Türkiye'nin ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Sorunların farkındayız, kısa vadede yavaşlama olsa da uzun vadede tereddüt yok" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Ekonomik Büyüme ve Enerji: Geleceğin Ekonomisini Şekillendirmek" temasıyla düzenlenen IICEC Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ve gelecek projeksiyonlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, dezenflasyon sürecinin başladığını ve devam edeceğini vurgularken, Türkiye’nin büyüme potansiyeline olan güvenini dile getirdi.
Türkiye'nin ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirten Şimşek, vatandaşın şikayetlerini duyduklarını ifade etti. Şimşek, "Sorunların farkındayız, kısa vadede yavaşlama olsa da uzun vadede tereddüt yok" dedi.
Bakan Şimşek'in açıklamaları şöyle:
Dost ülkelerden tedarik önemini korumaya devam ediyor, ABD'deki yeni yönetim ile bu daha da önem kazanabilir, Türkiye bundan az etkilenebilir. Borç kaynaklı küresel stres artacak, pek çok ülkenin borç faizine yaptığı ödemeler, kritik alanlara yapılanların üzerinde.
Türkiye, yaşlanmadan zenginleşme fırsat penceresine halen sahip. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında iyi konumda. Dijital altyapıya yatırım yapacağız.
Bir iki yıl içerisinde yüksek gelirli ülkeler grubuna girme potansiyelimiz var. Kişi başı milli gelirde Avrupa Birliği ülkelerine yakınsıyoruz. Gelirdeki artış enflasyonla mücadelenin önemini bir kez daha vurguluyor. Programımıza sabır ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Büyüme potansiyelimiz halen yüksek. Borçluluk oranımız düşük. Dezenflasyonla birlikte çok daha iyi finansal koşullarla karşılaşacağız.
Reformlar için mali alan oluşturuyoruz. Vatandaşın hayat pahalılığından şikayetleri var, sorunları biliyoruz, sizleri duyuyoruz, kısa vadede tabii ki yavaşlama var ama uzun vadede hiçbir tereddüt yok. 2024 Kasım itibarıyla yenilenebilir enerjinin, üretimdeki payı %48'lere çıkmış, kurulu kapasitedeki payı da %59; G20 ülkeler arasında da iyi bir noktadayız. Önümüzdeki dönemde ciddi bir yatırım ile Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında hızlanmasını bekliyoruz, sektörün önünü açacak düzenlemeler yapacağız. Önümüzdeki dönemde Enerji Bakanlığımızın enerji verimliliği yatırımları da hız kazanacak. Nükleer kapasitemizi artıracağız, inşa halinde bir kapasite var, yeterli değil, 3-4 katı yatırım arayışımız var.
Elektrikli araçları destekliyoruz, 2023'te muazzam bir çıkış yaşandı, dışarıdan yatırımlarla daha da büyüyecek, Türkiye burada da geride değil. Karbon emisyonlarında bize akran ülkelerden daha düşüğüz, dünya ortalamasının bir tık üzerindeyiz, ciddi bir sanayi ülkesiyiz, geçen yıl karbon emisyonunda azalma var, Türkiye doğru yolda. İstikrar ve reform programının hala çalışıyor, programın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı. Gelecek sene %2'ye çıkar mı diye endişeliyiz, petrol düşük kalacaksa cari açıktaki iyileşmemiz geçici bir iyileşme değildir. Orta vadede yapısal dönüşüm ile biz cari fazlaya geçebiliriz.
Rezerv konusu; geçen yıl bir endişe konusuydu, artık bir endişe konusu olmaktan çıktı. Net rezerv 50 milyar doların üzerine geldi, oldukça iyi bir seviye, dolayısıyla Türkiye rezerv konusunu endişe olmaktan çıkardı, tabii ki doğru politikaları devam ettirirsek bu rezervler kalır, devam ettireceğiz. Rezerve yeterliliğini uluslararası standartlara göre Aralık itibarıyla yakalamış durumdayız. Sıcak para üzerinden bu program çalışıyor, diyorlar, öyle bir şey yok, bizim rezerv birikimimizin 3'te 2'sinden fazlası orta-uzun vadeli kaynaklar ve Türkiye içindeki portföy tercihlerinden kaynaklanıyor. Portföy yatırımlarının hepsi aşırı sıcak değil, dolayısıyla net bir şekilde bizim ne üstü örtük ne de açık bir kur hedefimiz yok, piyasalara bu mesajım.
Kur hedefimiz yok, olamaz da, bu sene ciddi fon akışı oldu, 110 milyar dolar döviz almak zorunda kaldık, buna rağmen yönettik, fon akışını yönetmek apayrı bir beceri setini gerektiriyor, Merkez Bankamız bu konuda iyi bir iş yürüttü. KKM'den çıkış sürüyor, devam edecek. Ülkemizin risk primi bize benzer ülkelere göre 10-11 kat daha hızlı düştü. Programın içeride ve dışarıda karşılığı olmazsa bu risk primi iyileşmesi olabilir mi?. Gerçek anlamda karşılığı olan bir program var ve sonuç alıyoruz. Hazine'nin dış borçlanma maliyetleri, Türkiye 227 baz puan, Türkiye'nin 428 baz puan düşmüş, Türkiye'nin borçlanma maliyetleri düşmüş, reel sektörün de düşmüş. CDS'lerdeki düşüş 5 yıl bugünkü haliyle devam ederse yıllık 7 milyar dolar dış borç faizinden tasarruf sağlayacağız. Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var. Programın temel hedeflerinden biri, ana hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır.
Hizmet enflasyonundaki katılık vardı, zamanla çözülür, çözülmeye başladı, 2025 bu anlamda çok daha destekleyici olacak, temel mal enflasyonu %29, gıda dahil mal enflasyonu %40'ın altı, enflasyonda ciddi düşüş var ve bu düşüş devam edecek. Büyük resme bakarsanız dezenflasyon başladı ve devam edecek. Piyasa beklentilerine, hanehalkı beklentilerine tabii ki önem veriyoruz.
En önemlisi arz yönlü politikalar. Bütçe açığı 2025'te düşecek, açık düşeceği için bu dezenflasyonu destekliyor. Konut deprem nedeniyle muazzam bir konut seferberliği var, 200 bin konut bu yıl sonunda teslim edilmiş olacak, önümüzdeki 1-1,5 yıl içinde 250 bin konut daha gelecek. Konut arzını artıracağız ve vatandaşımızın makul bir değer üzerinden ev kiralaması veya ev sahibi olmasının önünü açacağız. Arz yönlü politikalarda gıdanın önemi çok büyük.