802-508-7352
Marmara Denizi’nde 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketinin etkileri henüz tam olarak atlatılmamışken, uzmanlar benzer bir çevre krizinin yeniden kapıda olduğu uyarısında bulunuyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın deniz yaşamı üzerindeki etkilerini değerlendirerek, “2021’de sünger topluluklarının tamamı öldü. Şimdi de aynı tabloyu görmeye başladık,” dedi.
Oksijen gazetesine konuşan Prof. Dr. Sarı, müsilajın deniz ekosistemine verdiği zararın yeniden artış gösterdiğini belirtti. İlk belirtilerin 2024 yılının ekim ayında görüldüğünü dile getiren Sarı, “23 Ekim 2024’te Erdek Körfezi’nde başlayan müsilaj, 6 Kasım itibarıyla Tekirdağ kıyılarına, ardından Çanakkale Boğazı’na ulaştı. 13 Kasım’da İstanbul açıklarında, 20 Kasım’da Gemlik Körfezi’nde, 5 Aralık’ta ise İzmit Körfezi’ni tamamen kapladı” bilgisini paylaştı.
Sarı’ya göre tehdit yalnızca Marmara ile sınırlı değil. 23 Aralık’ta Çanakkale Boğazı’ndan geçerek Kuzey Ege’ye ulaşan müsilaj, 4 Ocak 2025’te Gökçeada ve Bozcaada çevresinde, 2 Şubat’ta ise Saros Körfezi’nde görüldü. “Geçtiğimiz yıl 10 metre derinlikte başlayan oluşum, şu an 30 metreye kadar inmiş durumda,” diyen Sarı, ekosistemdeki bozulmanın giderek daha derinlere yayıldığını vurguladı.
Yaşanan gelişmelerin 2021’deki felaketi anımsattığını söyleyen Prof. Dr. Sarı, merkezi yönetim, yerel yönetimler ve vatandaşlara birlikte hareket etme çağrısında bulundu. Sarı, “Marmara Denizi'nin geleceği için hepimize görev düşüyor. Müsilaj sadece deniz canlılarını değil, su ürünleri, turizm ve genel olarak insan sağlığını tehdit eden bir krizdir. Vakit kaybetmeden harekete geçmeliyiz,” uyarısında bulundu.