Işıner Güngör

ABD Başkanlık Seçimleri

İnsanlık olarak tek temennimiz dünyada dış politikayı domine eden ülkelerden biri olan ABD’de barış yanlısı bir başkanın seçimi kazanmasıdır.


Işıner Güngör


ABD Başkanlık Seçimleri

İnsanlık olarak tek temennimiz dünyada dış politikayı domine eden ülkelerden biri olan ABD’de barış yanlısı bir başkanın seçimi kazanmasıdır.


Yeni yılla birlikte birçok ülkede seçim takvimi işlemeye başladı. 2024 yılında dünya genelinde 70’ten fazla ülkede yaklaşık 2 milyar insanın oy kullanacağı bir seçim maratonu bizleri bekliyor. Dünya düzeni üzerinde muhtemel etkisi olan ve tüm ülkelerdeki kişilerin dikkatini çeken seçimlerin başında ABD başkanlık seçimleri gelmektedir.

Bir gerçek var ki ülkelerdeki devlet ve hükûmet başkanlarındaki değişimler ülkelerde uluslararası ilişkiler bağlamında yeni politik varyasyonları, diğer ülkelerle farklı yoğunluktaki ilişkileri beraberinde getirebilmektedir. Örneğin George Bush döneminde İran’ı dışlayan bir anlayış hâkimken, Barrack Obama ise İran ile diyalog içerisinde bir yaklaşımı benimsemiştir.

Le Monde yazarı Alain Frachon kendi köşesinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu yıl gerçekleşecek olan ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın seçilmesi ihtimaline değer verdiğinden bahsetmiştir. İki ülkenin mevcut liderinin Trump ile eski günlere dönebileceği beklentisinde olduğunu paylaşmıştır. 

Trump zamanında uluslararası düzlemde İsrail’i destekleyici diplomatik hamleler gerçekleştirilmiştir. Bunlardan bazıları, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olması için girişimler ve Golan Tepeleri Deklarasyonu’dur. Milliyet gazetesi köşe yazarı Güneri Cıvaoğlu ise Trump’ın Netanyahu ile ilişkisini beş kelimeyle özetlemiştir. “Trump, Netanyahu ne istediyse verdi.” demiştir.

Bunlara ek olarak, Trump döneminde Orta Doğu’da barış atmosferini egemen kılmak için imzalanan İbrahim Anlaşmaları (Abraham Accords) İsrail ile Arap devletleri arasında diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesini hedeflemekteydi. Arap ülkeleri ABD’nin desteğini almak ve İran’dan gelecek tehditleri bertaraf etmek için anlaşmaya taraf olmuşlardı. Her ne kadar anlaşmalar imzalansa da etkisi sınırlı düzeyde kalmıştır. Gazeteci Hakkı Öcal İsrail’de bu anlaşmalara muhalif olanların sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu belirtmiştir. Öcal, “Arap ülkeleri arasında barışı sağlayacak çok taraflı anlaşma girişimine İsrail’de aklı başında hiç kimse destek vermedi. Netanyahu’dan başka! ABD ise, Trump’ıyla barış ilişkilerini nasıl ticarete tahvil edebileceğine, Biden’ıyla anlaşmazlıkları nasıl çatışmaya çevirebileceğine odaklandı.” tespitinde bulunmuştur.

Trump başkanlık adaylığı sırasında Rusya ile ilişkileri düzeltmek istediğini açık bir şekilde belirtmiş, göreve geldikten sonra ise ABD-Rusya ilişkilerinde yumuşama hissedilmiştir. Trump ve Rusya arasındaki iddialar hâlen canlılığını korumaktadır. Michael Isikoff tarafından kaleme alınan Rus Ruleti (Russian Roulette) isimli kitapta Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak seçilmesine ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile ilişkilerine ayrıntılı yer verilmiştir.

Geçen ay ABD Senatosu’nda Ukrayna’ya yardım kapsamında 61 milyar dolar değerindeki askeri paket tasarısı Trump’ın bağlı bulunduğu siyasi oluşum olan Cumhuriyetçiler tarafından engellenmiştir. Tasarılar Senato’da uygun görüldükten sonra Temsilciler Meclisi’nin onayına sunulmaktadır. Bu arada, ABD’deki Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin çoğunluğa sahip olduğunu belirtmekte yarar var.

ABD Başkanı Joe Biden, Cumhuriyetçilerin Senato’da Ukrayna yardım paketini bloke etmesiyle ilgili bir açıklama yapmıştır. Biden, paketin geçmemesi haberinin Rusya’da sevinçle karşılandığını belirterek, eğer bu haber Rus propagandacılar tarafından kutlanıyorsa Cumhuriyetçiler yaptıklarını yeniden düşünmeli demiştir.

Başkanlık seçimiyle ilgili kampanyalar çerçevesinde ABD Başkanı Biden Valley Forge bölgesinde yaptığı konuşmada Trump’ı eleştirerek birçok davada aleyhine karar çıktığına atıfta bulunmuştur. Şu an itibarıyla eski Başkan Trump’ın 6 Ocak 2021’de ABD Kongresi’ne yapılan baskınla ilişkilendirilen dava süreçleri devam etmekte, hatta bazı eyaletlerdeki ön seçimlere katılmaması için kesin olmayan kararlar mevcuttur. BBC’nin verdiği bilgilere göre ise son yapılan anketlerde Trump, Başkan Joe Biden'a göre favori görünmektedir.

Amerika’daki genç seçmenler hakkında da bir parantez açmanın faydası vardır. 18-29 yaş arasındaki yaş grubu genç seçmen kitlesi olarak adlandırılmaktadır. Tufts Üniversitesi’nin aktardığına göre genç seçmen toplam oran içerisinde % 27’dir. Savaş karşıtlığı, iklim değişikliği ve toplumsal sorunlara karşı gençlerin hassas olduğu bilinmektedir. ABD’deki seçimlerde gençleri ayrı bir faktör olarak değerlendirmek gerekmektedir. Biden’ın Gazze’deki savaşta İsrail’e desteği ve barış adına pasif politika izlemesi gençler tarafından eleştirilmektedir. 

Amerika Birleşik Devletleri’nde 5 Kasım 2024 tarihinde başkanlık seçimleri gerçekleşecektir. ABD’de ortaya çıkacak seçim sonuçları dünya çapında diplomatik etkiler üretebilecek türdendir. Kimin ABD başkanı olacağı hâlihazırda savaş süren bölgelerde çatışmalardan barış atmosferine geçiş için kilit önem taşımaktadır. 

İnsanlık olarak tek temennimiz dünyada dış politikayı domine eden ülkelerden biri olan ABD’de barış yanlısı bir başkanın seçimi kazanmasıdır. Bölgemizde devam eden savaşların bir an önce son bulması ve savaştan harap olan ülkelerin ekonomik olarak ayağa kaldırılması öncelikli adımlar olmalıdır. 

Barışın ne kadar kıymetli olduğunu savaş coğrafyalarındaki insanlar çok iyi bilmektedir. Burada asıl önemli nokta huzurlu ve istikrarlı ülkelerdeki insanlara da barışın paha biçilmez olduğunu anlatmaktır. İşte o zaman barış kelimesi tüm insanlık için aynı anlama gelecektir.