Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Bursa ziyaretinin ikinci gününde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonomiden orman yangınlarına, çocuklar arasında artan şiddet olaylarından Meclis’teki ‘Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na uzanan geniş bir yelpazede konuşan Özdağ, hükümet politikalarını sert ifadelerle eleştirdi.
Türkiye’de yaşanan ekonomik daralmanın artık kriz tanımını aştığını belirten Özdağ, “Artık buna ekonomik kriz demek haksızlık; ekonomik buhranla karşı karşıyayız. Kriz birkaç ay sürer ama yedi yıldan bu yana Türk halkının fakirleştiğini, küçük bir grubun ise zenginliğine zenginlik kattığını, bu zenginliği yurt dışına transfer ettiğini ve ülkenin bütün yapısal dengelerinin kökten bozulduğunu tespit ediyoruz” dedi.
İktidarın enflasyonla mücadele için süpermarketlerde açmayı planladığı “Cumhur Reyonları” uygulamasını da eleştiren Özdağ, “Sanki süpermarketin diğer reyonlarını Trump yönetiyor da 'Cumhur Reyonu'nu Erdoğan yönetiyor. Bu çözüm önerisi, AK Parti ekonomi politiğinin iflasının tekrar ilanından başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Bursa’da yakın zamanda yaşanan orman yangınlarına da değinen Özdağ, iktidarın hazırlıksız olduğunu vurgulayarak, “Küresel ısınmadan dolayı orman yangınları azalmayacak, artarak devam edecektir. AK Parti hükümeti yeni bir döneme girildiğinin bilincinde değildir. Orman yangınlarını 20. yüzyılın anlayışıyla söndürmek mümkün değildir” dedi.
Zafer Partisi’nin çözüm önerisi olarak orman tabanının her yıl orman köylüsü tarafından temizlenmesini ve bu materyalin devlet tarafından satın alınmasını önerdiklerini söyleyen Özdağ, yangınla mücadelede su teminini kolaylaştırmak için “denizden ormanlara su basabilecek boru hatları” kurulmasını da gündeme taşıdı.
Sokak çetelerine karşı mücadelede çocukların korunması gerektiğini vurgulayan Özdağ, İstanbul’da binin üzerinde motorize ve silahlı çete mensubu olduğunu, bu kişilerin başlıca insan kaynağının sahipsiz çocuklar olduğunu söyledi. “Sokak çocuğu diye bir şey olmaz. Ailesi olmayan çocuk devletin çocuğudur. Sokak çocuğu kavramını silecek bir politikanın derhal yaşama geçirilmesi gerekiyor” dedi.
Aile Bakanlığı'nı da eleştiren Özdağ, “Bakanın yeni arabasıyla değil, sokakta kalan çocuklarla ilgilenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Özdağ, açıklamalarının son bölümünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki ‘Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nunda kullanılan ifadelere sert tepki gösterdi. “Öcalan, Türkiye’ye demokrasi getiriyormuş. Gerisini siz anlayın” diyen Özdağ, şu değerlendirmede bulundu:
“Binlerce insanı gözünü kırpmadan ölüme gönderen, beşikteki çocukları, kümesteki tavukları öldüreceksiniz diye emir veren, toplu katliamlara imza atan teröristbaşı Öcalan, bu komisyonda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çatısı altında ‘Abdullah Bey’ diye anılıyor. Bu ifade, 1984’ten beri verilen terörle mücadele tarihine ve terörde yaşamını yitiren, şehit olan bütün yurttaşlarımızın aziz anısına hakarettir.”
Süreçte “PKK silah bırakacak, pazarlık yok” denilerek halka yalan söylendiğini savunan Özdağ, hükümetin bugün Meclis’te Türk kimliği, İstiklal Harbi ve Türkçe eğitim gibi değerleri terör örgütünün temsilcileriyle müzakere ettiğini iddia etti. Özdağ, bu görüşmelerin Türk tarihi açısından “kara bir masa” olarak kayda geçeceğini söyledi.
Zafer Partisi olarak bu masaya ve temsil ettiği politik felsefeye karşı Anadolu’yu dolaşarak halkı bilgilendireceklerini vurgulayan Özdağ, “Milli, üniter, laik devleti geleceğe taşımanın mücadelesini vereceğiz” dedi.