ABD'nin İran'a düzenlediği saldırının ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ile birlikte katıldığı "Yeni Yol" grubu toplantısında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Uyuşturucuyla mücadele temalı zirvede konuşan Davutoğlu, Türkiye'nin iç cephesini güçlendirmesi gerektiğini vurgulayarak ABD'nin İran'a saldırısını uluslararası hukuka aykırı bir meydan okuma olarak niteledi.
Dış politikadaki bu tablonun ardından Türkiye'nin iç direncini güçlendirmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, bir ülkenin savaşa hazır olabilmesi için üç temel unsuru tahkim etmesi gerektiğini söyledi: Kamu düzeni, terör sorununun çözümü ve gençliğin korunması.
1. Kamu Düzeni ve Uyuşturucu Çeteleri: "Bugün Türkiye'de kamu düzenini tehdit eden en önemli unsurlardan birisi uyuşturucu baronlarının da içinde olduğu çetelerdir. Eğer bir ülkenin sokakları uyuşturucu çeteleri tarafından esir alınmışsa, o ülkenin herhangi bir savaşta direnç unsurları yok edilmiş demektir."
2. Terör Sorunu: "Sayın Erdoğan'a yazdığım mektupta da, Sayın Bahçeli'ye yazdığım mektupta da... asla gecikmeyin. 2013'teki gecikme Suriye krizi dolayısıyla çözüm sürecini öldürdü. Bir an önce adımları atın dedim. Beklediler. Ve şimdi Türkiye böyle bir savaşın eşiğine hala terör sorununu çözmemiş olarak gidiyor."
3. Gençlik: "Gençlerini kaybetmiş bir milletin direnç noktası kalmamıştır. (...) Toprakla ilgilenecek genç çiftçi yok ama o gençler uyuşturucuların kıskacında. Üniversiteye giden gençlerin, liseye giden gençlerin okullarının önünde... ilkokula kadar inen torbacılar varsa bir savaş halindesiniz demektir siz. Seferberlik ilan etmeniz lazım."
Davutoğlu, konuşmasının en çarpıcı bölümünü uyuşturucuyla mücadeledeki ihmallere ayırdı. 2015'te Başbakan olarak hazırlattığı "Uyuşturucuyla Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı"nın on yıldır uygulanmadığını belirten Davutoğlu, şok edici rakamlar paylaştı:
"O gün yapılan tespit şuydu bize sunumda. Türkiye transit ülke haline geliyor Sayın Başbakanım dediler. Büyük tehlikeydi bizim için. Ama şimdi bu bile küçük tehlike oldu. Çünkü Türkiye artık transit ülke değil, pazar ülke arkadaşlar. Pazar ülke. (...) Metamfetamin ne kadardı biliyor musunuz? 2015'te o raporlarda, bana sunulan raporda 251 kilogramdı. Şimdi ne kadar biliyor musunuz? 10 ton. 40 misli artmış arkadaşlar. Neredeydi bu güvenlik birimleri? Nerede şimdi narkotimler? Yok. Şimdi torbacı timleri var."
Davutoğlu, uyuşturucunun suçlarla olan bağlantısını da "Cinayetlerin yüzde altmışı, saldırıların yüzde kırkı, tecavüzün yüzde otuz üçü uyuşturucu kullananlar tarafından yapılıyor" diyerek ortaya koydu.
Bu başarısızlıktan doğrudan eski yöneticileri sorumlu tutan Davutoğlu, isim vermeden şu ağır suçlamalarda bulundu: "Bir ülkenin başbakanı, düşük profili başbakan, Venezuela'ya giden oğlu ile ilgili izahatta bulunmayınca 'pandemi kiti götürdü' dedi. Kimse inanmadı ama kimse de şu soruyu sormadı: Ne işi vardı senin oğlunun o uçaklarda diye. (...) Uçak sonra satıldı. Brezilya'da... tonlarca kokainle yakalandı. Başbakanlık uçağı o. (...) Ha bir İçişleri Bakanı vardı, hesap versin bakayım. 'Torbacının bacağını kırın' diye efeleniyordu. Baronlara efelensene be adam! Bir uyuşturucu baronu 1.3 ton şeyle yakalanıyor, yakalanan beyefendiyle resmi var. İçişleri Bakanı bu ya."
Davutoğlu, ayrıca bir iktidar partisi ilçe başkanının korumalarının ve bir Yeşilay şube başkanının dahi uyuşturucuyla yakalandığını hatırlatarak, "Tuz kokmuş" dedi.
Konuşmasının sonunda, devletin yetersiz kaldığı bu mücadelede sivil toplum kuruluşlarının daha iyi çalıştığını belirten Davutoğlu, kendi siyasi ittifakları adına söz verdi: "Ne yaparlarsa yapsınlar. Kimler bu ülkenin gençlerini zihnen, ahlaken çürütmeye... çalışırsa çalışsın bu milletin has evlatları ayaktadır. (...) Geleceğiz ve bunun hesabını soracağız. Hem de ağır şekilde soracağız."
Etkinlikte Davutoğlu'nun yanı sıra DEVA Partisi lideri Ali Babacan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da hazır bulundu.