Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada 2028 seçimlerini işaret etti ve yüzde 50 oy oranına ulaşmak istediklerini vurguladı. Kadınların siyasetteki önemine dikkat çeken Erdoğan, AK Parti’yi hak ettiği noktaya taşıyacak olanların kadınlar olduğunu söyledi. Konuşmasında muhalefete de sert eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı, 2028 ve 2029 seçimlerine hazırlık sürecinde AK Parti’nin daha güçlü bir şekilde yoluna devam edeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kadın seçmenlerin ve kadın teşkilatlarının siyasette belirleyici rol oynadığını ifade etti. AK Parti'nin her zaman kadınların gücüne inandığını belirten Erdoğan, 2028 seçimlerinde başarılı olmanın anahtarının yine kadınların desteği olacağını vurguladı.
"Şayet bugün oylarımız arzu ettiğimiz seviyelerde değilse, kadınlara yeteri kadar etkin şekilde ulaşamıyor, kendimizi anlatamıyoruz demektir. Çünkü bu fethi ancak kadınlarımız yapabilir."
"Partimizi hak ettiği yere kadınlar taşıyacak. 2028 seçimlerinde yeniden yüzde 50 oy oranına ulaşmak istiyoruz. Bu hedefin tutturulmasında sizlerden beklentimiz büyük."
Erdoğan, AK Parti kadın kollarının çalışmalarına daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini belirterek, "Her haneye girmeli, her vatandaşımıza ulaşmalıyız. Kadınlar siyasette aktif rol almazsa, oylarımızı artırmamız mümkün olmaz." dedi.
Konuşmasında muhalefeti hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin plansız ve vizyonsuz bir şekilde iktidar beklediğini söyledi.
"Siz bakmayın muhalefetin hiç çalışmadan, yiyip içip sırtüstü yatarak 'armut piş, ağzıma düş' mantığıyla iktidar beklemelerine. 22 yılı aşkın süredir bekliyorlar. Bu kafayla giderlerse daha 22 yıl da beklerler, 222 yıl da beklerler."
Erdoğan, muhalefet partilerinin ülkenin kaderini belirleyebilecek kapasiteye sahip olmadığını, iç çekişmeler ve tartışmalar içinde olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Kadınlar evlatlarının geleceğini bu iş bilmezlere kesinlikle emanet etmez. Kendi aralarında tepişmekten fırsat bulup ülkenin meselelerine kafa yormadıkça, akıllı uslu çözümlerle milletin huzuruna çıkmadıkça bunlar ancak 23 Nisan müsameresi tadında iktidarcılık oynarlar."
Muhalefetin iktidarı ele geçiremedikçe çirkefleştiğini ve seviyeyi her geçen gün daha da düşürdüğünü ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"İktidar değiştirip bizi yıkamadıkça azgınlaşıyorlar, çirkefleşiyorlar, seviyeyi her seferinde biraz daha aşağıya çekiyorlar. Ne söylem, ne politika, ne eylem seviyesinde bizimle boy ölçüşemeyince kamu görevlilerine, hakim ve savcılarımıza, hatta bizatihi milletimize hakaret etmeye başladılar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerinin belediye yönetimlerini yeterince iyi kullanamadığını ve halkın ihtiyaçlarına yönelik hizmet üretmek yerine siyasi şovlarla vakit geçirdiğini belirtti.
"Şehirlerine hizmet etmekle mükellef oldukları kurumları, parası ve personeliyle yaptıkları trajikomik şovların malzemesi haline getirdiler. Hırsları boylarını öylesine aşıyor ki artık gizlemekte zorlanıyorlar."
"Kendi partilerindeki garip ve kirli ayak oyunlarını Türkiye siyasetinin temel meselesi göstermeye kalkacak kadar gerçeklerden kopmuş haldeler. Karşımızda Türkiye'nin ana muhalefet partisi mi, yoksa bir sirk çadırı mı var inanın belli değil."
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i eleştirerek, partinin içindeki çekişmeleri futbol maçına benzetti:
"Genel başkan elinde kırmızı kartla ortada dolanıyor. Eski genel başkan ona sarı kart göstererek oyuna girmeye çalışıyor. Sorun şu ki, kırmızı kartın ne işe yaradığını bilmezler. Sarı kartın da ne olduğunu anlamazlar!"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2029 Mahalli İdareler seçimlerine güçlü bir şekilde hazırlanması gerektiğini söyledi.
"Sosyal medya gazıyla, bindirilmiş kıtaların tezahüratları eşliğinde koltuk rüyası görenleri uyandırmak için en etkili ilaç sandıktır."
"Biz seçimlerin ne zaman yapılacağını gayet iyi bilenlerdeniz. En küçük bir zafiyetin, en küçük bir rehavetin, en küçük bir gerilemenin bize en büyük maliyetler doğurabileceğini biliyoruz."