Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayisinde dönüm noktalarından biri olan Altay ana muharebe tankı, modern harp şartlarına uygun üstün özellikleriyle dikkat çekiyor. BMC Savunma tarafından geliştirilen ve üretimi Sakarya Arifiye’de yapılan Altay tankı, bugün envantere girdi.
ASELSAN, milli imkanlarla geliştirilen ALTAY Ana Muharebe Tankı'na kazandırdığı sistemlerle Türkiye'yi zırhlı platform teknolojilerinde üst lige taşıdı. Milli Savunma Bakanlığı'na (MSB) bağlı Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi (MKE), ALTAY Tankı'nın 120 milimetre 55 kalibrelik, 7 metre 118 santimetre uzunluğundaki ana silah sistemini üretti. MKE'den edinilen bilgiye göre, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ilk teslimatları gerçekleştirilecek Türkiye'nin milli ana muharebe tankı ALTAY'ın silah sistemlerinin altında Türkiye'nin en köklü savunma sanayi şirketlerinden MKE'nin de imzası bulunuyor.
ERDOĞAN ÖZEL ÜRETİM TOGG İLE TÖREN ALANINDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan tören alanına özel üretim TOGG ile geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Törenimize teşrif eden her kardeşime teşekkür ediyorum. Bugün zırhlı araç üretim tesisimizin açılışı ve Altay Tanklarının teslimi için bir aradayız.
Buna geçmeden önce Balıkesir'de yaşanan depremden dolayı vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Can kaybımız olmadı. 26 vatandaşımız yaralandı. Kendilerine şifalar diliyorum. Hasar tespit çalışmaları devam ediyor.
"SAVUNMADA HEDEF TAM BAĞIMSIZLIK"
Türk savunma sanayi adına büyük bir gururu hep birlikte yaşıyoruz. Gerek bu tesis gerekse yapılan Altay Tankı Türk mühendislerimize güvenimizin boşa olmadığını gösteriyor. Bu uğurda ter döken şahadete eren kardeşlerime de Allah'tan rahmet diliyorum. TUSAŞ tesisine yapılan terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmetle yad ediyorum.
Savunma sanayide tam bağımsız Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz. Yerli ve milli araçlarımızı envanterimize katıyoruz. Bundan 2 iki ay önce sistemler sistemi Çelik Kubbe'yi kahraman ordumuza kazandırdık. 1,5 milyar dolarlık ASELSAN üretim tesisinin temelini atmıştık.
840 bin metrekarelik alana yayılan bu devasa tesiste 1500 personelimiz görev yapacak. Kapsamlı bir teknoloji üssü savunma ekosistemimize entegre olacak. Bu tesiste her ay 8 Altay, 10 adet Altuğ üretilecek. Hedefimiz kritik malzemelerde kimseye bağlı olmamaktır. Ambargolara rağmen nasıl bu seviyeye geldiysek, bundan sonrada çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Önümüze çıkan bizi sadece yavaşlatır, belki biraz geciktirir ama menzile ulaşmamıza asla mani olamaz. Ya bir yol bulur ya bir yol açar hedeflediğimiz yere ulaşırız. Bu modern tesisin hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum.
"YENİ BİR JEOPOLİTİK DENKLEM KURULUYOR"
Yeni araçlar, yeni imkanlar, yeni kabiliyetler küresel mücadelenin alanını genişletiyor. Gümrük vergilerinin teknolojik gelişmeleri etkilediği hassas bir dönemin içindeyiz. Yeni bir jeopolitik bir denklem kuruluyor. Uluslararası sistem artık hem kabuk hem sistem değiştiriyor.
Uluslararası hukuk insanlara artık güven vermiyor. Bunu öne 1990'lı yıllarda Bosna'da gördük. 14 yıl boyunca Suriye'de gördük. Son olarak da 70 bin masumun hayatını kaybettiği Gazze'de gördük. Ne uluslararası hukuk ne dev bütçeli kurumlar bu katliamların önüne geçemedi. Bırakın engellemeyi eli kanlı zalimleri desteklediler. Bunun için her alanda güçlü ve her alanda caydırıcı olmanız gerekiyor. Yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız. Aksi takdirde kurtlar sofrasına dönüşen bu düzende kimse kimseye acımaz.
Risk ve tehditlerin artığı bu dönemde bunun farkına varan ilk ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Dersimize çok iyi çalıştık. Son 23 yılda savunma sanayi ve diplomasi olmak üzere Türkiye'yi iyi bir noktaya getirdi. Güçlünün güçsüzü ezmediği diplomatik, asgari, ticari ve ekonomik tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kardeşlerimizin yaralarını sardık. İmkanlarımız ölçüsünde hiç bir bagaj taşımadan elimizden geleni yaptık. Bunun için kendi teknolojimizi de kendimiz üretmeye başladık. Son yıllarda büyük bir ivme yakaladık. Sizi 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk. Ama şuanda hamd olsun silahların üreten bir Türkiye var.
Savunma sanayinde yüzde 20 yerlilik oranı yoktu, şimdi ise yüzde 80'lere çıktık. SİHA'ları üreten, AKINCI'sını üreten bir Türkiye var. Destan yazmaya devam ediyoruz. Takip eden değil, takip edilen bir ülke durumuna geldik. Her hamlesi her ürünü merakla beklenen bir ülkeyiz. Sektördeki 3500 savunma sanayi şirketimiz, 100 bin kalifiye çalışanımız var.
"EN BÜYÜK 11. SAVUNMA İHRACATÇISIYIZ"
Güvenlik güçlerimizin neredeyse hepsini yerli olarak karşılıyoruz. 1400'ün üzerinde projemiz var. SİHA ve İHA üretiminde dünyanın ilk 3 ülkesi arasındayız. Dünyadaki en büyük 11. savunma ihracatçısıyız. 2024'te savunma ihracatında yüzde 65 ile yerimizi aldık. Tam 180 ülkeye ürün ihraç ettik. 2025'te bu sayının daha da artacağını öngörüyoruz.
Geçmişte ambargolara mağruz kalmış bir ülke olarak bunları yaptık. Onlar yapamazsınız diyordu, biz yaparsa bu ülkenin evlatları yapar dedik ve yola koyulduk. Bu ülkenin genç beyinlerine inandık, onlara güvendik. Başımızı belaya sokmayın diyenlere rağmen yaptık. Siz teknolojiden ne anlarsınız diyenlere rağmen bunları başardık. Biz de hiç riske girmeden iktidarımızı rahatça sürdürebilirdik. Biz itiraz ettik, baş kaldırdık. Kelle koltukta bir savunma ekosistemini ülkemizde inşa ettik.
Tabi burada savunma sanayimize yaptığımız yatırımların gerçek değeri önümüzdeki yıllarda daha da iyi anlaşılacak. Bizden sonraki nesiller daha net görecek. Biz ulaştığımız noktayı asla yeterli bulmuyoruz. Şu Altay Tanklarını burada görüyoruz. Ama yeterli değil. Biz çok daha ileri teknoloji yakalamak zorundayız. Bu Alman teknolojiydi. Artık yapıyoruz.