“Küresel dünya sisteminin veya yeni dünya düzeninin ”Algoritmik Stratejik Analitik Düşünce..!
Yakın bir arkadaşımın sorusu üzerine bu yazıyı kaleme aldım.
SORU; Sn;Ayten G.
Demirhan bey size bir şey sorabilir mi yim ?
Küresel dünya sistemi yeni dünya düzeni hakkında ne düşünüyorsunuz,engin bilgi nize dayanarak gerçekten bilgi edinmek istiyorum,özellikle Bill Gates neden tarım arazilerimizi alıyor bizi bekleyen tehlilke ler nelerdir ?
CEVAP;
Çok kıymetli Ayfer hanım sorunuzu dikkatlice okuduk ve içselleştirdik ancak sizin gibi kıymetlere nacizane bilgimizi daha kap samlı aktarmak isteriz muhakkak ki nedeni var siyasallaşmamak ve ideolojimizmiş gibi görülmek istememektendir.
Ancak sizin gibi kıymetlerle birlikte sayılarımız arttıkça gerek kalmayacak bu önyargılara inşallah.
Şimdi gelelim o kıymetli ve derin açılımı olan sorunuzun cevabına bakalım ne kadar başarılı olacağız ;
Translantikcilerin 'Yeni Dünya Düzeni'ile 'Shangaycıların 'Yeni Dünya Düzeni' bir mi, ortak mı, yoksa çatışma söz konusumu İrdelemek önem arz eder.
Tabii burada yalın enerjiden meydana gelen ırksal dine dönüşmüş görüş ile toprak tan yaratılmış yaratıcı kavramsal dualiteye dönüşme çabasında olan görüşleri tartışmaya açmayacağız, konu uzamasın diye.
Ancak, dip not olarak farklı genden yaratılış iddiası önemli, akılda tutarak aşağıda ki görüşler daha anlamlanabilir düşüncesindeyiz.
Ayrıca 'Yeni Dünya Düzeni'ni, Küresel Ekonomik gücü evrenselleştiren Küresel Sermaye Aileleri bu iki süper ötesi güçle rin tamamına hakim mi veya hangisinde etkili ve etkin güç, Çin de ki planı ve kontrolü ne ölçü de tüm bu paktların öncüleri Amerika ve Çin, gezegenimizin gelecek vizyonunda ve insanlığın varlığının yükselmesin de uzayda yeni yaşam alanlarının oluş turulması ve yeni uzay teknolojilerinin geliştirilmesi hatta kominyen uzay yaşamın da toplumsal hukukun uzay sosyolojisine göre ön görülerek hazırlanması, gen tekno lojisinde insanlık için ve kainatın birliği için CERN gibi ortak bilimsel amaçta ve kaygılarda birlikte hareket ediyor mu ? Yoksa bu iki süper güç insanlığı bu gezegenden süpürüp ortak akıl her iki tarafı da elinde şimdilik tutan ultra süper sermaye ve onun sır bilimsel çalışmaları uzaydayken kainatın bilimsel hakimi iddiasında bulunarak kimsenin bilmediği sırlarla bir hazır lığı mı var ve bu ölçüde daha başarılı mı olacaklar? İşte tüm bu 'Belirsizlik Stratejileri' irdelenmesi önem arz eden ayrı ayrı düşünülmesi gereken spesifik konulardır.
İşte tüm bu konularda 'Gelecek Yaratılış Stratejisi'çerçevesinde A Takımı görüleceği üzere en başta dip not olarak akılda tutmamız gereken iddianın evlatlarının öncülüğünde ve yönetişim stratejisinde gelişecektir. Ayrıca gerekli insan gücü ve Strate jik kuramsal ve deneysel zeka gücü dün yadaki tüm ülkelerin yetişmiş dehalarının beyin göçü ile gerçekleşecektir.
Her teknolojinin yok edici gücü de vardır, yeniden inşa gücü de neye göre adil kime göre adil kullanılacaktır, irdelenmelidir.
Bir iki örnek verirsek ;
Misal gen teknolojisinde ki hızlı gelişmeler 1950’lerin başında Rosalind Franklin, Fran cis Crick ve James Watson DNA’nın kimya sal yapısını keşfettiler. Bu gelişmeler daha da ilerleyerek bağışıklık sistemini; 'doğuştan gelen bağışıklık' ve 'edinilmiş bağışıklık sistemi' diye ayırırsak 'edinil miş bağışıklık sistemi' önem arzeder.
Adı üstünde sonradan bilim yoluyla geliş tirilmiş bu yöntem aslında mekanik ayrış tıma yöntemine karşılık gelir ki müthiş bir buluş.'Somatik Hipermutasyon' denilen mutasyon yöntemi ile genler üzerin de yeni hücreler geliştirilebilir insanlığa faydalı olan kök hücreler buna örnek teşkil edebilir.
Ancak bilimin sürekli ilerlediğini düşünürsek bu çalışmaların bilim kurgu filimlerine konu olduğu gibi farklı cinslerin yaratılışına sebeb olur mu? Veya bu buluş ve tek nolojiler bu dünya da insanlığa faydalı olacakken farklı travmalara sebeb olur mu? Veya olası uzayda bu buluşlar yapay zeka ve çiplerle çok fonksiyonelli kendi enerjisini yenileyebilen bir yaratığa dönüşebilir mi? Veya bu yeni yaratıklar uzaya, kâinata ne kadar faydalı olacak, işte tüm bu akıl matriksi çerçevesinde Kabil ile Habil'in hikayesine tekrar dönüşür mü, hepsi ayrıca 'Algoritmik Analitik Stratejisi'nin ışığın da 'Belirsizlik Stratejisi' senaryosun da bilimsel incelenecek konulardır.
Tabi bu gen teknolojisi sadece insan ve hayvan ırkında süre gelmiyor.Tarım tekno lojisi ve gıda teknolojisinde de çok ileri bi limsel gelişmelere odak noktasını oluşturu yor.
Tarımın bilgisayarlı geleceği. 'Gıda Bilgi sayarları' ve 'Siber Tarım' teknolojileri ve bitkisel gen teknolojileri hızla ilerlerken yapay zeka da buna eklenince moleküler beslenmeye geçilecektir.
Moleküler Biyoloji ve Genetik Bilimi araştırılırsa muhteşem ötesi gelişmeler bizi bekliyor olacaktır.
Anlaşılan o ki süper dahi çocuk Bill Gates bu konular da yetkilendirilmiş seçilmiş milyarder olmasına yol açılmış bir bilim insanımıdır, hizmeti 'Gelecek Yaratılış Stratejisi' çerçevesinde görevlendirilmiş bir seçilmiştir.
Tarım arazilerinin toplamasının bir çok amacı olmakla birlikte bu bakış açısı ile yeniden değerlendirilmelidir.
'Yeni Dünya Düzenin'de gezegenimiz de demoğrafik yapının düzenlenerek,nüfu sun azaltılarak, nitelikli hale getirilmesi, yapay hayvansal gıdalarla hayvanların azaltılması belki de zamanla üreteminin dahi durdurulması gerçekleşebilir.
Bu vizyonel buluşların faydalı mı, insanlığı nörolojik strese sokacak kadar tehlikeli mi düşüncesi dediğimiz gibi ayrıca tartış ma konularıdır.
Uzayda üç öğün yemek yok malum, yemek sonrası hadi bir sütlaç yiyelim, üstüne bir de kahve içelim mesela, nerede?
Sütlacı çok severim üstüne bir de kahve bana yeterli.
Yani bir boyut ve bir dönem zaman ile gerilerde kalacağını da görebilmek insanı zinde ve genç tutuyor o da önemli değil mi ?
Düşünsenize, ağaçsız meyva, hayvansız et ve daha ilerisi ilaç kıvamında haplarla belki de 'moleküler yeni enerji depolama yöntemi' ile zihinsel beslenme olur mu?
Ol dedi mi yaratan olur.!
Arazilerin alınmasının asıl nedeni gezegenin tarımsal çabasının rastgele değil, merkezden kontrolle 'Yeni Dünya Stratejisin' 'de anlamlandırma görevidir. Bu görevin öncüsü seçilmiş Bill Gates'dir.
İkinci önemli örnek seçilmiş milyarder bilim insanı Elon Musk'ın Bioyofizik biliminde ki icatlarıdır ;
Mikroçip ile beyin kontrolü sağlayacak teknolojiyle ilgili deneme de bir domuz üzerinde gerçekleştirildi.
Neuralink implant cihazını tanıtan Elon Musk, bu implantın ilk aşamalarda büyük oranda sağlık için kullanılacağını ifade etti.
Sıcaklık, basınç gibi verileri ölçebilen cihaz, internete bağlanabilen her türlü elektronik aletin beyin sinyalleri ile kontrol edilmesini sağlıyor.
Cihazın özelliklerine gelince, 23 mm çapa ve 8 mm kalınlığa sahip olan bu implantın bataryası bir günlük kullanıma uygun. Bluetooth ile çalışan cihazda bulunan elektrotların beyne ulaşan kabloları saç tellerinden bile ince.
Neuralink tarafından geliştirilen bu dikkat çekici beyin-bilgisayar arayüzü ile düşün celer depolanabilecek belki de ileri de özel teknoloji ile yapay zekalı departmanlaşmış yeni işlevsel özelliğe sahip yaratılış serüvenlerine gelecek nesiller tanık olabi leceklerdir.
Bu implantlarla düşünceleri takip etmenin, diğer bir deyişle beyin okumanın yolunun açılması, hem felsefi hem de ahlaki olarak bu cihazın uygulanabilirliğinin sor gulanmasına yol açabilir? Dediğimiz gibi bilim ortaya koyar ahlaklı veya ahlaksız kullanımı sosyopolitik bir mesele, sorgulama şansı toplumun olabilecek mi yoksa yönetici seçkinlerin noropsikolojik tetiklemeleri sonucu gelişecek stratejiler mi, tartışılacaktır muhakkak.
Daha ne quantum fizik buluşları var ki yer kalmadı CERN gibi, yine Elon Musk'ın geliştirdiği yerçekim kuvvetine dayalı aslın da yapay çekim dengeleyici yöntemini geliştirdi tonlarca bir olguyu mıknatıslama yöntemi ile askıda tutma becerisini gösterebildiler.
İşte bu bu gelişmeler görülüyor ki, Nuh’ dan önce ki medeniyet inancından ilhamla uzay da koloniler oluşturmak ve orada ki var olduğu belki bilinen belki de uzayda oluşacak yöneticilerin oluşturulması ile tetiklenebilecek yep yeni yaşamsal siber hakikatler oluşabilir mi? Ne dersiniz?
Küresel dünya sistemi 'yeni dünya düzeni' “ Bizce 'Gelecek Yaratılış Sistemi'ne göre şekillenecektir. Dijital quantum hukuk sistemleri ki, Hollanda da bir yeğenimiz Uzay Hukuku okudu.
Uzay Mühendisliği artık üniversiteler de anabilim dalı, Amerika da Uzay Bakanlığı kuruldu.
Kısacası seçkinler dedikodu ile kavga yöntemi yerine bilimsel buluşlarla ilerleme yöntemini secmişken, seçkin küresel aileler ve onların seçtiği dehalar ve özellikle 'edinilmiş seçkinler' yetiştirerek Nuh'dan önce ki gelişmiş bilimi içselleştirerek gezegen ötesi hakikatlerini inşa gayretleri olarak değerlendiriyoruz.
Malasef sizin gibi ve bizler gibi Algoritmik Stratejik Analiz yetisi olan kıymetler basit ve içi boş politikacıların pragmatik kişisel beka rülyaların da zorlanıyorlar.
Mücadelemiz nitelikli sorgulama ve geleceğe Nöroetik kurallar çerçevesinde yönetişim katkısı sunabilmektir.
Umarım sorunuza bir cevap olmuştur bu uzun metin.
Saygı ve sevgilerimizle;
Demirhan Durmuş Çelen
Yükselen Türkiye Enstitüsü & Ekip-Ekonomik Kalkınma İstihdam Proje Grubu Başkanı
#ASAD
#yenidunyaduzeni
