Işıner Güngör

Tarih: 11.09.2024 11:55

Alman Siyasetinde Yeni Kerteriz Noktaları

Facebook Twitter Linked-in

Okurlarımız şimdi bu konuyla gemicilik terimi olan kerteriz arasında ne alaka var diye soru soracaklardır. Malum olduğu üzere gemiler, deniz ve okyanuslar üzerindeki hareketlerini rotalar yardımıyla yapmaktadır. Rotalar kerteriz noktalarıyla takip edilir. Pusulaya göre kerteriz alırken geminin bulunduğu yeri kavramak için bina, fener kulesi, duba, şamandıra gibi nesneler kullanılmaktadır. 

Şimdi gelelim asıl meseleye, gemiyi bir ülkeye benzetecek olursak kaptanı ülkenin liderine, rotayı hedeflenen siyasi programlara ve kerteriz noktalarını da siyasi hayatın şekillenmesinde rolü olan gelişmelere benzetmekte hata olmaz. Bu kısa bilgilendirmeden sonra geçtiğimiz günlerde Almanya’da iki eyalette gerçekleşen eyalet seçimlerini siyasetin kerteriz noktaları açısından değerlendirmeye çalışalım.

Bildiğiniz üzere Almanya'da 4 tür seçim gerçekleşmektedir. Bunlar Federal Meclis (Bundestag) seçimleri, eyalet seçimleri, yerel seçimler ve Avrupa Parlamentosu seçimleridir. Şu aralar gündemde olan eyalet seçimlerine değinmek gerekirse; 16 eyalette aynı zamanda olmasa da her beş yılda bir düzenlenen seçimlerdir. 1 Eylül’de Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde seçmenler eyalet seçimleri dolayısıyla sandık başına gittiler. 22 Eylül’de ise aynı seçim Brandenburg eyaletinde olacaktır. 

Thüringen’de ve Saksonya’da gerçekleşen seçimlerin sonuçları farklı bir siyasi kırılıma örnek oluşturdu. Aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) Thüringen’de birinci olmuş, Saksonya’da ise çok az bir oy farkıyla birinciliği kaçırmıştır. Bunun yanında, aşırı sol parti BSW’nin de beklenmedik seviyede yüksek oy oranlarına erişmesi birçok çevre açısından sürpriz oldu.

Avrupa Birliği içerisindeki 2013’teki mali krize ve 2015’teki mülteci krizine tepki olarak kurulan AfD, göçmen karşıtı politikaları savunmasıyla ve geçmişteki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisine ideolojik olarak öykünmesiyle tanınmaktadır. Bu yıl gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de oyunu artırdığına şahit olunmuştur. 

AfD, Thüringen’deki toplam oyların %32,8’ini alarak ana akım partilerden olan Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) almış olduğu %23,6’lık oy oranının üstünde bir oy almıştır. Bunun yanında, Saksonya’da CDU ile başa baş mücadele yaşanmış olup CDU %31,9 ile birinci olurken çok az bir farkla (%30,7) AfD ikinci olmuştur. Bu seçim sonuçlarını yorumlayacak olursak İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana aşırı sağcı bir parti ilk defa bir eyalet parlamentosunda en çok sandalyeyi elde etmesine rağmen AfD’nin tek başına hükûmet kurması mümkün gözükmemektedir. Başbakan Olaf Scholz’un demokratik partilere AfD ile koalisyon kurmamaları yönünde yaptığı çağrısından hareketle aşırı sağ partiye bir cam perdeleme yaptığı ve işini zorlaştırdığı sonucunu çıkarabiliriz. 

Siyasi yelpazenin bir diğer ucunda yer alan sol muhafazakâr Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) da katıldığı ilk seçimde iyi bir çıkış yakaladı. Daha öncesinde Die Linke sol partisinde çeşitli görevlerde bulunan Sahra Wagenknecht tarafından kurulan BSW Partisi Thüringen’de %15,8 ve Saksonya’da da %12 oy aldı. 

Wagenknecht’in seçim sonuçları sonrasında AfD ile koalisyona kapıyı kapatması, AfD’yi daha da yalnızlaştırmaktadır. İki partinin de bazı konularda birbirleriyle örtüştüğü gözden kaçmamaktadır. Özleşen konular; göçmen karşıtlığı, Rusya ile diyalog ve Almanya’nın devam eden Ukrayna Savaşı’ndaki askerî sorumluluğuna eleştiridir. Bu iki partinin oy artışlarının sebeplerinin sadece bir iki konuya indirgenmesi tabii ki de doğru değildir.

Almanya, Avrupa Birliği’nin lokomotifi sayılabilecek, en büyük ekonomiye sahip ülkesidir. Bilindiği gibi büyük ülkelerin gerekliliklerini yerine getirmek için kendisini yenileme ve dönüştürme zorunluluğu söz konusudur. Fakat görülen o ki altyapı ve kamu hizmetlerinde yavaşlama, enerji dönüşümünde belirsizlik ve ağır sanayideki göreli rekabette düşüş gibi vaziyetler halk tarafından iyi karşılanmamaktadır. Bu durum hoşnutsuzlukları da beraberinde getirmektedir.

Ülkede halkın otomobili olarak üretilen ve dünyanın birçok yerinde rağbet gören Alman otomobil devinin yükselen maliyetler dolayısıyla Almanya’da bulunan Ösnabrück ve Dresden’deki fabrikalarını kapatabileceğinin bildirilmesi ekonomik gidişatı özetleyen bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoğun rekabet şartlarının arttığı bir ortamda enerji fiyatlarının ve işgücü ücretlerinin yükselişi, karbon nötre uyum problemleriyle günden güne Almanya’da üretim yapmak pahalı bir uğraş hâline gelmektedir. Resesyon endişesinin yaşandığı ekonomi için Münih IFO Enstitüsü 2024 büyümesini %0, 2025 büyümesini ise %0,9 olarak güncelledi.

Almanya’nın doğusunda ve batısında farklı siyasi fraksiyonların etkinliği söz konusudur. Doğu bölgelerindeki demografik yapı, ekonomik problemler ve tarihten gelen fikir mirası gibi faktörler siyaset yelpazesinin uçlarındaki partilere tepki oylarına alan açmaktadır.

Ülkenin batısı ile doğusu arasındaki ekonomik standart farklılıkları da siyasi tercihlerde ayrı bir rol oynamaktadır. Ülkenin ekonomik durumu bakımından batı ön plana çıkmaktadır. Doğudaki gençlerin iş hayatlarını batıda kurmaları ve bölgede büyük ulusal işletmelerin azlığı genel durumu açıklayıcı ipuçları vermektedir. Bunlara ek olarak, aşırı sağın güçlenme ihtimali olabilecek bölgelerde nitelikli göçmen iş gücünün başka yerlere kayabileceği riski üzerinde de durulmaktadır 

Almanya’da ekonominin yanı sıra siyasette de belirsizlik hâli izlenmektedir. Doğu’da kendini gösteren AfD ve BSW partilerinin yükselişi Batı’da görülecek mi ya da bir kıvılcım olup sönecek mi bunu gelecek sene görmüş olacağız. Net ifadeyle söylemek gerekirse, AfD ve BSW’nin artık bir olgunun ötesine geçerek ülke siyasetinde görmezden gelinemeyecek şekilde büyüdükleri herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir.

Almanya’da merkezde bulunan siyasi partiler halka yeni argümanlar sunamadıkları için eleştirilmektedir. Siyaset durağanlığı kabul etmemektedir. Günlük hayatta sorulara ve sorunlara farklı cevaplar arayan partiler seçmenin gözünde parlak bir konuma geçmektedir. İki eyaletteki yeni siyasi figürler şu an için toplumun genel tercihini yansıtmamaktadır. 28 Eylül 2025’te yapılacak olan Federal Meclis Seçimleri partilerin halktaki karşılığını anlayabileceğimiz büyük resmi bize göstermede yararlı olacaktır. Federal Mecliste milletvekilleri belli olduktan sonra Almanya Şansölyesi’nin belirlenmesine giden süreç başlayacaktır. Tabii öncesinde bu yıl 22 Eylül’deki Brandenburg Eyalet Seçimleri…

Görünen o ki Alman gemisi rotasını çizerken kerteriz noktalarını tam olarak belirleyemediği için varacağı limana gitmekte zorluk yaşayacaktır. 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3