802-508-7352
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Türk otomotiv sektörüne ilişkin kritik uyarılarda bulundu. Derneğin yeni başkanı Yakup Birinci ve eski başkanı Albert Saydam, İstanbul’da düzenledikleri basın toplantısında hem üretim verilerine dair endişeleri hem de yabancı sermayeli firmaların Türkiye'deki varlıklarını gözden geçirmeye başladığını duyurdu.
Yakup Birinci, küresel ekonomide yaşanan dalgalanmalar, ticaret savaşları ve arz zinciri sorunları nedeniyle dünya genelinde otomotiv üretiminin beklenen 100 milyon adedin altında, 92-93 milyon adet bandında seyrettiğini ifade etti. Bu küresel daralma karşısında Türkiye'nin üretim kapasitesinde düşüş eğilimi gösterdiğine dikkat çekti.
Ekonomim'in haberine göre Birinci, “Şu anda üretim 1,8 milyon adet civarında seyrediyor. Ancak bu rakamın 2026 yılında 1,4 milyon adede kadar düşme riski bulunuyor. Türkiye’nin toplam pazardaki payı azalıyor. İç pazarın daralması da bu düşüşte belirleyici faktörlerden biri,” dedi. Sektör için "tehlike çanları çalıyor" uyarısında bulunan Birinci, rekabet gücünün korunamaması halinde Türkiye'nin küresel sıralamadaki konumunun sarsılabileceğini vurguladı.
Türkiye’nin 2025 yılında ilk kez küresel otomotiv üretiminde ilk 10 ülke arasına girmesinin mümkün olduğunu belirten Birinci, bu başarının kalıcı hale gelmesi için yıllık üretimin 2 milyon adete yaklaşması gerektiğini söyledi. “Aksi takdirde 10’unculuktan bir anda 15’inci sıraya düşmek işten bile değil” ifadelerini kullandı.
TAYSAD Eski Başkanı Albert Saydam ise Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet gösteren bazı küresel otomotiv tedarikçilerinin, artan maliyetler ve azalan rekabet gücü nedeniyle Türkiye’deki yatırımlarını gözden geçirdiğini açıkladı. Saydam, "Yıllardır Türkiye’de üretim yapan, binlerce çalışanı bulunan ve alanında küresel lider konumunda olan bazı firmalar, yönetim kurulu düzeyinde Türkiye’deki varlıklarını sorgulamaya başladı. Hatta bu firmalardan biri, gelecek yıl fabrikalarından birini kapatmayı değerlendiriyor” dedi.
TAYSAD yönetimi, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak ve Türkiye’yi küresel otomotiv değer zincirinde üst sıralarda tutabilmek için devlet destekli yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Kur, enerji, iş gücü maliyetleri ve yatırım ortamının yeniden ele alınması gerektiği ifade edildi.