802-508-7352
"Eski Türkiye'nin kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz, eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz."
Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, genel kurul toplantısında iktidara yönelik eleştirilerinin ardından hedef hâline gelen ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras hakkında soruşturma açılan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'ne (TÜSİAD) sert sözlerle yüklendi. TÜSİAD'ı 'siyaset mühendisliğine soyunmakla' suçlayan Erdoğan, "Eski Türkiye'nin kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz, eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneği iseniz, iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz! Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız" diye konuştu. TÜSİAD'ın 'sistem' eleştirisine atıfta bulunan Erdoğan, "Çöken, 'sistem' değil, devletin zayıf, milletin fakir olduğu, kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil, imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntı yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır" ifadelerini kullandı. "Ey TÜSİAD, 3 bin 600'den 15 bin doların üzerine çıkan bir süreç var. Bu, AK Parti iktidarı döneminde oldu. Yahu siz ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk!" diyen Erdoğan, "Milletin kaynaklarını, bir avuç komprador burjuvazinin zenginleşmesi için değil, tüm kesimlerin kalkınması ve refahı için kullandık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grup toplantısında konuştu. Konuşmasının önemli bir bölümünde TÜSİAD'ı hedef alan Erdoğan, muhalefete de yüklendi.
Erdoğan, geçen hafta kalp operasyonu geçiren ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerini iletirken, sağlığına kavuşmasından memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Erdoğan, daha önce bir çok kez 'şaibeli' dediği CHP'nin 2023 kurultayıyla ilgili olarak da "Eski ve yenisiyle CHP Genel Başkanlarının içinde debelendikleri kuyuya bizi çekmelerine müsaade etmeyeceğiz. Kapanmamış bir hesapları varsa bunu bizi alet etmesinler. Konuyu yargıya da intikal ettiğine göre, kozlarını orada paylaşsınlar. Bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Yeni genel başkanla birlikte değişime dair umutlar, yerini hayal kırıklığına bıraktı. CHP'de gelenin gideni aratma geleneği Sayın Özel ile bozulmadı. Siyaset tarzı ile oturduğu koltuğun hakkını veremedi. CHP liderinin siyasi ciddiyet ve olgunluktan yoksun hallerine baktıkça bu partiye oy veren vatandaşlarımız adına üzülüyoruz.
Sayın Özel, marjinal sol örgütlerin sloganını meşrulaştırıyor biliyorsunuz. Grup kürsüsünde Almanca şiir okuma müsameresinden şahsıma edepsizce hakarete kadar her hünerini sergiledi. Motor sonunda su kaynattı. Sayın Özel, 85 milyona rezil oldu. Bize şiir bilmez derken, asıl cahilin, asıl kültür bilmezin kendisi olduğu ortaya çıktı. Merhum Ziya Gökalp'in şiirini okuyup caka satmak isterken, şiir katliamına imza attı. Kendi cehaletini ifşa etti.
Muhalefet neyle meşgul olursa olsun biz işimize bakacağız. Onların engellemelerine rağmen bu yüce çatı altında Türkiye'ye aşkla hizmet edeceğiz. Bize oy versin, vermesin, her vatandaşımızın emaneti omzumuzdadır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Sağlığına kavuşmasından duyduğu memnuniyeti özellikle ifade ediyoruz.
Lafa gelince şeffaflığı kimseye bırakmayanların çevirdikleri dolaplar yavaş yavaş ortalığa saçılmaya başladı. Medyaya, sosyal medyaya yansıyan iddiaların yenilir yutulur tarafı yok. Türkiye yüzyılını konuştuğumuz bir dönemde, Türk siyasetinin bu tür yüz kızartıcı ithamlarla gündeme gelmesinden onlar adında biz utanıyoruz. Ana muhalefet cephesinde patlak veren iddiaları kendi seçmenlerinin de büyük bir teessüfle takip ettiğine inanıyoruz. Ortaya dökülen bu pisliklerin ana muhalefette bir arınmaya vesile olmasını temenni ediyoruz. İster ülke genelinde ister siyasi parti bünyesinde olsun, sandığın itibarına gölge düşüren gayrimeşru tasarrufun reddedilmesi, önemli bir kazanım olacaktır. Biz şeffaflığın, dürüstlüğün, seçmen iradesinin özgürce tecelli etmesinden yanayız. Eski ve yenisiyle CHP Genel Başkanlarının içinde debelendikleri kuyuya bizi çekmelerine müsaade etmeyeceğiz. Kapanmamış bir hesapları varsa bunu bizi alet etmesinler. Konuyu yargıya da intikal ettiğine göre, kozlarını orada paylaşsınlar. Bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler. Hançer siyasetiyle oyalanacak vaktimiz, bu rezaletleri kaldıracak midemiz yok. Biz ne hançer biliriz ne de şaibeli iş yaparız. Siyasette de devlet idaresinde de bütün işlerimizi kanuna ve etiğe uygun yaparız.
(Büyük Kongre açıklaması) Yeni bir dönemin kapılarını açacağız. Bununla ilgili hazırlıklarımızı yoğun şekilde yürütüyoruz. Güçlü bir vizyon, program ve kadroyla milletimizin huzuruna çıkacağız.
Muhalefetin gündemiyle bizim gündemimiz arasındaki fark her gün daha da belirginleşiyor. Bizim yaptıklarımıza, onların hayalleri bile yetişemez. 3 ülkeyi kapsayan Asya seyahatimiz bu gerçeği gözler önüne serdi. Büyük devlet lafla olunmaz. Büyük devlet olmak için büyük hayaller kurmak, büyük hedefler belirlemek gerekir. Türkiye, dış politika kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya devam ediyor. Küresel siyasette kritik değişimlerin yaşandığı ticaret savaşlarının konuşulmaya başlandığı dönemde gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretimiz önemliydi. Seyahatimiz boyunca tarihiyle, değerleri ve vicdanıyla büyük bir milletin mensubu olmaktan gurur duyduk.
3 ülkedeki görüşmelerimizde, Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgesel meseleleri mütalaa ettik. Amerikan yönetiminin, İsrail'in de kışkırtmasıyla Gazzeli kardeşlerimizi öz yurtlarından sürgün etmeyi hedefleyen gayri insani, gayri meşru planlarına asla izin vermeyeceğimizin altını çizdik. Liderlere lokum yerine Togg hediye ettik, ülkemizdeki muhalefet rahatsız oldu.
Biz Türkiye için dünyayı dolaşırken içeride çok farklı hesapların yapıldığına şahitlik ediyoruz. TÜSİAD'ın haddi aşan ve buram buram provakasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce şunu söyleyeyim: Demokrasilerde kimse eleştiriden azade değildir. Biz de iyi niyetli olması halinde eleştirilere kulağımızı tıkamadık, tıkamayız. Bugün konuşan Türkiye diye bir olgudan bahsediliyorsa bunu mümkün hale getiren AK Parti'dir. Vesayet girişimlerine davetiye çıkarmadığı sürece her fikrin tartışılmasını biz sağladık. CHP'nin ve vesayet odaklarının engellemelerine rağmen yaptık. TÜSİAD yönetiminin açıklamaları sonrası emre amede uşak misali sıraya dizilen muhalefeti dikkate almıyoruz. Kraldan çok kralcı davrananların ederi, onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır.
TÜSİAD zihniyeti siyasetin zayıf ve devletin onların tasallutu olduğu dönemlerin sembolüdür. Bu yapı, kamunun kesesinden ve milletin sırtından elde edilen haksız kazançların yerli, milli üretim yerine distribütörlük yoluyla elde edilen imtiyazların gölgesinde büyümüş ve büyütülmüş iş adamlarıyla maruftur. 2022 öncesinde TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini hepimiz hatırlıyoruz. Bunlar eski Türkiye'de sadece paraya hükmediyorlardı. Siyaseti de istedikleri gibi dizayn ediyorlar, karar organlarını kontrol ediyor, yönlendiriyordu. Gazete manşetleriyle iktidarlara ayar veriyorlardı. Biz buna dur dedik. Ekonomiyi rant ekonomisi olmaktan çıkarıp, üretim ve ihracat ekonomisine dönüştürdük. Anadolu'nun bağrından yeni aktörlerin çıkmasını sağladık. Milletin kaynaklarını, bir avuç komprador burjuvazinin zenginleşmesi için değil, tüm kesimlerin kalkınması ve refahı için kullandık. Milli gelir, 3 bin 600 dolardan, bu sene 15 bin doların üzerine çıktı. Ey TÜSİAD, 3 bin 600'den 15 bin doların üzerine çıkan bir süreç var. Bu, AK Parti iktidarı döneminde oldu. Yahu siz ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk! İhracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar doları buldu. Derslik sayımızı 735 bine çıkardık. Hastane yatak sayımız 164 binden 270 bine ulaştı. 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuz 30 bine yaklaştı. Daha nice çalışmayla refahı tabana yaydık.
Elbette bu süreçte ciddi dirençle karşılaştık. Rant musluklarını kestiklerimizin operasyonlarına maruz kaldık. En başında TÜSİAD geliyor. Türkiye'nin gerçek anlamdaki her demokrasi ve kalkınma hamlesi, TÜSİAD zihniyetini daime rahatsız etmiştir. Nitekim bu kuruluşun darbeciler, cuntacılar, emperyalistler ve etki ajanlarının safında ülkemize karşı sergilediği nobran, faşizan tavırlar toplumsal hafıza kayıtlarımızda var. Türkiye'nin bölgesinde siyasi, askeri ve sosyal gücünü genişletip tahkim ettiği, dünyada küresel sistemin yeniden inşası çağrılarına öncülük ettiği, içeride hayat pahalılığı ve enflasyona karşı kararlı bir program uyguladığı, tüm zorluklara rağmen yatırım, üretim, istihdamdan taviz vermediği, terörsüz Türkiye hedefinde önemli adımlar attığı, Türkiye yüzyılı için gece gündüz çalıştığı dönemde TÜSİAD'ın eski zihniyetinin yeniden tedavüle sokulmaya çalışıldığının farkındayız. Başaramayacaksınız! Türkiye'nin, teslim olmasını istiyorsanız bilin ki böyle bir şey gerçekleşmeyecek! Türkiye'nin yerli ve milli üretimden vazgeçerek, yeniden küresel ticaretin zayıf bir pazarına dönüşmesini istiyorsanız böyle bir şeye de asla müsaade etmeyeceğiz.
Türkiye'nin demokrasisini, darbecilerin; ekonomisini, sömürgecilerin; milli iradeyi, sivil toplum ve siyasetçi görünümlü 5. kol elemanlarının güdümüne sokmasını istiyorsanız, böyle bir şeye canımız pahasına rıza göstermeyeceğiz. TÜSİAD'ın, Türkiye'de güven iklimini bozan örnekler olarak verdiği her konu, hukukun, adaletin, savcıların, hâkimlerin yetki alanında. Hukuk devletine yürekten inananların safı, terör yardakçıların, edep-adap tanımaz provokatörlerin, sanat dünyasını esir alan marjinallerin, yargı mensuplarını ve ailelerini tehdit eden kibir abidelerinin değil, hukuku uygulayanların yanı olmak zorunda.
Çöken, 'sistem' değil, devletin zayıf, milletin fakir olduğu, kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil, imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntı yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır. Güven bunalımı yaşayan halkımız değil, para kazanmaya hırsıyla kursalsız iş yapmayı adet edinen TÜSİAD zihniyetidir. Bir de doğal afetlerden bahsediyorlar. Yurt dışındaki afetlerde bırakın zararın tüm boyutları, can kayıpları bile tam olarak açıklanmıyor, bunu bildikleri halde ileri geri konuşuyorlar. Afetzedelerimizin yaraları konusunda Türkiye'nin başarısını sadece evi barkı yıkılan, düzeni bozulan kardeşlerimiz değil, bütün dünya çok iyi biliyor. Çabalarımızı takdir ediyor. Ey TÜSİAD, deprem afetinde siz ne yaptınız? Dünyada bizim yaşadıklarımızın yarısını yaşasa ayakta kalabilen bir ülke olur muydu?
Mesele hesap vermek ise, TÜSİAD'ın bu ülkede yarım yüzyıldan fazladır sebep olduğu siyasi, sosyal, ekonomik maliyetlerin hesap vermesiyle işe başlanması gerekiyor.
Türkiye'nin son 22 yılda yaşadığı badireler karşısında dut yemiş bülbüle dönen TÜSİAD'ın yarısı yalan, yarısı yanlış hezeyanlarının gerisindeki saiki tahmin ediyoruz. On yıllardır gönüllerinin rahat ettiği suskunluklar karşısında verdikleri örnekler, devede kulak kalır. Susması gereken yerde konuşan, konuşması gereken yerde susan gönülleri değil çıkarlardır. Geri plandaki kirli hesaplardır. Çöktü denilerek feveran ettikleri, yıllardır tıkır tıkır işleyen rant düzenleridir. İmtiyazları üzerine bina ettikleri ayrıcalıklı sistem çökmüştür. Siyasetçilere had bildirdikleri kibirli sistem çökmüştür. İstikrarsızlık üzerinden paralarına para kattıkları sistem çökmüştür. Millet ekonomik krizle kıvranırken zenginleştikleri sistem çökmüştür. Gazete manşetlerinden siyasete ayar verdikleri sistem çökmüştür.
Biz bu makamlarda olduğumuz sürece, devlet kaynaklarının bir avuç seçkine aktığı sistemi geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Ekonomiyle, istihdamla, üretimle ilgili yapıcı fikirlerle gündeme gelmek yerine siyaset mühendisliğine soyunanlara şunu hatırlatayım: Türkiye sizin tapulu malınız, millet personeliniz, siyasetçiler de maaşlı elemanlarınız değildir. Eski Türkiye'nin kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz, eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz.
İş adamı derneği iseniz, iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz! Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kurarsınız ya da ağzınızdan çıkan iki çift söze bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz. Bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık bataklığına sürüklemenize göz yummayız. Ülkeye ve millete faydalı olduğunuz sürece sizi de destekleriz. 22 yıllık iktidarlarımız boyunca Türkiye ekonomisine müspet katkı vermek istediğiniz ayrımcılık yapmadan hepinize destek olduk. Ama siyaset ve toplum mühendisliğine yeltendiğinizde de demokratik hukuk devleti çerçevesinde tüm gücümüzle buna direndik. Aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. Ne hak yiyeceğiz ne de milletin iradesinin, hakkının gasp edilmesine rıza göstereceğiz."