G-XKX1J2WR62
"Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM'ye gelmeli, daha sonra Türk milletine sorulmalıdır ve öyle karar alınmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı da milletvekilleri de halktan alınan vergilerle maaşını alan birer memurdur"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrısı ve sonrasında yaşanan tartışmalara ilişkin olarak, "Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM'ye gelmeli, daha sonra Türk milletine sorulmalıdır ve öyle karar alınmalıdır. Ben de dahil, Sayın Cumhurbaşkanı da milletvekilleri de halktan alınan vergilerle maaşını alan birer memurdur. Kendi başına, sadece kendi kararlarıyla Türkiye'ye kimsenin bir şey dayatma hakkı yoktur, son söz Türk milletine aittir" dedi. Yavaş, Bahçeli'nin çağrısı sonrasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sessiz kaldığının hatırlatılması üzerine, "Bu durum sanki bir başka kanadın harekete geçirildiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Cumhuriyet’in 101'inci yıl dönümüne özel olarak hazırladığı "T.C. Cumhuriyet Tüneli"ni ziyarete açtı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, açılışta yaptığı konuşmada, "Bin yıllık hikayedir bu coğrafyada. Bu hikayenin her satırında vatan aşkı ve bağımsızlık uğruna ödenen acı bedeller var. Bu topraklar, bağımsızlık uğruna nice erleri, 15’lileri, 57’nci Alayı ve nice şehitleri bağrına bastı ve basmaya da devam ediyor. Atatürk ve silah arkadaşlarının, Nene Hatun’un, Şerife Bacı'nın, Kara Fatma'nın ve terör karşısında ülkeyi böldürmemek için canlarını veren şehitlerimizin kahramanlık hikayeleri bize güç veriyor, şeref veriyor. Asla unutmayacağız" dedi.
Ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Mansur Yavaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrısının ardından başlayan "yeni çözüm süreci" iddialarına ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Her seferinde insanın aklının hayalinin almadığı açıklamalar var. Ben bu tür açıklamalara katılmadığımı söylerim. Hukuk devletiysek, yapılan her şeyin hukuka uygun olması gerekir. Varsa bu konuda plan proje, vekillerin bunu Meclis'te tartışması gerekir. Ayrıca bu da yetmez; bazı şeylerin halka da sorulması lazım. Bir başkasına karşı işlenen suçu birisinin affetmesi gibi şeyler mümkün değildir. Toplum bu konuda çok acı çekmiştir. Ortak yaşama iradesi olmasaydı bu toplum çoktan ayrışırdı. Bunların toplumdaki ortak yaşama iradesini yaraladığını düşünüyorum. Kim hangi grubun temsilcisidir, neye göre temsilcidir, bu yetkiyi kimden almıştır, bu kime sorulmuştur, bunların hepsi tartışma konusudur. Varsa böyle bir plan, proje bunların hem halka iletilmesi, hem de Meclis'te grubu olan partilerle paylaşılması lazım.
Dışarıda hazırlanan bir proje varsa ve biz buna alet ediliyorsak, elbette biz buna karşıyız. Ne sınırlarımızın değişmesine ne de üniter yapımızın değişmesine asla izin verilemez. Bu konuda hiç kimsenin de kendi başına karar vermesi mümkün değildir. Buna karar verecek Türk milleti ve onların temsilcisi milletvekilleridir.
Ben bekliyorum önümüzdeki grupta bir el yükseltilip ne denilecek, gerçekten merak ediyorum. Çünkü hiç beklemediğimiz hadiseler. Dün yayınlanan bir rapora göre toplum bu talepten oldukça incindi. Hem Türk mahkemelerinde hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce verilmiş kararla terörist başı ve terör örgütü lideri olduğu kabul edişmiş ve cezası onanmış birisinin muhatap alınması gerçekten Türkiye'deki hukuk sistemine aykırıdır. Bence bunun tartışılması lazım. Meşruiyet ancak ve ancak TBMM'de aranır. Göreceğiz; önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir şeyler TBMM'ye gelecektir.
Anayasa'nın ilk 4 maddesinin yavaş yavaş, olumlu-olumsuz denilerek tartışılmaya açılması, zaten bu günlerin geleceğini gösteriyordu. Ama ben Türk milletinin bu kadar kanlı terör eylemlerine rağmen, komşuluk ilişkileri, iş yerlerindeki ilişkileri ve bunun sonucu ortak yaşama iradesinde herhangi bie eksiklik görmedim. Eksiklik görenler terör örgütünün uzantılarıdır. Toplumumuzda ne bir anayasa değişikliği talebi vardır, ne de bu konularda bir rahatsızlık vardır. Rahatsız olanlar, rahatsızlığı kendisinde aramalıdır."
Yavaş, "Bahçeli'nin çağrısı karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sessizliği var. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bunu da görüyoruz evet. Biliyorsunuz, hükümete yakın gazetelerde 'Öcalan'ın yeri İmralı'dır' şeklinde başlıklar çıktı. Bu başlıklar durup dururken atılmaz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bugüne kadar bu konuda hiçbir şey söylememesi sanki bir başka kanadın harekete geçirildiğini gösteriyor. Bunlar ulu orta konuşulacak şeyler değildir. Varsa bir şey Meclis'teki bütün partilerin grup başkanvekillerinin yan yana gelip tartışması, daha sonra da bunların toplumun önüne getirilip tartışılmasında fayda var.
Daha önceki çözüm sürecinin başarısız olmasının en büyük nedeni; iki kişiden başka hiç kimse plan nedir bilmiyordu. Bu nedenle başarıya ulaşmadı, çözeceğiz derken daha da bozdular. 800 kadar asker ve polisimizin kanı hala orada duruyor. Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM'ye gelmeli, daha sonra Türk milletine sorulmalıdır ve öyle karar alınmalıdır. Onun dışında hiç kimsenin bu konularda hiçbir yetkisi yoktur. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı'na da Sayın Bahçeli'ye de bu yetkiyi halk vermiştir. Türk milleti her şeyin üzerindedir. Ben de dahil, Sayın Cumhurbaşkanı da milletvekilleri de halktan alınan vergilerle maaşını alan birer memurdur. Kendi başına, sadece kendi kararlarıyla Türkiye'ye kimsenin bir şey dayatma hakkı yoktur, son söz Türk milletine aittir."
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.