Kalp, günde 100 binden fazla kez atarak durmaksızın çalışıyor. Uzmanlara göre ise kalp sağlığını korumak için kapsamlı ve zor programlar yerine, günlük hayatta yapılacak basit ama tutarlı değişiklikler etkili olabiliyor. Koruyucu kardiyolog Luke Laffin, MD, kalp sağlığını iyileştirmek için bilimsel olarak desteklenen sekiz temel adımı Cleveland Clinic’te paylaştı.
Luke Laffin, düzenli sağlık kontrollerinin kritik olduğunu belirterek, “Kontrole gitmek iyi bir şeydir” diyor. Laffin, bunun bireylere sağlık hizmeti sunucularıyla risklerini konuşma ve kalp-damar hastalıkları açısından durumlarını anlama fırsatı sunduğunu vurguluyor.
Fizik muayenelerde kan basıncı, kan şekeri, kolesterol düzeyleri ve kalp atış hızı gibi kalp sağlığıyla doğrudan ilişkili veriler takip ediliyor. Ayrıca fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı gibi faktörler de değerlendiriliyor.
Fiziksel aktivitenin yalnızca kas gücü ya da kilo kontrolü için değil, kalp sağlığı açısından da önemli olduğu belirtiliyor. Laffin, “Egzersiz, kalp hastalığı için önemli risk faktörleri olan kolesterolü ve kan basıncını düşürür,” diyor.
Uzman, yüksek hedeflerin göz korkutucu olabileceğini ancak küçük adımların da etkili olduğunu vurguluyor. Asansör yerine merdiven kullanmak ya da aracı biraz daha uzağa park edip yürümek gibi alışkanlıklar bile fark yaratabilir.
Kalp hastalığı riskinde beslenmenin belirleyici rol oynadığını belirten Laffin, bunun geçici bir diyet olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. “Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını gerçekten benimsemek bir diyet değil, bir yaşam tarzıdır” diyen Laffin, beslenmenin uzun ömür ve yaşam kalitesiyle doğrudan ilişkili olduğunu dile getirdi.
Meyve ve sebze tüketiminin artırılması, tam tahıllara yönelinmesi, tuzun azaltılması ve işlenmiş gıdalardan kaçınılması kalp dostu beslenmenin temel unsurları arasında yer alıyor.
Laffin’e göre stres, yalnızca ruh sağlığını değil, kalp sağlığını da doğrudan etkiliyor. Stres sırasında salgılanan kortizol hormonunun kalp atış hızını ve kan basıncını yükselttiğini belirten Laffin, “Stres, kalp hastalığı için gerçekten güçlü bir risk faktörüdür” diyor. Yüksek kaygı düzeyine sahip kişilerde kalp krizi ve inme riskinin artıyor.
Stresle başa çıkmak için yürüyüş, sosyal iletişim, kitap okuma ve egzersiz gibi rahatlatıcı aktivitelerin günlük hayata dahil edilmesi gerekiyor.
Gecede en az altı saat uyumanın kalp sağlığı açısından önemli olduğu belirtiliyor. Laffin, “Sürekli olarak daha az uyumak, kan basıncını artırabilir ve iltihaplanmaya neden olabilir” diyor. Uyku eksikliği yüksek tansiyon, atriyal fibrilasyon ve kalp yetmezliğiyle ilişkili olabilir.
Sigara ve nikotin içeren ürünlerin kalp sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunduğunu belirten Laffin, “Sigara kalbiniz için çok kötüdür” ifadelerini kullandı. Sigaranın mevcut risk faktörlerini de ağırlaştırdığına dikkat çeken Laffin, yüksek kolesterol veya yüksek tansiyonla birlikte sigara kullanımının kalp hastalığı riskini katladığını söyledi.
Alkolün kalp atış hızını artırabildiği, kan basıncını yükseltebildiği ve ritim bozukluklarına yol açabildiği belirtiliyor. Laffin, “Alkol şekerden oluşur, bu nedenle çok alkol tüketen kişilerde trigliserit düzeyleri çok yüksek olabilir” diyerek yüksek trigliserit seviyelerinin diyabet, pankreatit ve kadınlarda inme riskini artırdığına dikkat çekti.
Uzmanlara göre sağlıklı kiloya ulaşmak ve bunu korumak; kalp hastalığı, inme, diyabet ve yüksek tansiyon riskini azaltabiliyor. Laffin’e göre “Eğer fazla kilonuz ya da obeziteniz varsa, beş ila 10 kilo vermek kan basıncınız, diyabet riskiniz, kolesterol düzeyiniz ve daha fazlası üzerinde önemli bir etki yaratabilir.”
Kalp sağlığını iyileştirmenin kısa sürede gerçekleşmediğini belirten Laffin, ancak haftalar ya da aylar içinde olumlu değişimlerin hissedilebileceğini hatırlatıyor.