ABD derin devleti için düşünce üreten bir kuruluş olarak bilinen ancak kendisini, “Liderlere kanıta dayalı kararlar almaları için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlayan, kâr amacı gütmeyen, tarafsız bir araştırma kuruluşu” diye tanıtan Rand, Rebecca Lucas imzasıyla ve “Türkiye’ye yönelmek” başlığıyla, NATO üyesi AB ülkelerine bir çeşit açık tavsiye mektubu yayınladı.
Yazıyla birlikte Tayyip Erdoğan’ın, 11 Temmuz 2024'te Washington'da düzenlenen NATO'nun 75. yıl dönümü zirvesinde konuşurken Reuters muhabiri Elizabeth Frantz tarafından çekilmiş fotoğrafı da kullanıldı.
Yazıda, savunma sanayisini güçlendirmek isteyen Avrupa Birliği’nin, kendi sınırlarının ötesindeki müttefiklere de yönelmesi gerektiği belirtildi ve “Önemli bir ortak açıkça ortada duruyor: Türkiye.” denildi.
***
Yazıyı, biraz kısaltarak veriyorum:
*“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna'daki bir barış gücüne asker göndermeyi düşündüğüne dair haberler dönüyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de perde arkasında Türkiye ile Avrupa Birliği arasında daha derin bir iş birliği çağrısında bulunuyor.
*Türkiye her zaman Batı'nın kolay bir müttefiki olmadı. Ancak asıl önemli nokta şu: Türkiye, yaptığı anlaşmalara büyük ölçüde uydu. Ve Türkiye, anlaşmalardan kolayca çekilmek için gereken siyasi veya ekonomik kaldıraçtan yoksun.
*Ayrıca, Türkiye'nin temel jeopolitik çıkarları ve tartışmasız bir şekilde uluslararası istikrar vizyonu NATO ile uyumlu olmaya devam ediyor. Ankara, Ukrayna'yı desteklemede, askeri yardım sağlamada ve Rus deniz hareketini kısıtlayan Montreux Sözleşmesi'ni desteklemede kritik bir rol oynadı. Türkiye'nin yüzyıllardır süren çatışma ve rekabetten kaynaklanan Rusya'ya karşı köklü güvensizliği, stratejik hesaplamalarını şekillendirmeye devam ediyor.
*NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, bu, uzun sınırları savunurken veya ileri bir mevcudiyet sürdürürken paha biçilmez bir rol üstlenmiştir. Birliklerinin bir kısmı profesyonel kuvvetlerden daha az savaşa hazır olsalar da nicelik veya sayısal üstünlük modern savaşta belirleyici bir avantaj olmaya devam etmektedir.
*Askeri katkılarının ötesinde, Türkiye'nin diplomatik, kültürel ve ekonomik bağları Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya'ya kadar uzanıyor. Avrupa'daki NATO muadillerinin aksine Ankara, Brüksel ve Washington'ın kaçınmayı tercih edebileceği rejimlerle ilişki kurabilir. Kritik minerallere erişimi güvence altına almak, enerji anlaşmaları müzakere etmek veya Rus ve Çin etkisini dengelemek olsun, Türkiye Batı'nın güvenilirliğinin sınırlı olduğu bölgelere NATO'nun köprüsü olarak hizmet edebilir.
*Avrupa liderleri, Türkiye'nin Batılılaşmış, değerlere dayalı bir müttefik olacağı yanılsamasını terk etmeli. Bunun yerine, bugün var olan Türkiye ile ilişki kurmalılar. Ortak çıkarların ideolojik uyumdan daha önemli olduğu daha işlemsel bir ilişki, en gerçekçi yaklaşımdır.
*Ankara'nın bir Rus kuklası olma ihtimali düşüktür. NATO, Türkiye'ye uyum sağlaması için baskı yapmaktan ziyade, onu kaldıraçlamanın yollarını bulmalı, Türk bağımsızlığının Batı hedefleriyle uyumlu olduğu alanları belirlemeli; örneğin Karadeniz ve Suriye'deki Rus etkisine karşı koymalı.
*Hiç kimse Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılacağına ciddi olarak inanmıyor. Hiçbir yere varmayan diplomatik bir dansa devam etmek yerine, NATO liderleri gerçeği kabul etmeli: Türkiye'nin geleceği, tıpkı İsviçre, Norveç veya Birleşik Krallık gibi Avrupa ile yakın ancak bağımsız bir ortaklıkta yatıyor.
*Türkiye ideal bir müttefik değil, ancak günümüzün jeopolitik ikliminde ideal müttefikler NATO'nun göze alamayacağı bir lüks... Şimdi NATO, Türkiye ile ilişkisini, Türkiye’yi vazgeçilmez bir ortak olarak görerek yeniden tanımlamalı.”
***
Bu yazıda NATO üyesi AB ülkelerine deniliyor ki, “Siz Türkiye’de demokrasinin rafa kaldırılmasına bakmayın. Türkiye ile askeri işbirliği kurun, Türkiye’nin sayısal olarak üstün olan askeri gücünü kullanın... Bu, Rusya’ya karşı ABD ve NATO’nun çıkarlarına da uygundur.”
Bu bakış açısı, Soros’un, “Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü askeridir” sözünün bir başka şekilde ifadesidir.
Ayrıca, bu yazıyla, ABD, Avrupa Birliği’nin Türkiye’de hukuk devletinin ortadan kaldırılmasına takılmamasını, kendi çıkarına göre hareket etmesini istemiş oluyor!
Öyleyse, Türkiye’de muhalefetin hukuk dışı yöntemlerle baskı altına alınması, bir NATO projesi değilse bile ABD’nin işine geliyor! Gerçi CHP’nin de NATO’ya hiçbir itirazı yok.
Böylece bütün yollar NATO’ya çıkıyor!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/abdden-abye-turk-ordusunu-kullanin-mektubu-897981h.htm