası da yalanlandı. O anlarda kardeşinin yanında olduğunu belirten abla, "Şamil Tayyar 'İtirafçı oldu' dediğinde ben Silivri'deydim, Ela o sırada sadece avukatıyla görüşüyordu. Duyunca şok oldum" dedi.
Soruşturma kapsamında dijital materyallerin incelenmesi sürecine de değinen abla, kardeşinin devlete duyduğu güvene dikkat çekti. Telefon şifresinin verilmesi sırasında yaşanan diyaloğu şöyle aktardı:
"Ela, devlete güvendiği için telefonunun şifresini savcılığa hiç tereddüt etmeden verdi. Ben kendisine 'Belki özel bir görüntün vardır' diye uyarıda bulunduğumda bana, 'Olsun, devlet benim fotoğrafımı ne yapacak' yanıtını verdi."