802-508-7352
Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 10. Sulh Ceza Hakimliği ifadesinde yer alan yeni ayrıntılara ulaşıldı.
Bin 200 soruşturma ile teftiş geçirdiğini ve herhangi bir şey bulunamadığını vurgulayan İmamoğlu, “Hakkımdaki bütün iddialar uydurma ve yalandır. Bir kumpas içerisinde kurulmuş sistem karşısında mahkemeye çıkarıldım; kumpas, nizami şekilde burada da devam etti. Aynı düzen sürmektedir” dedi.
İmamoğlu, şu ifadelere yer verdi:
- Şehri tümüyle kapatan, trafiği kilitleyen, giriş çıkışı kontrollü hale getiren bu akıl, korkak bir biçimde yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu görerek, yalan ve iftira olduklarının farkına vararak, milletinden kaçarcasına uydurma suçlarla Ekrem İmamoğlu’nun itibarını zedeleyeceklerini düşünüyorlar. Bu namertlerin, milletin aldığı ve alacağı cevabı çok iyi biliyorum. Namertlik peşinde koşan bir avuç insan, 2019 31 Mart seçimlerinde yenilince milletin iradesini çalarak hırsızlık yapmış ve seçimi iptal etmiştir.
- Bir sonraki seçimde ise millet, demokrasi tokadını bu bir avuç insanın suratına vurmuştur. Demokrasiden, hukuktan, adaletten nasibini almamış insanlar, 2019 yılında kul hakkını yedikleri gibi, ne tesadüftür ki 2025 Ramazan ayında da kul hakkını yemeye devam etmişlerdir. Milletin gözünün içine baka baka kul hakkı yiyen bu zavallı bir avuç insan, siyasi irade ve liderlerinin seçimi kazanmak için her yolu mubah görmektedir. Bugün yaşananlar bunun sonucudur.
Gözaltına alınmasından 3–5 gün önce alınan uydurma MASAK raporlarının dosyaya konulduğuna dikkat çeken İmamoğlu “Algı yaratmak, leke atmak, aylar öncesinden bugünün mahkeme gününü veren, bugünkü mahkemeyi işaret eden ‘Turpun büyüğü heybededir’ diyen Cumhurbaşkanının talimatını yerine getirmişlerdir. Milletimiz, hak edene cevabını verecektir” dedi.
Hakkında yürütülen operasyonun ekim ayında başsavcının İstanbul’a tayiniyle başladığını savunan İmamoğlu, ifadesinde şunları kayda geçirdi:
- Dedikoduları İstanbul’un bütün sokaklarını sarmış olan bu şahıs, yaranmak adına uydurma dava üstüne dava açarak hedefine varmak için her türlü kötülüğü yapmaya hazır ve nazırdır. Kula kulluk eden insandan adalet bekleyecek değilim. Namus ve haysiyet mücadelesini vererek, yaşamının anlamına bunları katan bir kişi olarak bunun tam tersini yapanları da çok iyi tanırım. Bugüne kadar hakkımda açılan uydurma davaları özetlersek: diploma davası, ‘ahmak’ davası, bilirkişi davası, vali davası, Beylikdüzü’nde 10 senedir süren ve son 3 duruşmada savcının rapor aldığı dava, ve başsavcının kendisiyle ilgili uydurduğu tehdit davası.
- Bütün bunlar, İstanbul’dan Ankara’ya talimatlarını yerine getirme, kula kulluk etme vazifesinin sonucudur. Tüm bu süreçleri takip ederek, namuslu bir baba, namuslu bir aile büyüğü, namuslu bir evlat ve Trabzonlu Ekrem İmamoğlu olarak, hukuksuzluğa karşı hukuki mücadelemi ve bu hukuksuzluğu yapanlara karşı da adil bir yargı sistemiyle hak arama mücadelesini nasıl vereceğimi milletimiz görecektir.
İmamoğlu “Son seçimde İstanbul’da 1 milyonun üzerinde fark yiyen, 17 bakan ve kendisi birebir onlarca mitingle İstanbul’da mücadele edip kaybeden Cumhurbaşkanı, İstanbul’da kaybettiği İBB ve muhtelif ilçeleri ele geçirme sürecini yargı üzerinden yürütmektedir. Buradan milletimize sesleniyorum: Milletimiz bilsin ki sadece Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına, işine, gücüne, namusuna, onuruna, malına, mülküne göz dikilmemiştir. Bu kişiler ayrıca milletin var olan iradesine de göz dikmiştir. Ve artık bugün itibarıyla, savcıların sevk ettiği karara bakarak ifade ediyorum ki milletimizin de malı, mülkü, namusu, şerefi, haysiyeti, emeği tehdit altındadır. Bu akıl; koltuğun, sarayın, İstanbul’un, memleketin, millete ait her şeyin kendisine ait olduğunu düşünmenin tezahürüdür” dedi.
Babası ile birlikte sahibi olduğu İmamoğlu İnşaat hakkında MASAK raporlarına da itiraz eden İmamoğlu “Bu raporlarda geçen hiçbir veriyi kabul etmiyorum. İmamoğlu İnşaat, 35 yıllık bir firmadır. Sadece Beylikdüzü’nde 2 binin üzerinde insanı ev sahibi yapmıştır. Daha önceki ismi ve kolektif şirket adıyla geçmişi 1950’lere dayanmaktadır. Ortaya konulan birikim de bunun eseridir. Göze battığı düşünülen mal varlığı tespit edilmişse de, bu mal varlığım geçmiş dönemlerde de bellidir. Mal varlığım, üç nesildir devam eden aile şirketimden gelmektedir; bir yüzükle yola çıkan ve uydurma siyasi yaşam hikâyelerine benzemez, asildir” diye konuştu.
İmamoğlu, MASAK raporlarındaki uydurma bilgi ve belgeler hakkında suç duyurusunda bulunacağını da açıkladı.