Işıner Güngör

Almanya’da Yıl Sonu Güncesi

Almanya’da havaalanından ülkeye giriş yaptığımda nedense 1961’de Sirkeci Garı’ndan Almanya’ya kadar uzanan iş göçü gözümde canlanır. O devirlere yetişemedik ama günümüze ulaşan anılardan yolculuğun zorluklar ve belirsizlikler barındırdığından bahsedilir.


Işıner Güngör


Almanya’da Yıl Sonu Güncesi

Almanya’da havaalanından ülkeye giriş yaptığımda nedense 1961’de Sirkeci Garı’ndan Almanya’ya kadar uzanan iş göçü gözümde canlanır. O devirlere yetişemedik ama günümüze ulaşan anılardan yolculuğun zorluklar ve belirsizlikler barındırdığından bahsedilir.


Türk insanının samimiyeti ve sıcakkanlılığı her yerde etkisini gösterir.

Çok ilginç bir şey söyleyeceğim. Bu içtenlik ve cana yakınlık durumu havaalanlarına bile sirayet etmiştir.

Konuyla alakalı mukayeseyi yapmak için yurt dışındaki havaalanlarını inceleyebilirsiniz.

Aradaki fark kendini gösterecektir. 

Uçakların evi olarak niteleyebileceğimiz havaalanlarında tüm dünyada belirlenmiş standartlar var. 

Mimari aynı olsa da mekânın ruhu her yerde aynı mı?

Türkiye’de ufak şehirlerdeki havaalanlarında bile bir canlılık belirtisine aşinayız.

Yeri gelir yurt dışına gideriz canlılık yoksunluğunu hemen hissederiz… 

Almanya gibi büyük bir ülkede bile genel itibarıyla o sessizlik havaalanlarından başlar ve hayatın içinde belirginleşir. 

Örneğin, Leipzig Halle’de inip de aracınıza bininceye kadar tek tük insan görürsünüz. 

Birkaç havalimanı dışında genelde böyle kasvetli atmosfer hâkimdir havaalanlarına…

Eğer dikkatli gözlemlenebilirse şehrin vitrinlerinden sayılan havaalanlarında şehre dair birçok ipucunu ve izlenimleri bulabiliriz.

***

Almanya’da havaalanından ülkeye giriş yaptığımda nedense 1961’de Sirkeci Garı’ndan Almanya’ya kadar uzanan iş göçü gözümde canlanır. 

O devirlere yetişemedik ama günümüze ulaşan anılardan yolculuğun zorluklar ve belirsizlikler barındırdığından bahsedilir. 

Hayatın içinde zaman öyle bir hızlandı ki hız birçok şeyde tezahür etti. 

Yaklaşık 65 yıl önce üç günde süren Almanya yolculukları, şimdi üç saatte kolaylıkla yapılır oldu.

Uçak yolculukları bizlere zaman tasarrufu yaptırıyor buna katılıyorum ama bu tasarrufları kendimiz için kullanabiliyor muyuz orası muamma...

Günümüzde o kadar çok dış çevrenin etkisine maruz kalıyoruz ki ne yazık ki insan kendisiyle baş başa kalamıyor. 

Her yerden bir bilgi bombardımanı. Susmayan telefonlar. Sosyal medyada çevrim içi bulunmalar. Şöyle hayatın muhasebesini yapacak bir boş an yok. Kendimize meşguliyetler üretmeyi seviyoruz.

Bir tren bileti alıp üç günlük yolculuğa çıkmak lazım. Telefonu kapatacaksın. Dış dünya ile etkileşimini sınırlandıracaksın. Düşlere, anılara yol alacaksın…

***

Bilmiyorum size de oluyor mu, Almanya’ya her gittiğimde kendimi Türkiye’deymişim gibi hissediyorum. 

Sanki İstanbul’dan Ankara’ya gitmiş gibi rahatım. 

Uçakta, havaalanında, metroda, meydanda, kafede, takside kısacası hayatın her alanında vatandaşlarımıza rastlamanın lüksü bunda etkili diye düşünüyorum.

Üç milyona yakın nüfusumuzla, farklı sektörlerdeki etkinliğimizle ülkedeki ekonominin, siyasetin ve sosyal yaşamın belkemiğiyiz.

***

Yeni yıla yaklaştıkça Almanya’nın da birçok yerinde yılbaşı pazarları kuruluyor. 

Berlin, Nürnberg, Dresden, Münih, Hamburg, Köln ve Leipzig popüler pazarlardan bazıları…

Şehirlerin kalbinde denilebilecek meydanlarda ışıklandırılan, çam ağaçlarıyla yeni yıl konseptinde süslenen pazarlarda yerel halkın ve turistlerin alışveriş yapabilecekleri küçük tahta evler bu zamanlarda ortaya çıkıyor. 

Hediyelik eşyaların yanı sıra Alman mutfağına özgü lezzetler de satılıyor buralarda.

Yeni yıl ambiyansıyla uyumlu müziklerle ve aktivitelerle yeni yıl müjdesi veriliyor.

***

Doğu Almanya’da yer alan Dresden'de “Striezelmarkt” dikkat çekici yılbaşı pazarlardan biridir. 

Şehrin tarihi ile bütünleşen gelenek 1434’ten günümüze kadar geliyor.

Altmarkt Meydanı’nı çevreleyen Barok mimarili tarihî binaların ihtişamında şahane görselliğiyle kartpostallara davetiye çıkarıyor. 

İrili ufaklı konsept pazarlara şehrin muhtelif yerlerinde de rastlayabiliriz. 

Prager Caddesi, Stallhoff ve Frauenkirche’nin çevresi…

Almanya’da buradaki ve diğer şehirlerdeki halk dondurucu soğuklara aldırmadan arkadaşlarıyla veya yakınlarıyla pazarlar vasıtasıyla bu dönemlerde sosyalleşiyorlar. 

Yeni yıla adım adım yaklaşmanın sevincini yaşıyorlar.

***

Hauptstrasse Caddesi’nde dolaşırken Almanya’nın sert soğuğundan ilmin sıcak yüzüne ulaşmak için bir kitabevine girdim. Yeni çıkan kitapları incelerken fırsatını yaratıp okuyamadığım bir kitabı bulmanın sevincini yaşadım. 

Almanya’nın eski Şansölyesi, ülkesini Avrupa Birliği’nde lider konuma getiren, Angela Merkel’in görevden ayrıldıktan sonra kaleme aldığı “Özgürlük: Anılar 1954-2021 (Freiheit. Erinnerungen 1954-2021)” isimli kitabını kurcalıyorum. 

Kitaptaki ilginç anıların ben de bırakmaya başladığı izlenimleri kahve eşliğinde keyfe dönüştürme isteğiyle kitabevinden ayrılıp aynı cadde üzerindeki bir kafeye geçiyorum.

Dışarıda taş duvarlara sahip, içerde ise turuncu ve gri renklerden bir armoni oluşturulmuş otantik mobilyalı kafede cam kenarına oturuyorum. Kahvemi yudumlarken hem yeni kitabımı okumayı hem de caddedeki hareketliliği izlemeyi planlıyorum.

Güler yüzüyle beni selamlayan garsona kahve siparişimi veriyorum. Bir an ortamı kaplayan çilek kokusunun nereden geldiğini soruyorum. Çilekli rulo pastanın fırında piştiği cevabını alıyorum. Arada benim de şımartılmaya hakkım olduğunu düşünerek piştikten sonra çilekli rulo pastadan (Erdbeer-Biskuitrolle) bir tane de bana getirmesini rica ediyorum.

Siparişler tamamlandığına göre artık kitap okumaya geçebilirim…

“Avrupa’nın kraliçesi” ünvanlı lider, kitabında 70 yıllık ömür çizgisinden detaylara yer veriyor. Çocukluğundan başlayan hikâye; gençliğinden, Doğu Almanya’daki çalışmalarından, Berlin Duvarı’nın yıkılışından ve siyasi tecrübelerinden bahsediyor. 

Ayrıca dünya liderleri ile yaptığı toplantılardan şahsi görüşlerini, Almanya’nın ve Avrupa’nın dönüm noktalarında aldığı inisiyatifleri okuyucularla paylaşıyor. Yakın tarihte yaşananlara farklı bir bakış açısı sunan kitap, uluslararası ilişkiler alanında değerli bir eser olarak geleceğin devlet adamlarına dolaylı tavsiyeler de veriyor.

Şansölyenin dönemindeki birçok olayı medyadan takip etmiş biri olarak, kitabı ilgiyle okudum. Bitiremeyeceğimi anladıktan sonra kalan kısmını da bir başka kahve keyfinde okumaya karar verdim.

Elimde kitapla kafeden ayrıldım. Yürüyerek taksilerin bulunduğu yere vardım.

Station Wagon bir taksiye binerek samimiyetin güzel olduğu ülkemize gitmek için havaalanının yolunu tuttum.