G-XKX1J2WR62

Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim

Orhan Pamuk'un Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremler hakkında New York Times'a yazdığı yazının Türkçe çevirisini yayımlıyoruz.

Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim

Orhan Pamuk*

Kederli bakışlı kız on-on iki yaşlarında olmalı. Cep telefonunun kamerasına bakarken yerinden çok az kıpırdıyor... Kıpırdadıgında ağır hareket ediyor. Kızı videoya çeken erkek onu görünce sevinç ve hayretle bağırıyor!

"Burada birisi var! Burada birisi vaaar!"

Ama telefonu kameralı erkeğin haykırışına cevap veren kimse yok... Etrafta bir kar sessizliği ve kurşuni bir ışık var yalnızca. Burası 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki depremin yerle bir ettiği Güneydoğu Türkiye'de bir yer.

Kameralı erkek şimdi göğsünden aşağısı betona sıkışmış olan kıza yaklaşıyor. Belli ki birbirlerini tanımıyorlar.

"Kıpırdayabiliyor musun?"

"Hayır!" diyor kız güçsüz bir sesle. Ama gözlerinde bir umut var. Çünkü gittikçe zayıflayan sesini en sonunda birisine duyurabilmeyi başarmış. Gece saat 04'17de vuran ilk depremin üzerinden yarım gün geçmiş. Yakında gene akşam olur.

"Ayaklarını kıpırdatabiliyor musun?"

Kız buna tam bir cevap vermiyor. Yüzünde bir şey saklıyormuş ya da bir suçundan, eksikliğinden utanıyormuş gibi bir ifade beliriyor.

Cep telefonlu adam da sorusunu tekrarlamıyor.

"Susadın mı?"

"Üşüyorum..." diyor kız ve susuyor.

Gece ve sabah ara ara yağan kar üç beş saniyede yıkılan on beş on altı katlı binaları ve iki üç katlı binaların molozlarını, depremin bütün acısını, ölenlerle ölmekte olanları yavaş yavaş örtüyor.

Sessizlikte cep telefonuyla video çeken adamın kararsız kaldığını anlıyoruz. O dar, korkutucu beton yığını içerisindeki kederli gözlü kederli bakışlı kızı sıkıştığı yerden tek başına çıkaramaz. Ama ikisi de şimdi yalnızca susuyorlar.

Kızın bakışları donuklaşıyor, yorgunluğunu, acısını yüzünden okuyoruz.

"Sen şimdi orada dur, ben şimdi hemen gidip sana yardım getireceğim. Seni oradan çıkaracağız."

Ama cep telefonlu adamın sesi kendinden emin değil. Büyük ihtimal burası bir şehrin tamamen yıkılmış bir arka mahallesi... Yollar, köprüler yıkıldığı için hiçbir yardım gelmemiş. Büyük ihtimalle de yakın zamanda bir yardım da gelmeyecek.

Burada yaşayanlar, gece karlı karanlıkta yıkılan evlerinden sağ çıkanlar ve hayatta kalan diğer talihliler, soğukta sığınacak başka bir yerlere gitmiş olmalılar. Bir ihtimal bu evden bu kız hariç kimse sağ çıkmadığı için arayan soran kimse de yok.

"Gitme!" diyor en sonunda betona sıkışmış kız.

"Gideceğim, ama geri geleceğim!" diyor telefonlu adam. "Seni unutmam, yardım getireceğim."

Tek başına sıkıştığı yerde yarım günden fazla zaman geçirmiş olan kızın kendini ölüme hazırladığını, zaten itiraz edecek hâli olmadığını anlıyoruz.

Ama gene de fısıldar gib bir kere daha: "Gitme!" diyor.

"Gideceğim ve sana yardım getireceğim!" diyor adam bu sefer daha güçlü ve ama nedense inanamadığımız bir sesle.

Sonra cep telefonunun çektiği görüntü bitiyor. Adamın yardım getirip getirmediğini bilmiyoruz. Ama görüntüleri hiçbir yorum yapmadan dürüstçe Twitter'a koymuş.

Yardım getirmek cep telefonlu adamın hissettiği gibi kolay değil. Devletin duyurduğu rakamlara göre bölgede yedi bin civarında yapı yıkılmış ya da hasar görmüş! Ölü sayısı çok düşük gösterildiği gibi, yıkılan bina sayısı da saklanıyor. Zaten elektrikler kesildiği, aşırı kullanımdan cep telefonları çalışmadığı, yollar kapandığı için ilçelerde, küçük şehirlerde ne olduğu konusunda hiçbir bilgi yok. Twitter ve sosyal medyada bazı küçük şehirlerin tamamen yıkıldığını okuyoruz.

Pek çok moloz ve beton yığını içinde kederli gözlü kız gibi sıkışmış olan yaralılar ve soğukta can çekişenler var. Yıkılan her binada az ötede ezilip ölmüş yakınlarının yasını tutarken kendisini kurtaracak birilerini bekleyen üç kişi olsa yirmi bine yakın kişinin, üzerine kar yağan beton yığınlarının içinde ve altında yardım beklediğini çıkarabiliriz. Onlara yetişecek bilgili, eğitimli kişiler havaalanlarında, yollarda ulaşım yetersizliğinden yakınıyorlar.

Havaalanları yıkıldığı, yollar kapandığı için depremden cehennem yerine dönmüş olan büyük şehirlere En büyük medya-basın-TV kuruluşları bile ancak yarım gün sonra ulaşabildiler. Felaketten yarım gün sonra karlı, yağmurlu, rüzgârlı sokaklarda korkular içinde, öfkeli ve yardım bekleyen milyonlarca insanla karşılaştılar. Devletin verdiği rakamlara göre deprem 13,5 milyonu etkiledi.

Felaketi kıyamet misali yapan şey gece karanlığında gelen 7.8 ölçüdeki birincisinden dokuz saat sonra vuran 7.7 şiddetindeki ikinci deprem. Merkez üssü ilkinden yüzelli dört yüz kilometre uzakta olan bu ikinci deprem, birinci depremin artçı depremleri yüzünden zaten sokaklarda olan milyonlarca kişiye görsel dehşet sahneleri yaşattı. Sokaklarda bir yardım veya ekmek arayan, moloz tepelerine dönüşmüş on altı katlı binaların yıkıntılarını elleriyle taş taş ayıklamaya çalışan ya da sığınacak ısıtılmış kapalı bir mekân arayan kalabalıklar ikinci depremin iskambilden kuleler gibi hızla ve toz yığınları çıkartarak yıktığı binaları "Allah!, Allahım!" nidaları arasında cep telefonlarıyla videoya çektiler. Pek çok kişi bir yorum, bir cümle, birkaç kelime bile yazmadan bu grotesk dehşet görüntülerini sosyal medyada yaydı. Kıyametten çıkma deprem sahnelerinin, insanlarda hem göz yaşartıcı bir dayanışma ve yardımlaşma duygusunu ortaya çıkardığını hem de paylaşma, başka tanık arama, iz bırakma, duyurma içgüdülerini canlandırdığını gördüm. Büyük şehirlerin mezbelelerle dolu merkezlerinde mikrofon uzatılan herkes, "Çek, çek, yardım istiyoruz, ekmek istiyoruz, hükümet nerede, yardım ekipleri nerede!" diye bağırıyor.

Yardımlar yollanmış ama malzemeyle yüklü kamyonlar deprem bölgelerine yüzlerce kilometre uzakta, tıkanmış yollarda kar altında saatlerce bekliyorlar. Evlerini, ailelerini, sevdiklerini, her şeylerini kaybedenler, şehirlerinde çıkan yangınlara kimsenin müdahale etmediğini görüp gözlerine kestirdikleri hükümet aracını, polisi, memuru durdurup bağıra bağıra şikâyet ediyor. Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim.

Defalarca seyrettiğim bir başka videoda "vatandaşlar" başka bir şehire gitmekte olan polis arabasını durdurdular ve yarı hesap sorar, yarı yardım dilenir bir havayla memurları arabadan çıkardılar.

Depremden sağ salim ama evsiz çıkan ve sokaklarda gezinen talihliler büyük apartmanların yıkıntıları ve molozları arasında yaşayan insanların olduğunu seslerden anlıyorlar. Ama tek başlarına onları kurtaracak güçleri, bilgileri, aletleri yok. Hemen gelen, yetişen de yok. İkinci günün akşamı çökerken beton yığıntılarının ve molozların içinden gelen sesler azalıyor, sokaklardaki insanlar dehşet manzaralarına alışıyor, ekmek, yiyecek dağıtan araçların önünde kalabalıklar birikiyor. Ama öfke, şikâyet, hazırlıksız olmanın çaresizliği dinmiyor.

Bu Türkiye'de son seksen yılda olmuş en büyük deprem. Benim çocukluğumdan beri uzaktan yakından yaşadığım büyük depremlerin ise dördüncüsü. 1999 Marmara Depremi'nde, yerle bir olmuş şehirlerden biri olan Yalova'ya gitmiş, bir sorumluluk ve suçluluk duygusuyla, belki bir taş kaldırabilirim diyerek beton molozları arasında saatlerce yürümüş, kimseye yardım edemeden geri dönmüştüm. Sosyal medyaya konan mesajlardan depremin yıktığı en büyük şehirlerde yardım etmeye çalışan uzaklardan kendiliğinden gelmiş doktorlar olduğunu, ama onları yönlendirecek bir otorite, bir yönetici olmadığını da öğreniyorum. Halkın kabul edemediği bir başka şey devlet hastahanelerinin bazılarının da yıkılmış olması.

Kıyametimsi felaket sahnelerini ve evlerinin içinde yaşadıkları deprem dehşetini videoya çekip hiçbir yorum yapmadan sosyal medyaya bırakanların verdikleri iki mesaj var. Birincisi hayret ve Allah'a seslenişleri ile ifade edilen şey: Felaketin şaşırtıcı, sarsıcı büyüklüğü. Bu dehşet karşısında insanın soğukkanlılığını koruyabilmesi, her zamanki günlük duygularını yaşayabilmesi ve bir mantıkla hareket edebilmesi çok zor. Bu yüzden kendiliğinden gelişen dayanışma, yardımlaşma duygusu çok etkileyici. Ama ikinci mesaj yani bütün ülkenin hissettiği sahipsizlik, çaresizlik ve hazırlıksızlık deprem kadar dehşet verici. İlk yetişen yardım takımlarına halk "Neredeydiniz!" diye çıkışıyor. Ama pek çok bölgeye henüz yetişen bir yardım yok.İkinci günün sonunda büyük şehirlerin merkezlerine biraz yardım geliyor ama çok yetersiz ve çok da geç kalmış bir yardım bu.

* https://www.nytimes.com/2023/02/11/opinion/turkey-earthquake-orhan-pamuk.html


Nurgül Yeşilçay’dan “adalet” göndermesi

Kiler Holding'in Sapphire AVM'si kapatıldı

Türkiye’de vergi kaçırmayan var mı?

Bilip de söylemememiz gereken şeyler var

Milletvekili Ayhan Gider'in Boğaz’daki villasına kıyamadılar

Uyuşturucu baronu evinin kapısına Cumhurbaşkanlığı forsu asmış

Cumhur İttifakı’nda türbe krizi

Narin Güran soruşturmasında 21 kişi gözaltına alındı

Yargılama, adalet arayışı falan olmayacak, karar verilmiş, kelleler uçacak

Ordumuzun yıpratılmasına izin vermeyiz

Ekonomik ve dijital dönüşüm için kararlı adımlar atılmalı

Her manada, U dönüşü siyaseti izleniyor

İstanbul barajlarının doluluk oranı yüzde 44

Venezuela muhalefet lideri İspanya'ya sığındı

Öğrenciler ne olduğu belirsiz yurtlara mahkum edilecek

Çaya bir zam daha

Siyasetinize gençlerin geleceklerini feda edemezsiniz

Eğitim harcamalarına altı yılda yüzde 738 zam

İstanbul'da silahlı çatışma da ölü ve yaralılar var

Erken seçim gündemimizde değil, 'normalleşmeyi' berhava ediyorlar

Atatürk Havalimanı’na son kepçe vurulacak

Narin, jandarma ekipleri tarafından ölü olarak bulundu

O kılıçları kime çekiyorsunuz? Kendini bilmezler temizlenecek

Fitne ateşine odun atıyorsunuz

Iraklılara vize serbestisinin altından sinsi plan çıktı!

Üsküdar'da ürküten görüntü

Milletimiz iktidara kırmızı kartını hazırladı

Türkiye Mısır politikasında yenildi, Erdoğan Sisi ile görüşmek zorunda kaldı

Biz enayiler adına Engin ve Dilan Polat ailesinden özür dilerim

Hapishaneden nasıl çıktığını biliyorum, ne yazık ki yazamıyorum

Yükleniyor

Venezuela muhalefet lideri İspanya'ya sığındı

Sırbistan'dan İsrail'e rekor silah satışı

Türkiye Suriye'den çekilmeye hazır

Putin tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya

Taliban’dan kadınlara 114 sayfalık yeni yasaklar

İran'da ahlak polisinden şort giyen erkeğe gözaltı

Rusya'nın seçim hilesini engelledik

Ukrayna ordusu Rusya topraklarına girdi

Kamala Harris, kritik eyaletlerde Trump'ı solluyor

Korsika’da haşemayı yasakladılar

Nurgül Yeşilçay’dan “adalet” göndermesi

Moda sektörüne damga vuran görkemli lansman

Salma Hayek tatil sezonunu kapattı

Aleyna Tilki sosyal medyanın diline düştü

Şeyma Subaşı'dan üstsüz ayna pozu

Zeynep Bastık beyaz bikinisiyle İmankenlere taş çıkardı

Şevval Şahin de buz dolu küvet modasına uydu

Şeyma Subaşı'nın şelale pozları olay oldu

Serenay Sarıkaya sosyal medyayı yaktı geçti

Zeynep Bastık’ı yelpaze de serinletmedi

Audi fabrikası işçileri arabaların anahtarlarına el koydu

Otomotiv ihracatı ağustosta 2,7 milyar dolar oldu

Tofaş'da vardiya sayısı 1'e indirildi

İstanbul'da oto yıkama ücreti 800 TL'yi buluyor

Aynı araba ABD'de 85 bin, Türkiye'de 630 bin dolar

Araç kiralamada soygun düzeni

Zorunlu trafik sigortasına bir zam daha

Merakla Beklenen JAECOO 7 satışa sunuluyor!

Temmuz ayında otomotiv pazarı dip yaptı

İkinci el araç piyasası 5 yılın en düşük seviyesinde

Hava kirliliği ölümlerin yüzde 24'ünden sorumlu

İnternette satılan ilaçların hepsi sahte

İstanbul'da maymun çiçeği alarmı

Maymun çiçeği şu anda ülkemizde yok

Sağlıkta şiddeti protesto eden hekimlere uyarı cezası verildi

Harekete geçmezsek geç olacak

Devleti 100 milyon soyan tarikat hastanesi

Şehir hastanelerinde metrekare başına kira ödeniyor

AK Parti il başkanı başhekimin odasını bastı!

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun ilk icraati ortaya çıktı

Türkiye’de vergi kaçırmayan var mı?

Türkiye Mısır politikasında yenildi, Erdoğan Sisi ile görüşmek zorunda kaldı

BİK’ten internet haber sitelerini rahatlatan karar

Murat Ağırel'in ölümle tehdit edildiği videoyu çeken 2 kişi gözatına alındı

Resmi ilanlardaki azalmaya çözüm bulmalıyız

YouTube'a ve sokak röportajlarına yeni düzenleme geliyor

Resepsiyonunda hiçbir AK Partili belediye başkanı yoktu

Bu zaferin ışığı bizleri daima aydınlatmaya devam edecek

Birlikte mücadele edecek, birlikte başaracağız

Türkiye'nin biraz daha işgal edilmesine neden olacak...

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Fenerbahçe 4 3 0 1 9 10
2.Galatasaray 3 3 0 0 6 9
3.Beşiktaş 3 3 0 0 6 9
4.Eyüpspor 4 2 0 2 4 8
5.İstanbul Başakşehir 3 2 0 1 5 7
6.Göztepe 4 1 0 3 2 6
7.Samsunspor 3 2 1 0 2 6
8.Kasımpaşa 4 1 1 2 0 5
9.Konyaspor 4 1 2 1 -2 4
10.Sivasspor 4 1 2 1 -2 4
11.Antalyaspor 4 1 2 1 -4 4
12.Rizespor 4 1 2 1 -5 4
13.Gazişehir Gaziantep 2 1 1 0 0 3
14.Bodrum FK 4 1 3 0 -4 3
15.Trabzonspor 2 0 0 2 0 2
16.Alanyaspor 4 0 2 2 -5 2
17.Kayserispor 2 0 1 1 -1 1
18.Hatayspor 4 0 3 1 -5 1
19.Adana Demirspor 4 0 3 1 -6 1

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.