Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yeni Yol Partisi grup toplantısında konuştu. İstiklal Marşı'nın kabulünün yıl dönümü sebebiyle Mehmet Akif Ersoy'u anarak konuşmasına başlayan Arıkan, Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinden sonra ortaya çıkan en büyük çatışmaya ve bu konuda Türkiye'ye büyük bir görev düştüğüne değindi. PKK'nın silah bırakma sürecine ilişkin iktidara "şeffaflık" uyarısı da yapan Arıkan, riskleri bertaraf etmenin mümkün olduğunu söyledi. 4 bin liralık emekli ikramiyesini de eleştiren Arıkan, "Bu düzeni reva görenleri ilk seçimde emekli edeceğiz." dedi.
Arıkan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Milli Mücadele döneminde canı pahasına vatanımızı savunan tüm gazi ve şehitlerimizi, bu kutlu marşı bize bırakan Mehmet Akif'i rahmetle ve minnetle anıyorum.
3 gün sonra, Suriye iç savaşı 14'üncü yılını bitirmiş olacak. 8 Aralık'tan sonra Suriye'de oluşan iyimser havanın yerini endişeli bir atmosfer aldı.
Suriye meselesinin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük güvenlik sorunu olduğunu defalarca ifade ettik. ABD'nin ipiyle kuyuya inen tarih boyunca o kuyudan çıkamamıştır.
İsrail'in hedefi belli. Kendi çevresinde düzenli orduya sahip bir tane ülke bırakmak istemiyor. İsrail'in buna yönelik çalışmaları hızlanarak devam ediyor.
Dün Baas rejimi tarafından yapılan katliamların karşısında olduğumuz gibi bugün rövanşist anlayışla yapılan katliamların da karşısındayız. İktidara sesleniyorum, mezhep kavgalarını engellemek sadece söylemle olmaz. Asli görev Türkiye'ye düşüyor. Zafer sarhoşluğu içindeki İsrail'i dile getirmeye çekinenlere sesleniyorum, Suriye'de asıl iş yeni başlıyor.
Ayrıca Ukrayna'da anlaşan ABD ve Rusya, Suriye'de de al ver hesapları üzerinden birlikte hareket ediyor. Rusya'nın Afrika'ya açılan kapısı Hmeymim Hava Üssü ve Akdeniz'deki donanmasının tamir bakımlarının yapılabildiği tek yer olan Tartus Deniz Limanı konusunda garantiler alındığını görmekteyiz. ABD ve Rusya anlaşırsa en çok zarar gören Türkiye olacaktır. Türkiye zafer havasından çıkmalı, Suriye'nin toprak ve siyasi bütünlüğü için gerekli adımları atmalı. Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında derhal saldırmazlık anlaşması imzalanmalıdır. Suriye'deki son gelişmeler burada kalmayacak.
Bölgemize ve ülkemize huzur ve barış getirecek her adımı destekleriz. İktidarın kin ve nefret diliyle seçim kazanmasından sonra bugün kuşatıcı iklim geliştirmesi olumlu bir gelişme. Bugüne kadar yaptığınız bütün yanlışlardan dönün. Ülke kaynaklarını bir avuç yandaşa aktarmaktan vazgeçin. Biz de size yardımcı olalım.
Türkiye'de yaşananları sadece terör meselesi olarak görmek, salt Doğu-Güneydoğu sorunu olarak tanımlamak ya da ekonomik açıdan geri kalmışlığa bağlamak; yaşananları doğru okumamaktır. Baskı ve tahakkümle, güvenlikçi politikalarla insanları hizaya getirmeye çalışmak büyük bir yanılgıdır. Çözüme dair arayışlar her zaman oldu. Ancak şeffaf ve samimi olmayan, toplumun her kesimine açık yürütülmeyen süreçler sonunda düzenlemelerin çoğu kağıt üzerinde kaldı.
Çözüm önerilerimiz:
Süreç şeffaf yürütülmelidir.
İnsan onuru ve yaşam hakkı her şeyin üzerinde olmalıdır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü kısıtlamaları derhal kaldırılmalıdır. Sosyal medya paylaşımları üzerinden şafak operasyonlarına son verilmelidir. Siyaset, yapmanın, gazetecilik yapmanın, sivil toplum çalışmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Yargı, muhalefeti susturmak ve cezalandırmak için kullanılmamalıdır. KHK'larla oluşturulan mağduriyetler giderilmelidir. Beraat edenler, takipsizlik alanlar görevine iade edilmelidir.
Adil yargılanma hakkı göz ardı edilmemelidir.
Kayyum uygulamalarından vazgeçilmelidir.
Muhalif kesimlere karşı kin dilinden vazgeçilmelidir.
Irkçı emparyalizmin bölgemizdeki plan ve projeleri göz ardı edilmemelidir. Bu süreç başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin bölge ülkelerini borçlandırma, kaynaklarına çökme, insanını ucuz iş gücü haline getirme planlarına dönüşmemelidir. Sürecin işgalci İsrail karşısında bölge ülkelerinin gücünü zayıflatmasına izin verilmemelidir.
Süreç, ittifakları öne çıkararak barış ve kardeşliği pekiştirmelidir.
Her yeni süreç riskler taşır. Bu riskleri bertaraf etmek mümkündür. İktidarın en başta muhalefeti düşman olarak görmekten vazgeçmesi gerekir.
Emekliler için açıklanan 4 bin liralık ikramiye bir market sepeti doldurmuyor. Yaparsa AK Parti yapar derken bu kadar yapabileceğinizi hiç kimse tahmin edemedi. Beşli çeteye gelince, faiz lobilerine, yandaş şirketlere gelince, kamu özel iş birliğine gelince her türlü imkan var; emekliye yok. Bu düzeni reva görenleri ilk seçimde emekli edeceğiz. Emekli olduğu halde çalışmak zorunda olanların sayısı 4 kat artmış. Bu sadece kayıtlı olan."