AKParti’deki kan ve ruh kaybının nasıl telafi edilebileceğini sorduğumuz yazımız aslında eninde sonunda sormamız gereken, gerçekten samimiyetle telafisi için peşine düşmemiz gereken bir soru. Bu soruyu parti yetkilileri, istişare heyetleri kendi aralarında zaten ve mutlaka yapıyorlardır. Yapmamaları mümkün değil. Yoksa Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu sorgulamayı sağlıklı bir biçimde yapıp doğru teşhisleri koyup, yine doğru tedavileri cesaretle ortaya koymadığı takdirde AK Parti’nin güneşin karşısındaki buz gibi erimesi mukadder olur.
Tabii bu eleştiriyi her zaman uluorta yapmanın bir handikapı vardır. Samimiyetle yapılan eleştirilerin AK Parti’nin hiçbir zaman hayrını istemeyecek müzmin muhaliflerini “Bunlar birbirine düştü” veya “AK Parti’ye içerden isyan!” diye sevindirmesi beklenen bir şey. Nitekim benim aslında mevcut durumun vahameti ve ciddiyeti göz önünde bulundurulduğunda dozu bir hayli düşük sayılabilecek değerlendirmelerim bile hemen malum bazı çevrelerde bu şekilde yansıtıldı.
22 yıldır Türkiye’ye hem adalet hem kalkınma alanında (hatasıyla sevabıyla tabii) son...