Taha Akyol


Zamanı mühürlemek

Zamanı mühürlemek


6 yaşında bir kız çocuğun evlendirilmesi çok vahim ama tekil değil; başka ülkelerde Talibanları ortaya çıkaran bir anlayışın bizdeki bir örneği…

2013 yılında YÖK kararıyla İlahiyat Fakültelerinde felsefe grubu derslerin, bu arada tarih derslerinin bile kaldırılması basit bir olay değildi. Tepkiler üzerine karardan dönüldü ama bir zihniyet tâ eğitim zirvelerinde kendini göstermiş oldu.

Evet tarih dersleri bile kaldırılmıştı. Çünkü çeşitli mezhepler ve çeşitli kelamî ve felsefî akımları anlatan tarih, Müslümanların geçmişte farklı düşündüklerini gösteriyordu, zamanımızda da farklı düşünmeye kalkmalarına yol açabilirdi! Tehlikeliydi!

‘ZAMAN’ SORUNU

Dan Diner, “Mühürlenmiş Zaman, İslam Dünyasındaki Durgunluk Üzerine” adlı eserinde “kutsalın zamanı mühürleyen etkisini” anlatır. Zaman zihinlerde mühürlenmişti, dün olan bir şey, bugün tekrarlanabilirdi. (Bilgi Üniversitesi Yayınları, s. 181-184)

Asırlar öncesi gibi bugün de ‘çocuklar kocaya verilebilir’ idi!

Prof. Hayrettin Karaman’ın yazdığı gibi, tarihte, fıkıh ulemasının çoğunluğu “evliliğin muteber olması için büluğun yani ergenliğin şart bulunmadığını, velî veya bunun vekili tarafından evlendirilen küçüğün nikahının muteber, yani sahih olduğunu kabul etmişlerdir.” (Mukayeseli İslam Hukuku, Nesil Yay. cilt 1, s. 299-300)

Karaman buna katılmaz, bazı ulemanın da katılmadığını yazar. Fakat uzun asırlar içinde bu yerleşmiş, ‘mühürlenen’ zihinlerde “din” gibi algılanmıştır.

HZ. ÖMER’İN İÇTİHADI

Kuran’da Müslüman erkeklerin Hıristiyan ve Yahudi kadınlarla evlenebileceği hükmü vardır. Fakat büyük devlet adamı Ömer bunu yasaklamıştır. Gerekçesi şu:

“Allah Teala o zaman müsaade etmişti, o zaman Müslüman hanımlar azdı, şimdi ise öbürlerine ihtiyaç kalmamıştır. Dolayısıyla ruhsat (izin) kalkmıştır.”

Hz. Ömer’in bir gerekçesi daha vardır:

“Müslüman erkeklerin, güzelliklerinden dolayı gayrimüslim kadınlarla evlenmeyi tercih etmelerinden korkarım. Bu Müslüman kadınlar için felaket olur.” (Mehmet Erdoğan, İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi, s. 51; Hayrettin Karaman, İçtihat, s. 73)

Hz. Ömer’in farklı bir dinî gerekçe değil, sadece hayat şartlarındaki değişmeyi gerekçe gösterdiğine dikkat çekerim. Böyle içtihat örnekleri çoktur.

Peygamberimizden on yıl sonra böyle olur da bin dört yüz sene sonra olmaz mı? Elbette “zamanın değişmesiyle ahkâmın değişmesi inkâr olunamaz.” (Mecelle md. 39)

ZAMANIN DEĞİŞMESİ

Meşrutiyet devrinde Mansurizade Said Bey ve Seyyid Bey gibi açık fikirli fıkıh âlimleri, Ziya Gökalp gibi sosyologlar içtihat metotlarından yararlanarak hukukumuzun “asrın ihtiyaçlarına göre” gelişmesi yönünde ilmi görüşler ve yeni ufuklar açan “içtimaî usul-i fıkıh” teorisini geliştirdiler...

Çocukların eskisi gibi evlendirilmesini yasaklayan, çok eşliliğe sınırlar getiren 1917 tarihli Hukuku Aile Kararnamesi bu ilmî çalışmaların ürünüydü. Kararname’nin uzun gerekçesinden bir bölüm:

“Zamanımızda ebeveynin ilk vazifesi çocukların eğitim ve öğretimini sağlayıp onları bu hayat mücadelesinde başarılı olacak ve muntazam bir aile teşkil edecek hale getirmek iken, bizde ebeveyn çoğunlukla, çocuklarının tahsil ve terbiyesini tamamen ihmal ederek sırf mürüvvetlerini görmek veya mirasa kavuşturmak maksadıyla onları beşikte iken nişanlamışlar, nice biçareler dünyalarını görmeksiniz evlendirilmişler ve düğünlerle istikbaldeki felaketlerine gitmişlerdir…” (31 Ekim 1917)

Bu satırlardaki eğitim vurgusu zamanın değişmesini, ama çocukların düğünlerle felakete gönderilmesi de zamanın mühürlenmesini resmediyor!

Damat Ferit hükümetinin Kararname’yi iptal ettiğini de belirtmeliyim. Bu konuda benim “Medine’den Lozan’a” adlı kitabıma bakabilirsiniz.

On yıl süren çalışmalarda fıkıhtan “asrın ihtiyaçlarına göre” bir kanun çıkarılamadığı için 1926’da İsviçre Medeni Kanun’u kısmî uyarlamalarla alınmıştır ve iyi olmuştur.

DÜŞÜNCENİN YENİLENMESİ

İslam düşüncesinin yenilenmeye (tecdit) ne kadar derin, geniş, kapsamlı ihtiyacının olduğu açık. Bu konuda Mustafa Çağrıcı Hocamızın “Din ve Değişim” kitabını okumanızı tavsiye ederim. (Doğan Kitap)
Fakat tarikatlar halinde örgütlenen “getto İslamı” eski fetvaları din sanmaya, hayatları karartmaya devam ediyor! İktidarın ise ‘düşüncenin yenilenmesi’ diye bir çabası yok; önceliği oy almak…

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/zamani-muhurlemek-1594960