802-508-7352
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, cezaevlerindeki olumsuz koşulların işkenceye vardığını öne sürdü, tepki çeken uygulamaların son bulması için Adalet Bakanlığı'na seslendi. Tanal, "Hak ihlallerine göz yuman her yetkili, Anayasa ve insan hakları önünde sorumludur." uyarısını yaptı. Tanal'ın tepkisiyle görünürlüğü artan "cezaevinde işkence" tartışmalarına karşı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ceza infaz kurumlarında bulunan herkes, insan onuruna yakışır, Hukuk Devleti ilkelerine uygun ve uluslararası standartlara dayalı şekilde muamele görmektedir." cevabını verdi.
"Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, bireysel trajedilerin ötesine geçmiş; artık sistematik bir eziyet, ayrımcılık ve işkence tablosuna dönüşmüştür." diyen Tanal, Metris Cezaevi’nde tutulan birçok vatandaşın tüberküloz, Parkinson, kalp rahatsızlıkları, bipolar bozukluklar, psikolojik travmalar ve ağır sağlık sorunlarıyla mücadele ederken temel tedavi haklarından bile yoksun bırakıldığını ileri sürdü.
Hastalara ilaç temin edilmediğini, kötü muamele nedeniyle morallerinin çöktüğünü, görüş ve iletişim haklarının kısıtlandığını, hatta eğitim hakkının engellendiğini belirten Tanal, Ceza İnfaz Kanunu’nun 6. maddesini hatırlattı:
“Ceza infaz kurumlarında bulunan herkes, insan onuruna uygun şekilde muamele görme hakkına sahiptir.”
Tanal, mevcut uygulamaların bu yasa ve Anayasa’da geçen "Kimseye işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza uygulanamaz" kuralını ihlal ettiğini söyledi.
CHP Şanlıurfa Milletvekili, "Bu gençler arasında üniversite sınavına hazırlananlar, ailesinin geçimini üstlenenler, hastalara bakanlar ve yalnız başına hayatta kalmaya çalışanlar bulunmaktadır. Barışçıl ve silahsız şekilde ifade özgürlüğünü kullandığı için cezaevinde bulunan bireylerin maruz kaldığı bu zulüm, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. ve 10. maddelerine de aykırıdır." dedi.
"Ceza, özgürlüğün kısıtlanmasıdır; insanlık onurunun yok edilmesi değil" tepkisini gösteren Tanal, hiç kimsenin tedaviden, eğitimden, ailesine ulaşmaktan, avukata erişmekten ve insan gibi muamele görmekten mahrum bırakılamayacağını vurguladı.
Tanal, sosyal medyada paylaştığı kamuoyu duyurusunda Adalet Bakanlığı’na, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na ve Cezaevi İzleme Kurulları’na seslendi:
"Bu utancı durdurun! Her bir bireyin sağlık, yaşam ve savunma hakkı vardır. Genç yaşta cezaevine girmiş çocuklar, hukuk devletinin değil, vicdansız bir sistemin kurbanı olamaz! Bu sürecin takipçisiyiz. Hak ihlallerine göz yuman her yetkili, Anayasa ve insan hakları önünde sorumludur."
Tanal'ın kamuoyu duyurusundan kısa bir süre sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'da sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin bir açıklama yayımladı. Tunç, "Tutuklu ve hükümlüler, devletimize emanettir. Ceza infaz kurumlarında bulunan herkes, insan onuruna yakışır, Hukuk Devleti ilkelerine uygun ve uluslararası standartlara dayalı şekilde muamele görmektedir." ifadelerini kullandı.
Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki tutuklu ve hükümlüler hakkında maksatlı ve tamamen asılsız iddiaların dolaşıma sokulduğunu savunan Tunç, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklanan bazı kişilere yönelik; aile görüşmeleri, sağlık, hijyen, barınma ve diğer temel hakların engellendiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu haklar, yasal güvence altındadır ve titiz bir şekilde uygulanmaktadır. Aksi bir durum asla söz konusu değildir." açıklamasını yaptı.
İşkence ve kötü muamele yapıldığına yönelik iddiaların gerçek dışı, vicdan ve izandan yoksun iftiralar olduğunu söyleyen Tunç, "Mesnetsiz iddialar, devletimizi, adalet sistemimizi ve infaz kurumlarımızı itibarsızlaştırmayı hedefleyen karanlık bir propagandanın parçasıdır. Türk Ceza İnfaz Sistemi, ulusal ve uluslararası bağımsız denetimlere açık, şeffaf ve insan onurunu en üst düzeyde tutan bir yapıya sahiptir. Adalet Bakanlığı olarak hukukun üstünlüğü ilkesinden asla taviz vermeyecek, insan onurunu önceleyen bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz." dedi.