Orta Doğu'da tırmanan gerilim ve İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamının bölgeye yayılma endişesi, birçok ülkeyi harekete geçirdi. ABD ve Batılı müttefiklerinin yanı sıra Ürdün, Suudi Arabistan ve Güney Kore de vatandaşlarından Lübnan'ı derhal terk etmelerini istedi.
Lübnan'da güvenlik durumunun hızla kötüleşmesi, bu çağrıların ardında yatan temel neden olarak gösteriliyor. Giderek artan siyasi ve askeri gerilim, bölgedeki yabancı vatandaşlar için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu gelişmelerin ışığında, Lübnan'daki durum ve uluslararası tepkiler kapsamlı bir şekilde ele alınacak.
ABD, vatandaşlarına "uygun herhangi bir biletle" Lübnan'ı terk etmeleri çağrısında bulunurken, İngiltere, İsveç, Fransa, İtalya, Kanada ve Avustralya da benzer uyarılar yayınladı.
İran, Hamas lideri İsmail Haniye'nin Çarşamba günü Tahran'da öldürülmesinden İsrail'i sorumlu tuttu ve "şiddetli" misilleme sözü verdi. Bu suikasttan saatler önce İsrail, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Hizbullah komutanı Fuad Şükür'ü öldürmüştü. İran'ın desteklediği Lübnan merkezli Hizbullah'ın bu tür bir misillemede rol oynayabileceği ve bunun da İsrail'in ciddi bir karşılık vermesine yol açabileceği endişesi var.
Hizbullah, Pazar günü yerel saatle 00:25 sularında İsrail'in kuzeyindeki Beyt Hillel kasabasına onlarca roket fırlattı. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde İsrail'in Demir Kubbe hava savunma sisteminin roketleri engellediği görüldü. Olayda herhangi bir can kaybı bildirilmedi. İsrail hava kuvvetleri de aynı gün güney Lübnan'daki hedefleri vurdu.
Gazze'deki sağlık bakanlığı yetkilileri, Pazar günü İsrail hava saldırısının bir hastane içindeki çadırı vurduğunu ve en az beş kişinin öldüğünü açıkladı. Yetkililer, Pazar günü iki okula yapılan saldırıda da aralarında çocukların bulunduğu 30 Filistinlinin öldüğünü bildirdi.
ABD Büyükelçiliği, Cumartesi günü yaptığı açıklamada vatandaşlarına Lübnan'ı terk etmeleri çağrısında bulundu. Lübnan'da kalmayı tercih edenlerin "acil durum planları yapmaları" ve "uzun bir süre boyunca yerlerinde kalmaya" hazır olmaları gerektiğini vurguladı. Birçok havayolu şirketinin uçuşlarını askıya aldığı ve iptal ettiği, birçoğunun da biletlerinin tükendiği ancak "Lübnan'dan ayrılmak için ticari ulaşım seçeneklerinin halen mevcut olduğu" belirtildi.
Pentagon, İsrail'i İran ve desteklediği grupların olası saldırılarından korumak için bölgeye ek savaş gemileri ve savaş uçakları gönderileceğini açıkladı. İngiltere de tahliyelere yardımcı olmak üzere bölgeye ilave askeri personel, konsolosluk personeli ve sınır gücü yetkilileri gönderdiğini duyurdu; ancak vatandaşlarını "ticari uçuşlar devam ederken" Lübnan'ı terk etmeye çağırdı. İki İngiliz askeri gemisi bölgede bulunuyor ve Kraliyet Hava Kuvvetleri nakliye helikopterlerini hazır bekletiyor. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, bölgedeki durumun "hızla kötüleşebileceği" konusunda uyardı.
İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri Kani, AB Dış Politika Şefi Josep Borrell ile yaptığı telefon görüşmesinde İran'ın İsrail'i "cezalandırmak" için "kuşkusuz doğal ve meşru hakkını kullanacağını" belirtti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise İsraillileri "önümüzde zorlu günler var... Her taraftan tehditler duyuyoruz. Her türlü senaryoya hazırlıklıyız" diyerek uyardı.