802-508-7352

Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim

Orhan Pamuk'un Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremler hakkında New York Times'a yazdığı yazının Türkçe çevirisini yayımlıyoruz.

Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim

Orhan Pamuk*

Kederli bakışlı kız on-on iki yaşlarında olmalı. Cep telefonunun kamerasına bakarken yerinden çok az kıpırdıyor... Kıpırdadıgında ağır hareket ediyor. Kızı videoya çeken erkek onu görünce sevinç ve hayretle bağırıyor!

"Burada birisi var! Burada birisi vaaar!"

Ama telefonu kameralı erkeğin haykırışına cevap veren kimse yok... Etrafta bir kar sessizliği ve kurşuni bir ışık var yalnızca. Burası 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki depremin yerle bir ettiği Güneydoğu Türkiye'de bir yer.

Kameralı erkek şimdi göğsünden aşağısı betona sıkışmış olan kıza yaklaşıyor. Belli ki birbirlerini tanımıyorlar.

"Kıpırdayabiliyor musun?"

"Hayır!" diyor kız güçsüz bir sesle. Ama gözlerinde bir umut var. Çünkü gittikçe zayıflayan sesini en sonunda birisine duyurabilmeyi başarmış. Gece saat 04'17de vuran ilk depremin üzerinden yarım gün geçmiş. Yakında gene akşam olur.

"Ayaklarını kıpırdatabiliyor musun?"

Kız buna tam bir cevap vermiyor. Yüzünde bir şey saklıyormuş ya da bir suçundan, eksikliğinden utanıyormuş gibi bir ifade beliriyor.

Cep telefonlu adam da sorusunu tekrarlamıyor.

"Susadın mı?"

"Üşüyorum..." diyor kız ve susuyor.

Gece ve sabah ara ara yağan kar üç beş saniyede yıkılan on beş on altı katlı binaları ve iki üç katlı binaların molozlarını, depremin bütün acısını, ölenlerle ölmekte olanları yavaş yavaş örtüyor.

Sessizlikte cep telefonuyla video çeken adamın kararsız kaldığını anlıyoruz. O dar, korkutucu beton yığını içerisindeki kederli gözlü kederli bakışlı kızı sıkıştığı yerden tek başına çıkaramaz. Ama ikisi de şimdi yalnızca susuyorlar.

Kızın bakışları donuklaşıyor, yorgunluğunu, acısını yüzünden okuyoruz.

"Sen şimdi orada dur, ben şimdi hemen gidip sana yardım getireceğim. Seni oradan çıkaracağız."

Ama cep telefonlu adamın sesi kendinden emin değil. Büyük ihtimal burası bir şehrin tamamen yıkılmış bir arka mahallesi... Yollar, köprüler yıkıldığı için hiçbir yardım gelmemiş. Büyük ihtimalle de yakın zamanda bir yardım da gelmeyecek.

Burada yaşayanlar, gece karlı karanlıkta yıkılan evlerinden sağ çıkanlar ve hayatta kalan diğer talihliler, soğukta sığınacak başka bir yerlere gitmiş olmalılar. Bir ihtimal bu evden bu kız hariç kimse sağ çıkmadığı için arayan soran kimse de yok.

"Gitme!" diyor en sonunda betona sıkışmış kız.

"Gideceğim, ama geri geleceğim!" diyor telefonlu adam. "Seni unutmam, yardım getireceğim."

Tek başına sıkıştığı yerde yarım günden fazla zaman geçirmiş olan kızın kendini ölüme hazırladığını, zaten itiraz edecek hâli olmadığını anlıyoruz.

Ama gene de fısıldar gib bir kere daha: "Gitme!" diyor.

"Gideceğim ve sana yardım getireceğim!" diyor adam bu sefer daha güçlü ve ama nedense inanamadığımız bir sesle.

Sonra cep telefonunun çektiği görüntü bitiyor. Adamın yardım getirip getirmediğini bilmiyoruz. Ama görüntüleri hiçbir yorum yapmadan dürüstçe Twitter'a koymuş.

Yardım getirmek cep telefonlu adamın hissettiği gibi kolay değil. Devletin duyurduğu rakamlara göre bölgede yedi bin civarında yapı yıkılmış ya da hasar görmüş! Ölü sayısı çok düşük gösterildiği gibi, yıkılan bina sayısı da saklanıyor. Zaten elektrikler kesildiği, aşırı kullanımdan cep telefonları çalışmadığı, yollar kapandığı için ilçelerde, küçük şehirlerde ne olduğu konusunda hiçbir bilgi yok. Twitter ve sosyal medyada bazı küçük şehirlerin tamamen yıkıldığını okuyoruz.

Pek çok moloz ve beton yığını içinde kederli gözlü kız gibi sıkışmış olan yaralılar ve soğukta can çekişenler var. Yıkılan her binada az ötede ezilip ölmüş yakınlarının yasını tutarken kendisini kurtaracak birilerini bekleyen üç kişi olsa yirmi bine yakın kişinin, üzerine kar yağan beton yığınlarının içinde ve altında yardım beklediğini çıkarabiliriz. Onlara yetişecek bilgili, eğitimli kişiler havaalanlarında, yollarda ulaşım yetersizliğinden yakınıyorlar.

Havaalanları yıkıldığı, yollar kapandığı için depremden cehennem yerine dönmüş olan büyük şehirlere En büyük medya-basın-TV kuruluşları bile ancak yarım gün sonra ulaşabildiler. Felaketten yarım gün sonra karlı, yağmurlu, rüzgârlı sokaklarda korkular içinde, öfkeli ve yardım bekleyen milyonlarca insanla karşılaştılar. Devletin verdiği rakamlara göre deprem 13,5 milyonu etkiledi.

Felaketi kıyamet misali yapan şey gece karanlığında gelen 7.8 ölçüdeki birincisinden dokuz saat sonra vuran 7.7 şiddetindeki ikinci deprem. Merkez üssü ilkinden yüzelli dört yüz kilometre uzakta olan bu ikinci deprem, birinci depremin artçı depremleri yüzünden zaten sokaklarda olan milyonlarca kişiye görsel dehşet sahneleri yaşattı. Sokaklarda bir yardım veya ekmek arayan, moloz tepelerine dönüşmüş on altı katlı binaların yıkıntılarını elleriyle taş taş ayıklamaya çalışan ya da sığınacak ısıtılmış kapalı bir mekân arayan kalabalıklar ikinci depremin iskambilden kuleler gibi hızla ve toz yığınları çıkartarak yıktığı binaları "Allah!, Allahım!" nidaları arasında cep telefonlarıyla videoya çektiler. Pek çok kişi bir yorum, bir cümle, birkaç kelime bile yazmadan bu grotesk dehşet görüntülerini sosyal medyada yaydı. Kıyametten çıkma deprem sahnelerinin, insanlarda hem göz yaşartıcı bir dayanışma ve yardımlaşma duygusunu ortaya çıkardığını hem de paylaşma, başka tanık arama, iz bırakma, duyurma içgüdülerini canlandırdığını gördüm. Büyük şehirlerin mezbelelerle dolu merkezlerinde mikrofon uzatılan herkes, "Çek, çek, yardım istiyoruz, ekmek istiyoruz, hükümet nerede, yardım ekipleri nerede!" diye bağırıyor.

Yardımlar yollanmış ama malzemeyle yüklü kamyonlar deprem bölgelerine yüzlerce kilometre uzakta, tıkanmış yollarda kar altında saatlerce bekliyorlar. Evlerini, ailelerini, sevdiklerini, her şeylerini kaybedenler, şehirlerinde çıkan yangınlara kimsenin müdahale etmediğini görüp gözlerine kestirdikleri hükümet aracını, polisi, memuru durdurup bağıra bağıra şikâyet ediyor. Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim.

Defalarca seyrettiğim bir başka videoda "vatandaşlar" başka bir şehire gitmekte olan polis arabasını durdurdular ve yarı hesap sorar, yarı yardım dilenir bir havayla memurları arabadan çıkardılar.

Depremden sağ salim ama evsiz çıkan ve sokaklarda gezinen talihliler büyük apartmanların yıkıntıları ve molozları arasında yaşayan insanların olduğunu seslerden anlıyorlar. Ama tek başlarına onları kurtaracak güçleri, bilgileri, aletleri yok. Hemen gelen, yetişen de yok. İkinci günün akşamı çökerken beton yığıntılarının ve molozların içinden gelen sesler azalıyor, sokaklardaki insanlar dehşet manzaralarına alışıyor, ekmek, yiyecek dağıtan araçların önünde kalabalıklar birikiyor. Ama öfke, şikâyet, hazırlıksız olmanın çaresizliği dinmiyor.

Bu Türkiye'de son seksen yılda olmuş en büyük deprem. Benim çocukluğumdan beri uzaktan yakından yaşadığım büyük depremlerin ise dördüncüsü. 1999 Marmara Depremi'nde, yerle bir olmuş şehirlerden biri olan Yalova'ya gitmiş, bir sorumluluk ve suçluluk duygusuyla, belki bir taş kaldırabilirim diyerek beton molozları arasında saatlerce yürümüş, kimseye yardım edemeden geri dönmüştüm. Sosyal medyaya konan mesajlardan depremin yıktığı en büyük şehirlerde yardım etmeye çalışan uzaklardan kendiliğinden gelmiş doktorlar olduğunu, ama onları yönlendirecek bir otorite, bir yönetici olmadığını da öğreniyorum. Halkın kabul edemediği bir başka şey devlet hastahanelerinin bazılarının da yıkılmış olması.

Kıyametimsi felaket sahnelerini ve evlerinin içinde yaşadıkları deprem dehşetini videoya çekip hiçbir yorum yapmadan sosyal medyaya bırakanların verdikleri iki mesaj var. Birincisi hayret ve Allah'a seslenişleri ile ifade edilen şey: Felaketin şaşırtıcı, sarsıcı büyüklüğü. Bu dehşet karşısında insanın soğukkanlılığını koruyabilmesi, her zamanki günlük duygularını yaşayabilmesi ve bir mantıkla hareket edebilmesi çok zor. Bu yüzden kendiliğinden gelişen dayanışma, yardımlaşma duygusu çok etkileyici. Ama ikinci mesaj yani bütün ülkenin hissettiği sahipsizlik, çaresizlik ve hazırlıksızlık deprem kadar dehşet verici. İlk yetişen yardım takımlarına halk "Neredeydiniz!" diye çıkışıyor. Ama pek çok bölgeye henüz yetişen bir yardım yok.İkinci günün sonunda büyük şehirlerin merkezlerine biraz yardım geliyor ama çok yetersiz ve çok da geç kalmış bir yardım bu.

* https://www.nytimes.com/2023/02/11/opinion/turkey-earthquake-orhan-pamuk.html

İki yıllık ekonomideki kanamayı durdurma çabası çöpe gitti

İran'ı nükleer silah üretmeye zorlamayın!

Asgari ücrette üç ayda 3 bin 622 TL kayıp

Et fiyatları son 5 yılda yüzde bin 230 arttı

Medya ve iş dünyası için seçim yapma vakti geldi

Başkan ve Vali’den bayram selfiesi

Terme’de Yürekleri Isıtan Proje 4. Yılına Girdi

Yabancı şirketler Türkiye'den çıkış hazırlığında

Teslim olan örgüt üyeleri hukuk sistemi içinde değerlendirilecek

İngiliz devi Türkiye pazarından çekiliyor

MHP ve DEM Parti ilk kez bayramlaştı

Türkiye çağ atladı kardeşim, herkes aklını başına alsın

Altın 3 bin 110 doları aşarak yeni rekor kırdı

Protestocuları tutuklamayı reddeden hakim cezalandırıldı

Mahkeme'den mülakat ayıbına 9. durdurma

Volkan Konak hayatını kaybetti

Her 10 vatandaştan 6'sı sandık istiyor

Ülkemiz zincirleme hukuk kazası geçirdi

AB, Trump’ın tarifelerine karşı tek vücut olarak tepki verecek

18 yaşında çocuğa ters kelepçe takanı bulacağım

Sevgilisinin evinde bu halde bulundu

Kahvenin fiyatı sekiz yılda 16,5 kat arttı

Ukrayna'da barış sağlanamazsa, sonuçları ağır olur

Filistinlileri zorla yerinden etme planı devrede

Yerlikaya, Avrupa polisiyle Türk polisini karşılaştırdı

Hizbullah hükümlülerinin cezaları kaldırıldı, siyasilerden tepki yağdı

Yeni nesil sokak eylemleri emperyalist projedir!

Sınırsız vakte ve tahammüle sahip değiliz!

Yoksulluk ve adaletsizliğin sona erdiği bir bayram olsun

Mehmet Şimşek de bu darbenin bir parçasıdır

Yükleniyor

İran'ı nükleer silah üretmeye zorlamayın!

AB, Trump’ın tarifelerine karşı tek vücut olarak tepki verecek

Ukrayna'da barış sağlanamazsa, sonuçları ağır olur

Filistinlileri zorla yerinden etme planı devrede

İsrail’in Lübnan’a saldırıları kabul edilemez

Anayasal düzeni tehdit ediyor

‘Rehineleri alamazsak Gazze’yi ilhak ederiz’

ABD'ye bağımlılığımızı azaltmak için AB ile görüşüyoruz

ABD yargısından Trump’ın göçmen planına engel

Trump, orduya Husileri vurun emri verdi

Beren Saat’ten gözaltılara tepki

Nurgül Yeşilçay'dan öğrencilerin tutuklanmasına tepki

Tuba Ünsal 'biber gazı' tartışmasına kayıtsız kalmadı

Hayal Köseoğlu sessiz kalan sanatçılara ateş püskürdü!

Gülçin Santırcıoğlu'dan Mansur Yavaş'a destek

'Bu zulüm bize yakışmıyor'

Paris sokaklarında Cemre Baysel rüzgarı

Senegalli futbolcu bana yazdı

Duygu Sarışın'ın derin dekoltesi olay oldu

Simay Barlas Dubai'de güneş banyosu yaptı!

Yabancı şirketler Türkiye'den çıkış hazırlığında

Türkiye elektrikli otomobil üssü oluyor

Avrupa'da Tesla satışları sert düştü

Araç kiralarken dolabdırılmayın!

Otomotiv üretimi şubat ayında yüzde 13,3 azaldı

Kırmızı et fiyatlarında fark iki katına çıktı

Trafikte parlak beyaz far kullanımı yasaklandı

Ticari araç pazarında son 5 yılın en büyük düşüşü

Akaryakıt Takibinde Yeni Dönem

Mercedes'in 2024'teki karı yüzde 28 düştü

Türkiye dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunuyor

Sağlık Bakanlığı ilaçlara duble zammı duyurdu

Saldırarak barış ve demokrasi inşa edilemez

Fitre, Fidye ve Zekâtlarınızla Önce Çocuklar İyileşsin

Yürüyerek girdiği hastaneden cesedi çıktı!

Bal diye zehir satıyorlar

Türkiye’de her 7 yetişkinden biri kronik böbrek hastası

Futbol ve Tıbbın Buluştuğu Anlamlı Organizasyon

Hekimlik bir meslekten öte bir adanmışlık hikayesi

Yedikule Göğüs Hastanesi’nde 1500 kişilik İftar

Başkan ve Vali’den bayram selfiesi

İsveçli gazeteci Medin tutuklandı

RTÜK Başkanı Şahin hakkında 'görevi kötüye kullanmaktan' suç duyurusu

Can Ataklı'ya Bahçeli 'entübe edildi' soruşturması

Saraçhane protestolarını takip eden 7 gazeteci tutuklandı

RTÜK Başkanından kanallara yeni tehdit

'Adalet bir ülkede kaybolursa o ülke çökmüştür'

Cem Küçük'den üniversite öğrencilerine İmamoğlu tehditi

RTÜK, 'İmamoğlu' üzerinden medyayı uyardı

AK Parti, bundan derhal vazgeçmeli

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 28 22 1 5 40 71
2.Fenerbahçe 27 20 2 5 42 65
3.Samsunspor 28 15 7 6 12 51
4.Beşiktaş 27 13 6 8 14 47
5.Eyüpspor 28 12 8 8 9 44
6.İstanbul Başakşehir 27 11 10 6 6 39
7.Göztepe 27 10 9 8 10 38
8.Gazişehir Gaziantep 27 11 11 5 0 38
9.Kasımpaşa 28 9 8 11 -3 38
10.Trabzonspor 27 9 9 9 12 36
11.Antalyaspor 28 10 12 6 -20 36
12.Konyaspor 28 9 12 7 -6 34
13.Rizespor 27 10 14 3 -12 33
14.Alanyaspor 28 8 13 7 -10 31
15.Sivasspor 28 8 14 6 -8 30
16.Bodrum FK 28 8 14 6 -11 30
17.Kayserispor 27 7 11 9 -14 30
18.Hatayspor 27 4 16 7 -22 19
19.Adana Demirspor 27 2 21 4 -39