“Ferdi TAYFUR kardeşimdi, vefatı bir parçamı alıp götürdü. Kelimeler boğazıma düğümleniyor.”
Dr. Devlet BAHÇELİ
Her ölüm erken ve üzücüdür. Sn. Bahçeli'nin bu vefat paylaşımı sonrası "şehidin helvası sizin evinizde kavrulmadıkça, size hep tatlı gelecektir" sözünü anımsadım. Üzülmek ve rahmet dilemek insani bir duygudur. Yalnız bu sadece kendi yakınlarına duyulduğunda insani olmaktan çıkar, şahsileşir. Onun için empati yapmak ve bu vatan için canlarını verenleri de rahmet ve minnetle anmak gerekir ki hepimiz bir noktada buna mecburuz. Eğer vatan bizim birinci önceliğimiz ise...
Geçen hafta terörist başı - bebek katilinin ifadelerini yazmış ve Türk olduğuna dair yapılan güzellemeleri anlatmaya çalışmıştım.
İfadelerinin yayınlanması üzerine, bu ifadeler PKK ve bir kesim Öcalan yandaşları arasında ayrışmaya yol açmış, bir kesim Öcalan'ın idam edilmekten korktuğu için bu sözleri söylediğini iddia etmiştir. Yakalandığı görüntüleri TV'lerde yayınlandığında o bebek katilinin!!! korkusu ve şaşkınlığı yüzünden okunuyordu korkaklar, hep başkalarının arkasına gizlendikleri sürece cesaret sergilerler. İpleri biraz gevşetildiğinde, karşı hamlenin korkusunu iliklerine kadar hissederler.
Bunların çoğuna tanıklık ediyoruz, her gün defalarca... Öcalan yakalandığında Kürtçü kesimler tarafından kendisine mahkemeyi tanımadığını bildirmesi gibi istekler sunulduğunu ancak bunu reddettiğini (TSK askerleri) PKK tarafından öldürülen şehit ailelerine karşı da acılarını paylaştığını söyleyeceğini belirtmiştir.
Görüntülerden sonra PKK içinde dağılmalar olmuştur Öcalan'ı sorgulayan Atilla UĞUR'un iddialarına göre Gaziantep cezaevindeki PKK destekçileri sorgu görüntülerinden sonra bebek katilinin posterini ve PKK'nın bayraklarını yakmışlardır.
Böylesine keskin sonuçlar doğuran sorgulama sonrasında PKK terör örgütü; (Dışişleri kaynaklarına göre) 2003 yılındaki Körfez Savaşı'nın ardından Irak'ın kuzeyinde oluşan güç boşluğundan istifade ederek Kandil Dağı'nın etrafında militanlarını eğittiği ve saldırı gerçekleştirmek üzere ülkemize sızdırdığı çeşitli kamplar kurmuştur.
PKK farklı kaynaklardan finansman sağlamaktadır. Çeşitli Avrupa ülkelerinde, örgüte karşı terörizm finansmanı kapsamında devam eden soruşturma ve davalar mevcuttur. Bu soruşturmalar PKK'nın örgütlü suç eylemlerini de ortaya koymaktadır.
14 Ekim 2009 tarihinde ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi örgütün üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, Halil Rıza Altun ve Zübeyir Aydar'ı önemli yabancı uyuşturucu kaçakçıları olarak belirlemiştir, aynı ofis 20 Nisan 2011 tarihinde ise örgütün kurucularından Cemil Bayık ve Duran Kalkan ile birlikte bazı diğer üst düzey üyelerini, Yabancı Uyuşturucu Çetelerini Belirleme Yasası çerçevesinde Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçıları olarak ilan etmiştir.
PKK ile ilişkili sözde kuruluşlar Avrupa'da demokratik hak ve özgürlükleri istismar etmektedir. Belli ülkelerde PKK ile ilişkili kuruluşlar ve şahıslar tarafından işlenen yasa dışı eylemlere ilişkin olarak süren soruşturmalar mevcuttur. Europol tarafından yıllık olarak hazırlanan Terörizm Durum ve Eğitim (TESAT) raporları, PKK'nın özel şahıs ve şirketlerinin yanı sıra suç örgütlerinden de gelir elde ettiğini teyit etmektedir.
PKK Avrupa ülkelerindeki gençleri kadrolarına katmaya ve bu gençleri kamplarında eğitmeye yönelik çabalarına devam etmektedir. Bu kapsamda terör örgütünün propaganda ve eleman devşirme faaliyetlerinin engellenmesi önem taşımakta ve hukuk devleti olmanın gereği olarak ortaya çıkmaktadır.
İran Suriye ve Irak'ta PKK ile bağlantılı olan örgütler mevcuttur. Abdullah Öcalan'ın lideri olduğu KCK, PKK ile aynı örgüttür. KCK İran'da PJAK, Irak'ta Tavgari Azadi, Suriye'de de PYD/ YPG olarak adlandırılmaktadır.
PYD/YPG''nin PKK ile ilişkisi açıktır. PYD/ YPG 2003 yılında PKK terör örgütünün kontrolü altında kurulmuş olup, iki terör örgütü, aynı lider kadrosu, örgütsel yapı, strateji, taktik, askeri yapı, propaganda araçları, mali kaynaklar ve eğitim kamplarını paylaşmaktadır.
Her ne kadar PKK'nın silah bıraktırılması için Apo söylemine ihtiyaç duyulduğu bildirilse de örgütün silahlı eylem birliğinin buna karşı olduğu haber portallarında yer almaktadır. PKK'nın silah bıraktırılarak, Suriye'deki KCK'nın PYD kolunun terörizmden arındırılma çabaları; ABD, İsrail ve İngiliz planlarının bir parçasıdır ve İsrail'in bölge güvenliği için elzemdir. Buna şüphe yok...
O zaman bu örgütsel yapıların açılımına bir göz atalım:
PKK- Kürdistan İşçi Partisi
KCK- Kürdistan Toplulukları Birliği
PJAK- Kürdistan Özgür Yaşam Partisi
PYD- Demokratik Birlik Partisi
YPG- Halk Koruma Birlikleri veya Halk Savunma Birlikleri
PYD/ YPG'nin komuta kademesine, geçen gün sosyal medyada yer alan bir haberde, terörist başının Suriye Lazkiye'de denizde çekili fotoğrafta arkasında duran çocuğun atandığı ve General rütbesi verilen Sipan Hemo olduğu söylenmektedir.
Kürt demokratik hareketini savunduğunu iddia eden parti tarafından oluşturulmak istenen bölgesel yapı Rojova modelidir. Rojava Kürtçe'de Batı anlamına gelir. Batı Kürdistan ya da Suriye Kürdistani olarak bilinen Rojava, halkının çoğunluğu Kürtlerden oluşmaktadır. Cezire kantonunda az sayıda Arap yerleşim yeri vardır. Süryaniler, Türkmenler, Çerkesler, Yahudiler ve Ermeniler bölgedeki azınlık halklarındandır. CIA tarafından 1992 yılında belirlenen Kürtlerin yaşadığı bölgedir Rojava.
Bugün ucu açık ve belirsiz, içinin henüz ne olduğu halka anlatılamamış açılım sürecinin, dillendirildikten sonra bir müddet beklenmesinde ki esas sebebin Suriye'de başlatılan harekat ve yönetim değişikliğinin ne olacağı hususudur kanaatimce...
"Sorarım sana! Öcalan canisini de serbest bırakacak mısın? Fetöcüleri de salacak mısın? Teröristleri topluca cezaevinden çıkaracak mısın? Peki bunları nasıl yapacaksın?" Devlet BAHÇELİ
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir televizyon programında verdiği cevapta ise; "Bakın idam Türkiye'de kalkmadığında!!! Amerika biliyorsunuz geldi Öcalan'ı Türkiye'ye teslim etti. Öcalan'ı onlar yakalayıp teslim etti.
Operasyon böyle yapıldı ve teslim edildikten sonra iktidarda kim vardı? Merhum ECEVİT vardı. BAHÇELİ, YILMAZ.
Ve idamı ne yapıldı? Ertelenmesine dair karar verildi.
Altında kimlerin imzası var? Üç tane imza var! ECEVİT, BAHÇELİ, YILMAZ
Eyyy BAHÇELİ ya sen bunun hesabını nasıl vereceksin? Eğer siz o zaman bunu ertelemeseydiniz, sümen altı yapmamış olsaydınız şu anda bu iş çoktan bitmişti. Bu ülkenin gündeminde de bu tür bir şey olmayacaktı.
Şimdi bundan niye rahatsızlık duyuyorlar."
Sunucu "siz olsaydınız MHP'nin yerinde AK Parti olarak koalisyonda olsaydınız, o anda ne yapardınız? Tavrınız ne olurdu?"
"Uygulanması gereken ceza neyse bu cezayı uygulardık. Hiiiç bunu ertelemezdik."
Sunucu " ama tek başına karar veremiyor."
"Hayır koalisyondan çekilirsin. Olay bu kadar basit."
Sunucu;
“Ya iki yol var diyorsunuz ya idam edilirdi ya da istifa ederdiniz!"
“Hükmü belli zaten. İdamına hükmedilmiş. Belli bu. İdamı ne olmuş? Ertelenmiş. Her şey bitmiş...”
Bu karşılıklı söylemler; "Dün dündür, bugün bugündür” diyen ünlü siyasetçi merhum Süleyman DEMİREL'i rahmetle anmamıza vesile oldu ve bu söyleminin gün içerisinde defalarca tekrarlandığını esefle seyrediyoruz umulmadık kişilerin ani U dönüşlerinde...
Yine Sn. BAHÇELİ'nin "TEKEDEN SÜT SAĞILMAZ" sözünün süreç için geçerli olduğunu hatırlatarak.
(Devam EDECEK…)