802-508-7352
Osman Kavala, Gezi Parkı davasından tutuklu olarak, siyasi etkileşim altında kalan kurumların Türkiye'deki demokrasiye zarar verdiğini ve etki ajanlığı kavramının hukuki düzenlemelere müdahale anlamına geldiğini belirtti.
Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan Osman Kavala, menajer Ayşe Barım'ın Gezi soruşturması kapsamında tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kavala, "Anlaşılan hâlâ komplo teorileri kullanılmasına ihtiyaç duyuluyor" dedi.
Gezi Parkı davasında 7 yıldır tutuklu olan ve müebbet hapse mahkum edilen Osman Kavala, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden gazeteci Burcu Karakaş ile söyleşi gerçekleştirdi. Kavala, "Ülkemde demokrasi açısından bağımsız ya da özerk çalışmaları gerekli olan, yargıdan akademiye kadar birçok kurumun siyasetin etkisi altında kalması beni endişelendiriyor" ifadelerini kullandı.
Etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin konuşan Kavala, "Gezi iddianamesinin girişinde benim etki ajanlığı yaptığım iddia ediliyordu. İlk Gezi davasının beraat kararlarıyla sonuçlanmasından sonra beni cezaevinde tutmak için kullanılan 15 Temmuz darbe girişimini organize etmek ve casusluk suçlamasını içeren ikinci iddianamede etki ajanlığı kavramı daha merkezî bir konumdaydı. İddianameyi hazırlayanlar, yasalardaki casusluk suçuyla ilgili tanımların yeterli olmadığını, tarif ettikleri etki ajanlığı faaliyetinin de casusluk sayılması gerektiğini iddia ettiler. Bu, keyfî cezalandırmanın, düşman hukuku uygulamasının normalleşmesine önemli ölçüde katkı sağlayabilecek bir girişim, ceza yasalarına önemli bir müdahale" dedi.
Kayyum politikalarına, siyasetçi ve belediye başkanların tutuklanmasına tepki gösteren Kavala, "Düşman odaklı siyasi söylem Gezi protestolarını kriminalize etmek için kullanıldı. Daha sonra bazı kitlesel protestolar da bu şekilde yaftalanarak Gezi’ye benzetildi. Kitlesel protestoların meşru bir hak olarak görüldüğü, ihtilaflı konularda uzlaşma arandığı bir siyasi yaklaşım, siyasi ortam maalesef mevcut değil. Muhalefetteki siyasetçilerin, belediye başkanlarının tutuklanması ve kayyım uygulamaları ciddi rahatsızlık ve tepki yaratıyor. Ayşe Barım’ın Gezi’yi organize ettiği gerekçesiyle tutuklanması da iyi bir işaret değil. Bu durum Gezi ile ilgili normalleşmeyi zorlaştırıyor. Anlaşılan hâlâ komplo teorileri kullanılmasına ihtiyaç duyuluyor" ifadelerini kullandı.