Gazze'ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi bombalarla öldüremediği masumları yardımları durdurarak yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi daha da kötüleşiyor. Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmak katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevimizdir.
Unutmayalım ki cezasız kalan her suç faili daha da şımartır. İsrail'in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. STK'larımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu'nun ve cinayet şebekesini uluslararası mahkemelerde er ve ya geç yargılandığını göreceğiz.
Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum, Mescidi Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır. İsrail haremi-i şerifin bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermelidir. İsrail'in hukuk tanımazlığı Filistin'le de son bulmuyor, Suriye ve Lübnan'a yönelik saldırılar Netanyahu'nun Ortadoğu'da barış istemediğini ortaya koyuyor. Meşru bir devlet değil İsrail başıbozuk örgüt gibi hareket ediyor. İsrail komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. Komşuda ateş yanarken dumanı bana gelmesin demek sadece akıl dışı değil aynı zamanda imkansızdır.
Türkiye olarak coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık bundan sonra da sessiz kalmayacağız.