Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı "maksimalist taleplerden kaçınmalıyız" yönündeki açıklamaları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından yanıtlandı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında bu eleştirilere cevap verdi.
Bakırhan, "Bize sık sık 'DEM Parti ne istiyor?' diye soruyorlar; yanıtımız nettir. Taleplerimiz tüm Türkiye için adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin temel taşlarını güçlendirmeye yöneliktir” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı, partisinin savunduğu taleplerin, çağdaş bir demokraside olması gereken asgari standartlar olduğunu belirterek, Bahçeli'ye meydan okudu:
“Bizim taleplerimiz abartı değil, çağdaş bir demokraside bulunması gereken asgari standartlardır. Hangisi abartılı, hangisi maksimalisttir?”
Bakırhan, partisinin temel taleplerini ise şöyle sıraladı: Anayasal yurttaşlık, hukukun üstünlüğü, kayyumsuz yerel yönetim, ifade-basın-örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve yargı paketlerinde acil reform.
Bakırhan, partisinin somut taleplerini şöyle sıraladı:
"Herkese aynı taraftan bakan ve herkesi kapsayan anayasal bir yurttaşlık istiyoruz.
Keyfilik rejimi değil, hukukun üstünlüğünü talep ediyoruz.
Kayyımların değil, iradenin esas alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Sözün, basının ve örgütlenmenin özgürce nefes aldığı bir kamusal alanın oluşmasını istiyoruz.
Anadilde eğitim hakkını talep ediyoruz.
Yerelin sözünün duyulduğu, kararın yerinden filizlendiği bir demokrasi hayat kurtarıcı diyoruz.
Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve infaz yasası başta olmak üzere temel yasal düzenlemeler acilen hayata geçirilmesi Türkiye’ye nefes aldıracak biliyoruz.
Hakikat, adalet ve onarım eksenli bir geçiş dönemi yasasıyla yola revan olalım diyoruz.
Hasta ve siyasi tutsakların bırakılması ise vicdanları rahatlatır çağrısı yapıyoruz.
Siyasi sebeplerle sürgünde olan arkadaşlarımızın bir an önce topraklarına kavuşmasını istiyoruz."
“Bunlar, çağdaş bir demokraside bulunması gereken asgari standartlardır. Hangisi abartılı, hangisi maksimalisttir?” diyen Bakırhan, taleplerin 86 milyon yurttaşı ilgilendirdiğini vurguladı:
“Diyarbakır’da anadil özgürlüğü neyse, İstanbul’da adil yargı güvencesi odur; Trabzon’da ifade özgürlüğü neyse, Hakkari’de yerel kararlara katılma hakkı odur. Bunlar ayrı değil, aynı özgürlük ağacının dallarıdır; bir dal kırılırsa bütün ağaç yara alır.”