MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaparak, PKK’nın silah bırakma sürecini tamamlaması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğini ifade eden Bahçeli, “Bugüne kadar ödenen bedellere yeniden katlanmak artık söz konusu olamaz. Terörün yeni çatışma zeminlerine çekilmesine asla izin verilmemeli” dedi.
PKK’nın örgütsel varlığını sona erdirdiğini ve silah bıraktığını açıkladığını hatırlatan Bahçeli, bu sürecin kalıcı hale getirilmesi gerektiğini belirtti. MHP Lideri, “Kanlı sürecin artık tamamen sona erdirilmesi elzemdir” ifadelerini kullanırken, DEM Parti’nin sorumlu ve çözüm odaklı temaslarının da dikkatle izlendiğini vurguladı.
Bahçeli, Türkiye’nin terörle mücadelede yeni bir safhaya geçtiğine işaret ederek, “Sivri ve kışkırtıcı söylemlerden uzak durulmalı, hiç kimse yeni bir çatışma ortamının sorumluluğunu taşıyamaz” uyarısında bulundu.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Peygamberimize saldırıyı lanetliyorum. İslamofobiye karşı hukuki eylem planı hazırlanmalı. Sözde mizah dergisinde Efendimiz Resulullah'a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyor, İslamofobi tehdidine karşı bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum. Geçirmiş olduğum rahatsızlık sebebiyle ayrılığa gönülsüz de olsa boyun eğmek zorunda kaldık. Buna rağmen çalışmalarımızı kesintisiz sürdürdük. Türkiye ve Dünya gündemini yakından takip ve not ettik. İhtiyaç olan her durumda görüş ve düşüncelerimizi aziz milletimizle paylaştık ancak fitne durur mu elbette durmadı duraklamadı. Yaylım ateşine ara vermedi. Yapay zeka ile konuştuğumu ileri süren kabak kafaları zehirli dilleri şaşkınlıkla izledik. Dublör kullanıyor o değil yerine robot yapılmış gerçekler gizleniyor çoktan öldü diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk. Bilmiyorlar ki taşıdığımız can emanetini alacak sadece ve sadece hikmetinden Sual olunmayacak yüce Allah’tır.
Şükürler olsun ki sağlığımız saadetimiz ve kuvvetimiz yerindedir. Üstelik yapacak çok daha çok işimiz ulaşılacak daha çok hedefimiz sevindirecek daha çok dostumuz titretecek daha çok düşmanımız vardır.
Türk milleti layık olduğu refah huzur ve gelişmişlik seviyesinde muhakkak yükselecektir. Ormanlar milli servettir ormanlar manevi berekettir. Bir ağacın yanması bir ormanın yok olması esasen ülke ve millet varlığına kastetmektir. İhmalkarlıktan dikkatsizlikten düşüncesizlikten tedbirsizlikten pervasızlıktan magandalıktan veya sabotajlardan kaynaklı yangınlar artık tahammül sırlarını aşmıştır. Geçen hafta ülkemizin farklı il ve ilçelerinde çıkan orman yangınları olağanüstü dönemlerin alınmasını mecburi hale getirmiştir. Yaz aylarında acaba ormanlarımız gene yanacak mı sorusunun devamlı surette aklımıza gelmesi sonra da korktuğumuzun başımıza gelmesi rutinleşen ve milletimizi derinden yaralayan bir kısır döngü haline almıştır. İnanıyorum ki yanan ormanlarımızın tekrar yeşillenmesi tekrar eski güzelliğine kavuşması elbirliğiyle mümkün olacaktır. Yangınlarla mücadelede aktif olarak devreye giren sahada çalışan görevlilerle koordineli biçimde faaliyet gösteren zamanında alarma geçen Ülkü ocakları eğitim ve Kültür vakfımızın her mensubuna gönülden teşekkür ediyorum. Yangınlara karşı devletin her kurumu ile dayanışma halindeyiz. Yangınlarla boğuşan insanımıza geçmiş olsun diyorum. Bu felaketin de altından kalkacağımıza yaralarımızı teker teker saracağımıza kalpten inanıyorum.
Muhalefetin siyasi ahlak ve vicdan bağlamında şiddetli bir yıkıma maruz kaldığı ortadadır. Filiz verip yapraklanması imkansız kütük gibi görünenlerden ne ülkemize ne de milletimize bir yararı dokunmayacaktır. Kuşku bulutlarının altında tedirgin fısıltıların boyunduruğunda şaibeli ilişkilerin merkezinde yer alanların dört başı mamur siyasi karakter ve ahlaki duruş göstermeleri boşuna bir hevestir. Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından tutun da parti kongrelerinin gölgesine kadar her çarpık ve gayrimeşru vakanın ortaya çıkması en başta milletimize büyük bir hakarettir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin mahkemelik olması günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. kurultay ile ilgili görünen davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025’e ertelenmesini bizim nazarımızda herhangi bir değeri bir gündemi yoktur.
9 Eylül'e bir ve bütün halinde ulaşması Cumhuriyet Halk Partisi için demokratik bir fırsattır. Eğer bu samimi tavsiyelerimiz gerçekleşmezse bu parti Türk siyasetini yıpratacaktır. Hem siyasi varlığına yazık edecek hem de Türk demokrasisini zedeleyecektir. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi artık siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi açmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanının Avrupa’da Türkiye’nin aleyhine konuşması karanlık üslubun kararmış ve katılaşmış bilincinin somut yankısından başka bir şey değildir. Neymiş bu zat alman sosyal demokrat Parti’nin kongresinde ayakta alkışlanmış. Geçiniz bu masalları gelin de külahıma anlatın bu zırvaları. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini tartışması hatta kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ülkesizlik ve itibarsızlıktır.
CHP'nin geleceğinin dış güçlerin insaf ve merhametine terk edenlerin kuvayi milliyetçiliğe geçiş yapmaları oldukça üzücüdür. Muhataplarını samimiyetle ikaz ediyoruz. Aklınızı başınıza alın tarihin ve milletin hükmüne kulak verin.
Yeni yüzyılda teröre yeri yoktur. Bugüne kadar ödenen bedeller çekilen çilelere tekrar katlanmak yeniden muhatap kalmak söz konusu değildir. Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle PKK’nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı. Hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tariflere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. PKK örgütsel varlığını fes ettiğini ve silahları bıraktığını açıklamıştır. DEM Parti'nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır.
Umutlar kabarmalı barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. Milletimizin her ferdine elimizi uzatıp ferah ve selamet dolu bir geleceğin mimarisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceğiz.
Bizi tek yürek yapan bu muhteşem değerler malzemesi bir günde oluşmamıştır. Bizler buna milli kültür diyoruz doğudan batıya kuzeyden güneye hep birlikte vücut verdiğimiz bu milli kültürde şeref var haysiyet vardır vicdan var merhamet vardır şiir var marş vardır halay var zeybek var boran vardır. Bir bayram sabahı ellerinden öpülmesi bir Kandil gecesi duaların edilmesi ve yeri geldiğinde ya istiklal ya ölüm denilmesi vardır.
Nükleer silahların kullanımı ile ilgili iddialar feci tehditlerin varlığına işarettir. Yeni bir dünya savaşının fitilini tutuşturmak için adeta planlı bir rekabet söz konusudur. Gazze'de emzik yerine kefenlenmiş çocuklar rezil rüsva olmuş bir dünya gerçeği karşımızdadır. İşte bu ibretlik gerçeğe karşı terörsüz Türkiye milli varlığımızın iç barış ve huzurumuzun ebedi güvencesi aşılması mümkün olmayan kale duvarıdır.
Siyonist emperyalist barbarlığın maksadı bellidir. Türkiye’nin etkisizleştirilmesini temin etmektir. Gücüne güç katan savunma sanayinde altın çağını yaşayan milli birlik ve beraberliğini perçinleyen Türkiye’mizi çekemeyen rahatsız ve huzursuz olmasını hedefleyen zülüm projeleri devrededir.
Salı
28.1 °
Çarşamba
26.5 °
Perşembe
27.8 °