-
Bist100 9.279,21 TL
-
Dolar 38,62 TL
-
Euro 43,69 TL
-
G.Altın 4.170,83 TL
-
Ç.Altın 6.729,79 TL
Türk Demokrasi Vakfı (TDV), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından, Türkiye’de yargının siyasete müdahalesine ilişkin bir açıklama yayımlayarak, demokratik sistemin tehlikede olduğuna dikkat çekti. Açıklamada, Türkiye’nin her geçen gün demokrasi ve hukuk devleti standartlarından uzaklaştığı ve otoriter bir yönetim anlayışından totaliter bir sisteme doğru ilerlediği ifade edildi.
TDV açıklamasında, Türkiye’nin uzun süredir yargı eliyle şekillenen bir siyasi düzenin içine çekildiği ve bu durumun demokratik rekabete zarar verdiği belirtildi.
“2000’li yıllardan bu yana Türkiye, yargının olağan faaliyet alanı dışına çıkarak siyasi süreci şekillendirmesiyle karşı karşıya kalmıştır. Önce Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği hukukla izahı zor kararlarla engellenmeye çalışılırken, bugün de iktidarın beklentileri doğrultusunda hareket eden bir yargı düzeni gözlenmektedir.”
Vakıf, yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini ancak mevcut sistemde bunun giderek daha fazla ihlal edildiğini ifade ederek, kuvvetler ayrılığı ilkesine dikkat çekti.
TDV, hükümetin, seçimde kaybettiği yerleri yargı yoluyla geri almaya çalışmasının demokrasiyle açıklanamayacağını belirtti.
“Seçimler sonrası ‘Toplumun tercihlerine saygı duyuyorum’ diyerek demokratik bir duruş sergileyen iktidarın, kaybettiği bölgeleri yargı kılıfıyla geri almaya çalışması hukukla bile izah edilemezken, demokrasiyle açıklanması imkansızdır.”
Açıklamada, Türkiye'nin hukuk devleti standartlarından uzaklaşmasının yalnızca iç siyasete değil, uluslararası imajına da zarar verdiği vurgulanarak, Batı'nın Türkiye’yi artık Ortadoğu liginde sınıflandırmaya başladığı ifade edildi.
“Türkiye, evrensel demokrasi ve yargı kriterleri açısından her geçen gün alt sıralara düşerken, Batı ülkeleri artık Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesi olarak görmeye başlamaktadır. Bunun derin ekonomik kriz koşullarında ülkemize nasıl yansıyacağını tahmin etmek zor değildir.”
TDV, açıklamasında hukukun siyasallaşmasının geri dönülmez bir noktaya yaklaştığını ve iktidarın ‘yargı yapıyor, ben ne yapabilirim’ söylemiyle bu süreçten sıyrılamayacağını vurguladı.
“İktidar, ‘yargı yapıyor, ben ne yapabilirim’ diyerek bu süreçten sıyrılamayacağını kabul etmelidir. Mızrak artık çuvala sığmamaktadır.”
Açıklamada, seçim sürecine müdahale edilmesinin toplumda öngörülebilirliği yok edeceği ve kaos ortamını tetikleyeceği belirtildi.
“Demokratik yarışın en önemli prensiplerinden biri de oyun içinde kuralların değişmemesidir. Toplumlar ve bireyler öngörülebilirliği kaybettiğinde kaos başlar. Türkiye, tarih boyunca yaşamadığı bir sürecin taşlarını döşüyor olabilir.”
TDV, açıklamasını, Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne geri dönmesi ve demokratik değerlerin korunması çağrısıyla sonlandırdı. Vakıf, iktidarın seçim sonrası balkon konuşmalarında dile getirdiği ‘bütün vatandaşların hakkını koruyacağız’ söylemini hatırlatarak, tüm vatandaşları kucaklayan bir yönetime duyulan özlemi dile getirdi.
