Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çayır, Türkiye’de demokrasiden ve hukuktan uzaklaşıldığını, iktidarın milletin lehine bir duruş sergileyemediğini ifade etti. Çayır, “Türkiye derhal normalleşmeli” çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
“ARA REJİMLERDE BİLE GÖRÜLMEYEN UYGULAMALAR”
“Türkiye son yıllarda belki siyasi tarihinde ve hukuk tarihinde görmediği bir uygulamayla karşı karşıya. Yani gözdağı vermek, sıkıştırmak ve bir yere doğru yönlendirmek gibi hükümet ne yazık ki üzülerek ifade edeyim ara rejimlerde dahi görülmeyeni, işin demokraside güya demokrasiyle yönetilen bir ülkede bu tür uygulamaları görür olduk. Yani düşünün işte açık ve aleni bir şekilde Aydın Büyükşehir Belediyesi'nden bahsediliyor.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, AK Parti’ye geçeceğinden bahsediliyor. Geçiş sebepleri de işte oraya operasyon düzenlenecek. Orada başka başka işler yapılacak. İşte yarın bir gün gözaltına alınabilecek vesair gibi korkutucu, ürkütücü bu yani gerçekten demokrasiyle, hukukla alakası olmayan, siyasetle de alakası olmuyor.
"ŞU ANDA BU DURUŞ VAR MI?"
Bu çok banal, yani milletin iradesini işleyen kendi bir kişinin veya bir partinin iradesini hukukun yerine koyan bir anlayıştır. Bu anlayışla Türkiye yönetilemez. Bu anlayışla bu kafayla Türkiye bir yere gitmez. Gider nasıl gider? İşte kör topal gider. Nasıl gider? Refah seviyesi gittikçe düşer. Hayat pahalılığı yukarı çıkar. Sektörler yavaş yavaş kendi işini bırakır hale gelir. Şu anda Türkiye bunu yaşıyor. Bu süreci yaşıyor. Ben bunu yani yetkililere Sayın Cumhurbaşkanı buradan söylüyorum. Tuttuğunuz yol, bu yol kesinlikle sizi hukuk ve adalete ve demokrasiye götürmez. Aklı başa almak lazım ve Türkiye'yi normalleştirmek lazım. Birinci şey bu.
İkincisi de şimdi Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir temel bir özelliği var. Faydacı oportünist. Yani Tayyip Bey için bir tek gerçek vardır ve bir tek ölçek vardır. Bu da kendisini ileriye taşıma gücü elinde tutma. Bununla ilgili ne gerekirse yapabilecek bir kıvama sahip, kafaya sahip, geri plana sahip. Eskiden böyle miydi? Elbette ki değildi. Yani normal bizim gibi bakın 2002’de söylediklerine ne güzel sözler öyle. Tam böyle siyasetin o günkü şartlarda baş kaldıran, isyan eden, hukukun yanında duran, demokrasinin yanında duran, insan hak ve özgürlüğünün yanında duran bir Tayyip Bey var. Şimdi devletin gölgesine sığınmış, devletçilikle milleti şu veya bu şekilde kutsal birtakım şeyler oluşturmuş. Bizi de ona katmaya çalışıyor. Ya bireyin özgürlüğü mü? Yani devlet benim için var. Ben devlet için var değilim ki. Devlet benim için var, millet için var. Milletin daha iyi yaşaması için devlet var. O ne yapıyor? Tutuyor, herkesi bir şekilde korkutuyor. Kendisini devletin yerine koymuş. Milletin efendisi yerine koymuş. Neredeyse sahipliğimizi yapacak hale gelmiş. İşte buna bütün partilerin, adı sanı ideolojisi duruşu ne olursa olsun en azından demokrasi, hukuk, bireyin hak ve özgürlüğü, yaşanabilir bir Türkiye ortak paydasında insanların bir duruş sergilemesini bekliyorum. Şu anda bu duruş var mı?
“YENİ ANAYASA BU MECLİSTEN ÇIKMAZ”
Temel hak ve özgürlüklerde pazarlık olmaz. Kurmuşlar günah komisyonunu. Maddeler sıralıyorlar. Sonra maddeler konuşacaklar, konuşacaklar. Nereye götürecekler? Tayyip Bey'in önüne koyacaklar. Niye konuşuyorsun? Direkt götürün önüne koyun yani. Konuşmaya gerek yok. Siz oyun oynamaya da gerek yok. Nihayetinde siz karar verici değilsiniz. Karar verici bir kişi var. Konuşur, oturur. Çok fazla da uzatmayın ve milleti de kandırmayın.